ᐠXiao'danᐟ
Artık yavaş yavaş planımı başlatmam lazımdı evet hızlı bir başlangıç ile Prens Aether ile yakınlaşmış olabilirim ama kız kardeşi açık gözlü biri kendimi riske atamam. Derin nefes aldım görevim prens Aether'ın altınlarını sakladıkları kasaya güvenli şekilde götürmekti ve tabiki de yanımda Scara ve Kazuha'da buradaydı onlarla birlikte altınları dikkatli şekilde kasaya götürdük ve diğer altınların olduğu yere bırakmaya başladık. Tabi birimiz dışında..
"Of Scara cidden oradan oturup bizimi izleyeceksin sadece?" diye sordu Kazuha cidden bu çocuğa nasıl katlanıyor anlamıyorum.
"Ben kapıyı koruyorum sizin gibi 'amelelik' yapmıyorum hem ben sizden daha güçlüyüm sizi hepinizden daha iyi korurum bence bana şükretmelisiniz." cidden bu çocuk sinirlerimle oynuyordu.
"Hadi ama Scara eğer bize yardım edersen eee ha evet eğer bize yardım edersen senin bir istediğini yaparım." Scara tek kaşını kaldırdı.
"Ne istersem mi? " Kazuha kafasını hızlıca olumlu anlamda salladı.
"Evet evet ne istersen." ben işime devam etmeye karar verdim cidden onların saçma şeyleri yüzünden işimiz kolay gitmiyordu. Benim prens Aether ile kalmam yanında durmam lazımdı ama o uyuz kız kardeşi onu alıp götürmüştü cidden sinir bozucular.
"Tamam karar verdim bugün ki akşam yemeğinin 4/3 benim hatta bu haftada ki tüm yemeklerin! " Kazuha gözlerini sonuna kadar açtı ve itiraz etmeye başladı.
"NE AMA SCARA SADECE YARDIM ETMENİ İSTEDİM NİYE BÖYLE YAPIYORSUN!!" cidden seslerini kesmeme az kaldı.
"Ama anlaşma yapmak isteyen sendin ah ne yazık bir de bugün en sevdiğin yemek için malzeme almıltık. Ne yazık vah vah." biraz düşününce bu çocukta cidden az değil ben olsam çoktan onu öldürmüş
tüm."Yeter eğer ikinizde sadece konuşup işten kaytarırsanız sizi şikayet etmekten çekinmem. " sert tepki koymam lazımdı artık.
"Hah sen kimsin ki beni ve Kazu'yu şikayet ediyorsun."
"Sana sadece görev yap dediğimi hatırlıyorum? " elimdekileri yerine koyup ona döndüm. Scara ayağa kalkıp yanıma geldi.
"Bana bak Prens Aether'ın seni sevmesi falan umurumda olmaz seni mahvederim." Kazuha hemen aramıza girdi.
"Sakın olun sakın ol dedim sana Scara! Kusura bakma Xiao bu aptal ne dediğini bilmiyor da sakat işte bir kaç tahtası eksik." diyerek kafasını işaret etti.
"Kazuha beni başkakarının yanında rezil etme!!" cidden bunaltıcı.
"Sadece bir an önce işimizin bitmesini istiyorum çocukça hareketleriniz beni sinirlendiriyor. En azından iş yapmak bu kadar zor olmamalı değil mi senin için?" tek kaşımı kaldırdım ve ona küçümseyici bir şekilde baktım. Bakışlarım dan rahatsız olmuş olacakki Kazuha hemen onun bileğini tutup çekiştirdi ve kulağına bişeyler fısıldadı bense işime geri döndüm. İşimiz sonunda bitince Kazuha ve Scara bana baktı ve önümde eğilerek benden özür dilediler, şahsen ben bunu beklemesem de hoşuma gitmemiş değildi.
"Off tamam sorun değil sadece Scara gibi bende hızlı sinirlendiğim den boş yere kavga çıktı işte sorun değil bende boşuna bağırdım ikinize özür dilerim." onlarda dediklerimden hoşnut olacak ki gülümsediler.
"Sağol Xiao bu aptalın bazen inadı tutuyor işte." Scara küçük bir kedi gibi ona tısladı.
"Ciddi misin ve bana ikinizde inatçı demeyi kesin bu cidden saçma o kadar inatçı ve huysuz değilim ben tama- heyy!" konuşmasını bölerek Kazuha, Scara'yı odadan çıkardı ve bana el salladı. Bense onlardan hemen sonra odadan çıkıp kapıyı kitledim ardından görev yerime tekrar döndüm.
Zaten bugün prensin Lord Morax ile bir toplantısı vardı. Aldığım bilgiye göre Morax, Aether ile bu alım-satım ve askerler hakkında konuşucaktı. Evet iki ülke arasında ihanet benim sayemde yaşanacaktı ve ben kaleyi içten çökerticektim.
Böyle söylediğimde içim acıyor hareket edemiyordum. Ama bunu yapmak zorundaydım. Bu annem ve babam için bir intikamdı benim için bir zafer olucaktı.
O gün boyunca bunları düşündüm ve sadece görevim olan koruma görevini yaptım. Akşam olmuştu bile karanlık çökmüş bense hala Aether'ın gelmesini bekliyordum. O sırada ileriden bir atlı arabanın bağırarak buraya gelmesi ile muhafızları dürttüm ve silahlarımızı elimize aldık ama sonra gelen arabanın kalenin arabası olduğunu fark edince ne olduğunu öğrenmek için hemen arabanın yanına koştum.
"NE OLUYO BURADA PRENS AETHER NEREDE!" Telaşlı adam hemen arabanın kapısını açtı ve içerde yaralı Aether ve yarasını bastıran bir asker vardı.
