Hayatında görüp görebileceği en tatlı alarmla uyandırıldı Game, Rock onu sıkıca sarmalamış saçlarından öpüyor ve fısıldayarak "Hadi güzellik, uyan." diyordu. Game gözlerini açmadan gülümsemeye başladı. Hayatında ilk defa bu kadar rahat ve huzurlu hissediyordu birinin yanında. Rock bir yandan öpüyor bir yandan da tekrarlamaya devam ediyordu. "Hadi, uyan güzelim, uyan artık, kedicik..." Game'in uyandığını anladı ve daha da fazla öpmeye başladı, yavaşça boynuna doğru iniyordu ve her zerresini öptü, başını, şakağını, boynunu... Game boynu gıdıklanınca kendini kastı. "Ya..." dedi cilveli bir tonla. "Yapmasana!" Rock da gülmeye başladı ve ona daha da sıkı sarıldı. "Uyanmışsın!" dedi kelimeyi uzatarak. Game kafasını Rock'ın göğsüne sokuşturdu. "Biraz daha uyuyayım..." Rock Game'in kokusunu içine çekti. "Hayır olmaz. Bugün setin var unuttun mu?" Game hışımla doğruldu. "Hi! Doğru! Saat kaç?" Rock'ın ağzı kulaklarına vardı. Game örtüyü üstünden atıp yerdeki kıyafetlerini aramaya başladı. Sonra bir şey farketti ve şaşkın gözlerle Rock'a döndü. "Senin kafanı kırarım bana öyle bakma." Rock koca bir gülümsemeyle Game'i izliyordu. "Ama dün çok karanlıktı bir şey göremedim k-" Game cümlesini bitirmeden yerden topladığı kıyafetleri Rock'a fırlattı. "Sus! çok fena yaparım." Rock kahkaha attı. "Tamam tamam, bakmıyorum." Rock gözlerini kapattı ve kısa bir süre bekledi. "Giyindin mi?" Game hala kıyafetlerini arıyordu. "Off hangisi benim ya hu!" "Giyindin mi?"
"Ya bir sus!" Rock sustu. Aradan bir kaç saniye geçti. "Giyindin mi?" Game cevap vermedi. Elbisesini giyerken bir yandan da sırıtarak Rock'ı izliyordu. Gözlerini kapatmış başını bir sağa bir sola yalpalayarak 'giyindin mi' diye soruyordu. Biraz zaman geçtikten sonra tekrar sordu "Giyindin mi?" Game çoktan giyinmiş ve kapıya doğru yönelmişti bile. Rock kapının açılma sesini duydu. Gözlerini açtı ve yataktan fırladı. Game kapıda ayakkabılarını giyiyordu.
"Ya nereye! Ben bıraksaydım-"
"Hadi kaçtım ben!" diye bağırdı dışarı çıkarken."Oha!"
Rock yataktan fırladığı gibi kapıya koşmuştu. Game güldü ve Rock'ın komşuları ömürleri boyunca bu anı konuşmasın diye kapıyı hızlıca çekti. Rock arkasından seslendi. "Akşam alacağım seni!"*Telefon Sesi*
"Efendim?"
"Ne yapıyorsun?"
"Kafeyi açmaya gidiyorum sen ne yapıyorsun?"
"Ben de yeni kalktım, son kontroller için sergiye gidecektim ki sergi tarihi ertelenmiş, gidemedim."
"Aa niye ki?"
"Gelince anlatırım ya, şu tabloları toplayıp kafeye geleceğim. Sen tek misin bugün?"
"Game akşam uğrayacağını söyledi Su bu aralar yoğunmuş Aisel de dünden sonra gelmesin zaten."
"Niye ne oldu ki?"
"O kadar vaktin var mı?" dedi gülerek.
"Anlaşıldı, bayağı konuşacak konu birikmiş Sara'yı da ararım müsaitse alır gelirim."
"Tamam."
"Gelirken kahvaltılık bir şeyler alayım mı?"
"Offff patatesli börek."
"Ne diyosun! çay demle."
"Olur, öptüm."
"Muah!"Betty telefonu kapattı ve yürümeye devam etti. Kafenin önüne geldiğinde yüzünü bir gülümseme kapladı. Bugün kafenin önü müşteri dolu değildi ama o gelmişti, Jeffrey. Arkası dönük bir şekilde yere bakarak bekliyordu.
Betty Jeffrey'e doğru sessizce yaklaştı. Ellerini göğsünde kenetlemiş, bir ayağını da yere vuruyordu, dalmış gibiydi. Betty içinden gelen ani bir duyguyla "Günaydın!" diye bağırdı. Jeffrey irkilmedi, arkasını döndü ve gülerek Betty'e baktı. "Günaydın." dedi alçak bir tonla.
Betty onu gördüğüne sevinmişti, hatta biraz fazla sevinmiş olmalıydı ki coşkusuna engel olamadı. Bir süre elleri cebinde kafenin önünde durduktan sonra hatırladı. "Ah! Kafe." hızlıca anahtarlığını çıkarıp kapıya eğildi. Jeffrey onun bu tatlı telaşına güldü. Betty kepenkleri açarken Jeffrey de ona yardım etti. Dükkanı açıp içeri girdiğinde saate doğru baktı. Saat 8:41'di. Betty yoğun olur diye kafeyi her zamankinden erken açmıştı. Sahi, Jeffrey niye bu kadar erken gelmişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptal 2 "Bizim Hikayemiz"
Novela JuvenilFanfic değildir. Birinci kitabın devamı niteliğinde eğlence amaçlı yazılmıştır. Herkese iyi okumalar~♡