kızlarla çalışmaktan helak olmuştuk maça 1 saat kalmıştı ve biz hazırdık sonunda o kadar çalışmamıza değecekti en sonunda.
defne çınar:kızlarla kafeteryada otururken çok eğleniyorduk kızlar bana eski sevgililerin ne kadar kaltak ve gereksiz kasyığını olduklarını anlatıyorlardı onlar anlatıyor ben gülyordum aslında bu pek gülmek sayılmaz bence daha çok anırıyordum desem daha mantıklı olurdu bence.
su erdem:kızım iki saatir anırıyorsun ya azcık sus ya aaa susmassan yoksa senin o ağızını bantlarım yemin ediyorum ya aa sinirlerimi altüst ettin yemin ediyorum.
sıla yüksel:abartma istersen su .
su erdem: sen kapa çeneni ayıcık.
elif kara:kızlar kendinize gelin lütfen.
su erdem:bak sıla sadece elif istediği için seninle kavga etmiyorum ama seni tek bulduğum bi zaman o kadar elimden kolay kolay kurtulacağını sanma sakın.
irem doğan:yeter lan öküzler yeter susun artık bakın eğer kavga edecek olursanız sizin ananızı ağlatırım ona göre.
defne çınar:kızlar biraz sakin olun yoksa maçı kaybedeceğiz ve maçın sorumlusu sizsiniz yani maçı kaybedersek eğer bu sizin suçunuz olur tamam mı hem şurda zaten 40 dakika kalmış azcık sabredin.
irem doğan:kızlarla konuşurken yanımıza beste geldi ve beste bütün güneylilerin spor bahçeye çıkması gerektiğini söyledi bizde hızlıca bahçeye koştuk bahçeye geldiğimizde kuzeylilerin geldiklerini gördük kızlarla aramızda en çok yüzü ekşiyen su oldu aslında hepimizin yüzü ekşimişti kuzeylileri görünce kuzeyliler cidden anasından süt içmemiş ve zamanla da hırçınlaşmış bi ayıdan farksız gibiydiler ama aslan ayıdan daha güçlüdür öyle değil mi?
su erdem:ıyyy şu kas yığınlarına inanılmaz şekilde kıl oldum ya ıyy.
defne çınar:kızlar siz neden kuzeylilerden bu kadar nefret ediyorsunuz ?
mete karahan:çünkü gıcıklardan en iyi gıcıklar nefret eder.
su erdem:piç kurusu sen bi atlama lafa hemen hem lafa atlamak iyi değildir bunu sana anan öğretmedimi.
mete karahan:öğretmedi napıcaksın hayvan gibi saldırıcakmısın.
su erdem:kızlar tutmayın beni öldürücem ben bu piçi
çağatay er:tutmayın küçük enişteyi.
su erdem:sen çok konuşma sarışın düşmanı.
arda akkaya:sende konuşturma o zaman su.
irem doğan:maçta görüşüceğiz arda.
defne çınar:elif'le birlikte kızları destekliyorduk aslında yalan olmasın kızları desteklemek çok eğlenceli neyse kızlar çok iyi top atıyorlardı ama 2 tur olduğunda o top nasıl olduysa su'yun tam eline gelmişti su yerde can çekişirken kuzeylilerden aferin falan diyip gülüyorlardı benimde iyicene sinirlerim gerilmişti artık nasıl gerildiyse elif bana sakin ol diyordu sinirden deliye dönmüştüm artık gözüm hiç birşeyi görmüyordu artık nasıl sinirlendiysem yüzümün kıpkırmızı olduğunu hissetmeye başlamıştım artık ani bir sinirle nasıl erkeklerin yanına gittim ve nasıl meteye okkalı bir tokat attım hepsi ani oldu ama ben bunu yaparken öfke benim tamamen gözümü kör etti ben bunu anlamadım meteye tokat attığım zaman tek meteye tokat atmamıştım orda bulunan herkese tokat atmışım atmışım diyorum çünkü ben bunların hiç birini hatırlamıyorum neyse aslında kimlere tokat attığımı sanırım söyleyebilirim mete,irem,çağatay,arda,beste,sıla bide yanlışlıkla fatih'e atmışım aslında sinirim geçtiğinde sanki sarhoşken yapmışım gibi oluyor ama bence kuzeyliler bunu hak etti genede tabi bence.
mete karahan:lan oğlum o nasıl tokattı lan yanağımı hissetmiyorum.
arda akkaya:lan oğlum asıl o nasıl sinirdi kız hepimizi toplasak gene o kazanır yanağımın haline bak lan kıpkırmızı oldu yanağım.
irem doğan:lan sizi anladımda bana niye tokat attı lan bu.
sıla yüksel:ağlicam şimdi ya yanağım acıyor ya kendi arkadaşım tarafından ihanete uğradıma inanamıyorum.
beste sarıkaya:inanamıyorum bu hayatımda yediğim en büyük tokat oldu.
çağatay er:tutmayın küçük enişteyi sonra hepinizi aynı bu tokat gibi yere yapıştırır hem defne bunları yapabiliyorsa bir sinirle bir dahakine düşünemiyorum.
su erdem:çağatay sen düşünme yeterki o bize yeter hem sanane defneden.
irem doğan:defne'yi sahadan çıkarıp odaya doğru götürmeye çalışıyorduk gidiyorduk demek biraz ayıp kaçar çünkü defne gelmemek için direniyordu ama biz kızlarla onun gelmesi için onu çekiştiriyorduk ama o gelmiyordu arkadaşımın bu kadar sinir hastası olması biraz garip kaçmıştı çünkü her insanın sinir kabiliyeti farklıdır ama işte bu insanlardan biride defne'ydi neyse zorla morla defne'yi spor salonundan çıkartmayı başarmıştık defne cidden sinir krizi geçiriyordu sanırım defne'nin ailesindede bir sinir hastalığı vardı yada defne'nin ailesi herşeyi şiddetle mi hallediyordu?
su erdem:ben kızlarla defne'yi sakinleştirmeye gitmemiştim çünkü bu orospu evlatlarının kıçına tekmeyi basmak istiyordum özelliklede çağatay'yın kıçına tekmeyi basmak istiyordum hem arkadaşımın ruh sağlığını bozmuştu hemde benim canımı yakmaya kalkmıştı buna bir daha asla cesaret edememesini sağlamalıydım ve başarıcağımda bir daha bizim yanımıza bile gelmeyecek orospu evladı.
irem doğan:defne sakinleştiği zaman tekrar maça dönmüştük ama su'yun elleri acıdığı için oynamayacığını söylemişti ama biri oynamalıydı yoksa diskalafiye olacaktık hemen beş dakkika sonra defne oynamak istedi ama ben pek oynamasına karşıydım neyse en sonunda pes edip oynamasına izin verdik defne'nin skor 2/3 şeklinde gitti bir süre sonra defne topu alıp son bir vuruş ve gollllll!!!! maçı biz kazandığımızda erkekler bize öldürücü bakışlarını yolluyorlardı ama ordayken defne hiç beklenmedik bir hareket yapıp üstündeki formayı alıp metenin üzerine attı.
defne çınar:al sana forma fake you piç.
mete karahan:bunu sana ödeteceğim defne hiç beklemediğin bir anda çok yakında ödeyeceksin bunun bedelini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
düşman okullar
Fantasybu kitap dilara keskinin yazdığı kitaba benzemektedir karakterler aynıdır olaylar benzemektedir