Çocuklar ne diyeceklerini şaşırmış, dönüp kalmıştı. Hector yavaşça Rose' nin kulağına eğilip fısıldadı "Korkma ben halledicem. " dedi. Hector Kondüktör' e " Beyefendi ben bileğimi burkuca beni buraya getirdiler. " Dedi. Kondüktör " Aileniz nerde sizin? Peki ya biletleriniz?"Dedi sesini biraz yumuşatarak. " Annem buz bulmaya gitti biletlerimiz de annemizin yanında. " Dedi . Saf ve masum bir çocuk gibi davranıp Kondüktör' ü kandırma peşindeydi.
" Pekala biletleri görmem lazım o yüzden birazda tekrar gelicem. " Dedi ve geldiği kapıdan tekrar çıktı.Hector korkuyla ve telaşla topallayarak ayağa kalktı. " Rose şu kapıyı açmamız lazım." Kapıyı açmaya çalıştı. " Yardım et Rose kapı açılmıyor." Dedi. Çok zorlanıyordu ve bu yüzden belliydi. Rose ayağa fırlayıp kapıyı açmaya çalıştı. Açılmayınca kenardaki çekici alıp asma kilite vurmaya başladı. Tüm gücüyle bir kaç kez hızlıca vurunca kilit kırıldı. İkisi birlikte yardımlaşarak kapıyı açtı. Tren hızla hareket ediyordu. Tren köprünün üzerinden geçiyordu. Aşağıda büyük bir nehir vardı. Rose " Hector eğer Kondüktör gelirde biletimizi göremezse bizi tutuklar. Sonra da tekrar yetimhaneye göndeririler. " Dedi. " Atlamamız lazım." Dedi Hector , Rose' nin elini tutarak. " Üç diyince ." Dedi Hector. " Bir... İki... Üç" on an Hector, Rose ' un teredfüt ettiğini gördü. Ona bakarak " Bunu yapmak zorundayız Rose. Tehlikeli görünüyor biliyorum ama sana söz veriyorum... Sana birşey olmayacak." Dedi ve sarıldı.
Sonra Rose ' nın tekrar elini tutup atladı. Rose da , Hector' un onu çekmesiyle düştü. Yükseklik çok olmadığından hızla aşağıya düştüler.
Hector suya düştüğü gibi yüzmeye başladı ve kendisine Su yüzeyine geri çıkardı. Hektor bir süre bekledikten sonra Rose ' un suyun altında kaldı mı fark etti. Rose ' a seslenmeye başladı.
Birazcık ileride Rose' nin yüzeye çıkmaya çalıştığını ama çıkamadığını gördü. Hemen yanına yüzüp onu karnından kavrayıp kıyıya çıkardı. "Ne oldu orada Rose? Sen yüzme bilmiyor muydun? " Diye sordu.
" Evet yaza bilmiyorum. Ben de sana bunu anlatmaya çalışıyordum." Dedi sinirden bağırarak. Hector gülmeye başladı. " Ne gülüyorsun Hektor? Burada komik bir şey mi var? " Dedi Rose sinirli. Hector " En azından seni kurtardım. " Dedi yüzünde tatlı bir gülümsemeyle. Rüzgar saçlarını savururken.Rose da gülmeye başladı. Rose " Peki artık yola çıkalım. "Dedi.
Birkaç saat yürüdükten sonra şehre varmışlardı . Üzerlerinde ki kıyafetler kurumuştu. Hava kararmaya başlamıştı. Şehir akşam daha da güzeldi. Heryer ışıklarla dolu yüksek binalar vardı. Zengin insanlarla dolu süslü restoranlar, upuzun kuyrukları olan sinemalar vardı. Rose , Hector ' a dönerek " Hector burası çok güzel. Burada olduğuma inanamıyorum. " Dedi kahkaha atarak. " Evet ,Rose burası çok güzel ama geç olmadan geceyi geçirecek bir yer bulmamız lazım." Dedi.Merkez den çıkıp şehrin ücra yerlerine doğru gitmeye başladılar. Tenha bir cadde de yıkık dökük eski bir bina buldular. Binanın girişi güvenli olmayacağından 2. Kata çıktılar. Diğer odalardan daha temiz bir oda bulup yere oturdular. Saatin kaç olduğu belli değildi ama gece yarısında olmaları lazımdı. Çünkü dışarıda kimse yoktu ve ses seda gelmiyordu. Hava çok soğuktu. Rose , Hector ' un dizine uzanmış ne kadar üşüse de uyumaya çalışıyordu. Hector da , Rose ' a sarılıp uyudular.
Sabah olduğunda Hector, Rose ' i yanın da göremeyince kaçırıldığından korkmuş olmalı ki telaşa binip onu aramaya koyuldu. Tam dışarı çıkacakken merdivenlerden yukarı elinde ekmek ile yukarı çıkan Rose ' u gördü. " Nerdeydin? " Diye bağırdı endişeyle. " Korkmana gerek yok fırına gitmiştim. "Dedi. " Ne fırını? Bu ekmeği nereden buldun? " Diye sordu. " Yetimhanede çıktığımızda yanımda bira param vardı." Dedi. Hector Rose ' nın yüzüne bakıp of çekerek "pekala." Elindeki ekmeği alıp ikiye bölerek " Beni çok korkuttun." Dedi. Ekmeği yediler. Hector" Ben dışarı iş aramaya çıkacağım. " Dedi. Rose " Bende seninle geleceğim." Dedi. " Buna gerek yok ben hallederim" dedi Hector. " Biz bu yola birlikte çıktık bütün sorumlulukları senin üzerine atamam." Dedi. Tam Hector birşey diyecek iken Rose " Konu kapandı." Dedi. Yaklaşık yarım saat sonra dışarı çıkıp iş aramaya başladılar.
Saatler geçmişti. Kasaba,pastaneye ve inşaata bakmışlardı ama hiçbirinde iş bulamamışlardı. Hector mahallede ki fırına bakacaktı ki fırıncının sinirle bağırarak Rose' nin üzerine doğru koştuğunu gördü. " Yine mi sen? Birde arkadaşını getirmişsin. Gelin buraya." Diye bağırıyordu. Hector bu sözleri duyduğu an Rose ' nın elinden tutup arkasına bile bakmadan koşmaya başladı. Çocuklar fırıncıdan daha hızlı konuştukları için onu geride bırakmışlardı.
Bir sokak arasına girip durdular. Nefes nefese kalmışlardı. Hektor zar zor nefes alırken "Ne yaptın sen Rose? Sabahki ekmeği nereden buldun?" Diye sordu sinirle. Rose utanmıştı. Hector' un yüzüne bakamıyordu. Rose başını eğmişken, Hector aniden, Rose' un çenesinden tutup kafasını kaldırdı ve ve gök mavisi gözleriyle, Rose' un dipsiz yeşil gözlerine baktı.
" Cevap ver Rose." Dedi sesini yumuşatarak. Rose' un gözleri sulanarak " Tamam, ekmeği çaldım. " Dedi. Hector, Rose' nin çenesini bırakıp. " Neden? Çok mu açtın Rose. Bana söyleseydin ne yapıp edip birşeyler yapardım. Çalmana gerek varmıydı?" Dedi yumuşak sesiyle. Rose duvara yaslanıp elleriyle başını sarıp " Evet açtım. İki gündür boğazımız dan tek lokma geçmedi. Param yoktu ve sen zaten benim için çok şey yapmıştın. " Dedi ağlayarak.
Hector, Rose 'a sarılıp " Ağlama." Dedi tatlı ve duygulu sesiyle. " Bana söz ver." Bir daha asla birşey çalmamalısın. Tamam mı?" Dedi.
" Söz veriyorum." dedi Rose.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Şehirde Bir Ömür
De TodoHector ile birlikte yetimhane den kaçan Rose bir mafya birliğinin ajanların dan biri olur. Hector bu mafya birliğinin kırmızı gömlek gurubuna girer. Rose ise özgür kalabilmesi şartıyla bir görev verilir. Küçüklüğünden beri bu birliğin kölesi olan...