Askeri kenara çektim ve Aether'ın üstüne üşümesin diye paltomu örtüp yavaş ve temkimli bir şekilde kucağıma aldım.
"Ne oldu hemen anlat" sakın kalmaya çalılsamda sırf o sakin olsun diye yapıyordum.
Ne komik ama ölmesi için uğraştığım çocuk şimdi ölücek diye kucağımda ve ölmemesi için bildiğim tüm duaları okuyordum. Askerler bana bişeyler anlatsa da anlamıyor tek derdim bir an önce iyileşip ondan ögrenmem gerekmiş gibi hissediyordum.
Aether'ın odasına gidip yer yatağına yatırdık içeri sıcak olduğundan ona acı vermeden üstündekileri çıkardım. Yarası karnındaydı ve biraz derin gözüküyordu.
Ben yarasına bez ile bastırırken sonunda birkaç sorumlu doktor geldi ve benim artık gitmemi söylediler ben elimi çeksem de hala kanlı bezi elimde sıkca tutuyordum beni arkaya çekmişlerdi ve Aether ile ilgilendiler.
Bu şey aklıma kötü anılarımı canlandırıyordu. Midem bulanmış ve ellerim titriyor hala elimdeki kanlı bezi tutuyordum. Kalbimde derin bir boşluk açılmıştı.
En sonunda beni Scara ve Kazuha taşıyıp bir sandalyeye oturttular ve tetikte beklemeye devam ettiler.
"Xiao iyi misin? Prense ne olmuş söylediler mi sana bembeyaz olmuşsun sakin ol lütfen."
Beni sakinleştirmeye çalışıyordu Kazuha , Scara ise tetikte ydi bizim için etrafı kolaçan ediyordu. Kazuha'nın bana sorduğu soruyu aklımda kalan şeyleri söyledim.
"Ben ah şey dediler yolda geri dönerken bir an baskına uğradıklarını söylüyordu sanırım. Of Tanrım yapanları bulursam yeminle elimden canlı çıkamıyacakalar."
Kazuha derin nefesler aldı.
"Tamam şimdi sakin ol biz etrafı kontrol edicez sende burda kapıda nöbete dur anladın mı sakin ol." kafa salladım. Scara eğildi ve bana baktı.
"Pışt deli oğlan sakin ol amına koyim bişey olmadı sen elinden geleni yaptın hem merak etme sarışının ölmez kolay kolay." sinirden kıpkırmızı olduğuma yemin edebilirdim. Kazuha ve ben aynı anda koluna vurunca Scara tısladı.
"Hay ananızı- kolumu çürüttünüz yeminle ne yani ortamı sakinleştirmeye çalışıyorum amınakoyim." Kazuha'nın bu çocukla harbi çok işi vardı.
İkiside kısa bir tartışma sonra yanımdan ayrıldılar. Bense Aether'ın odasının önünde durup iyi haber duyma umuduyla beklemeye devam ettim. Cidden ben acınası bir herifim.
˵Childe'dan˵
Yutkunmuştum.
"Özel derken nasıl bir özel. Yani her anlamda özel olabilir ama Lordum diyorsa çok çok özledir ama Lordum niye benimle özel bir şey yapmak isteyesinki-" lafım dudaklarımın başka bir dudağa değmesiyle kapandı.
Ne diyeceğimi ya da yapacağımı bilmiyordum. Şaşkın gözlerle yaptıklarını izliyordum elleriyle belimi okşuyor, o tapılası gözlerini kapatmış ve anın tadını çıkarıyordu. Cidden bir insan ancak bu kadar profesyonel olabilirdi. Birazdan düşüp bayılmazsam süperdi. Dudaklarımdan nefes almak için geri çekilince büyülenmiş gözlerle ona bakıyordum.
"Sanırım biraz fazla özel bir şey istemişim ha Childe." kıkırdadı.
"Lordunum sonuçta bence birazcık daha özel şeyler yapabiliriz değil mi?" içimden sanırım kulaklarımın patladığını ve bunu beynimin kurduğunu düşündüm.
Ehm biliyorum zaten çok uzun aralıklarla bölüm atıyorum ama ben napayım kaos ve yarıda bırakmak hoşuma gidiyor hehe.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝚂𝚊𝚖𝚞𝚛𝚊𝚒 𝙻𝚘𝚟𝚎𝚛 / 𝚇𝚒𝚊𝚘𝚝𝚑𝚎𝚛
Random𝟕 𝐲𝐚𝐬̧ı𝐧𝐝𝐚𝐧 𝐛𝐞𝐫𝐢 𝐗𝐢𝐚𝐨 𝐒𝐚𝐦𝐮𝐫𝐚𝐲 𝐞𝐠̆𝐢𝐭𝐢𝐦𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐚𝐥ı𝐲𝐨𝐫𝐝𝐮 𝐯𝐞 𝐧𝐞𝐫𝐞𝐝𝐞𝐲𝐬𝐞 𝐞𝐧 𝐠𝐮̈𝐜̧𝐥𝐮̈ 𝐬𝐚𝐦𝐮𝐫𝐚𝐲𝐥𝐚𝐫𝐝𝐚𝐧 𝐛𝐢𝐫𝐢 𝐡𝐚𝐥𝐢𝐧𝐞 𝐠𝐞𝐥𝐦𝐢𝐬̧𝐭𝐢. 𝐁𝐢𝐫 𝐠𝐮̈𝐧 𝐛𝐚𝐡𝐜̧𝐞𝐝𝐞 𝐢𝐝𝐦𝐚𝐧 𝐲𝐚�...