[6] eşsiz biri

64 28 8
                                    

Sanki kısa ama bir o kadar derin uyumuştum. Daha doğrusu bayılmış, bilincimi kaybetmiştim.

Gözlerimi açtığımda kendimi devasa bir kamyonetin içinde bulmuştum. Ve tam ortaya fırlatılmıştım. Etrafı incelemeye başladım. Kenarlara dizilmiş minderlerin üzerinde sabah yapılan etkinlikte gördüğüm çocuklar oturuyordu. Kızlar yoktu sadece erkekler vardı.

En köşede ise anında tanıdığım Taehyung oturuyordu. Gözleri kapalı ve başı yana düşmüştü. Araba o kadar çok sallanarak hareket ediyordu ki ayağa kalkmakta güçlük çektim bu yüzden emekleyerek onun yanına varmaya çalıştım. O an fark ettim ki ellerim bir iple bağlanmıştı.

Bazı çocuklar uyanmaya başlamıştı ve uyandıkları gibi de ağlıyorlardı. "Neredeyiz?"

"Annemi istiyorum."

"Çok korkuyorum."

"En son şeker yemiştim."

"Ellerimiz neden bağlı."

"Bir askerle tanıştığımı hatırlıyorum."

Hepsi bir ağızdan konuşurken ağlamamak için zor tuttum kendimi. Bende korkuyordum ve hepimiz aynı şeyi yaşayarak buraya gelmiştik. Şeker yemiştik...

"Jungkook!"

Taehyung'un sesini duyduğumda gözlerimi onunla buluşturdum ve yanına gittim. Şaşırmış görünüyordu ve gözlerinin derinlerinde endişe vardı. "İ-iyi misin?" Sesimin titrediğinin farkında bile değildim.

Başını salladı. "Sen? Sen iyi misin?"

Dudağım seğirirken zorla yutkundum ve "İyiyim..." dedim. "Senide mi kandırdılar?"

Başını salladı. "Senin yanına gelmek için kasabaya geri dönmüştüm ama sonra bir asker şeker dağıttığını söyleyerek bana da ikram etti ve açgözlülük yaparak aldım. Sonra da kendimi burada buldum. S-sen... Seni nasıl kandırdılar?"

Sesinde endişe ve biraz korku vardı. Sanki benimle karşılaştığına biraz mutlu biraz da değildi. "Beni korumakla kandırdı... Güvenmiştim." Yutkundum sonra ise ekledim. "Neden yanıma gelecektin?"

Gözlerini kaçırdı.

"Söylesene Taehyung."

"Önemli bir şey değil."

Bağlı ellerimi onun koluna yasladım. "Öyle olmasa gelmeye çalışmazdın. Neden yanıma gelesin ki?"

Tekrar gözlerime baktı ve dudaklarını araladı. Tam bir şey söyleyecekti ki kamyonet çok sert bir şekilde durdu ve çığlık sesleri yükseldi. Bu sırada bende Taehyung'a çarptım.

Kamyonetin kapısı koca bir gürültüyle açıldı ve üç asker inmemizi söyleyerek kükredi. Yerimde sıçrarken diğerleri hâlâ ağlıyordu.

Herkes teker teker ayağa kalkarak kamyonetten inmeye başladı ve bizde sıraya girdik.

"Taehyung, beni bırakma."

Söylediğim şey üzerine Taehyung bana baktı ve hiçbir şey söylemeden yürümeye devam etti. Olabildiğince elimle onu tutmaya çalışıyordum ama o buna izin vermedi ve elimi kolundan ittirdi.

Taehyung aynı Taehyung'du... Şu anda böyle bir durumda olmamız onu değiştirmeyecekti ama bir ihtimal bana karşı yumuşak davranır diye düşünmüştüm. Alt dudağımı dişleyerek kamyonetten indim. O çoktan inmişti.

Yaklaşık otuz ila otuz beş kişiydik. Askerlerden biri öndeki çocuğun sırtına çok sert olmayacak şekilde vurdu ve "Zırlamayı kesin de takip edin." dedi. Çocuk bunun üzerine sessizleşti ama hâlâ ağlıyordu.

Prisoner ∞ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin