Ateş Çemberi

42 4 1
                                    

İki hafta geçmişti . Tek tük bir şeyler öğrensem bile bunlar çok önemli değildi. Bana daha çok bilgi lazımdı. Gece odama ilerlerken Isla'nın, Bethany'e uyarı yaptığını gördüm. Kapının aralığından onları dinlemeye başladım. Isla, "Bethany bu dediklerimi en yakınınla bile paylaşmayacaksın yoksa hayatını bitiririm." diye birşeyler diyoru. Bethany ise, "Isla ama ben bu dediklerini yapamam, yapsam bile yakalanırım. Lütfen başka birine ver bu görevi. Suira mesela, o bence sinsi bir kız çok iyi rol yapar yalvarırım." diyordu. Ne görevi bu, ayrıca ben sinsi miyim? Aslında evet ama yani bunu bana Bethany diyemezdi. Kapıya daha çok yaklaştım ama daha kısık ses ile konuşmaya başlamışlardı, o yüzden bir şey duyamıyordum. Yakalanmamak için artık dinlemeyi bırakıp odama gittim.

Tam uykuya dalacağım sırada odamın bulunduğu katta sesler duymaya başladım. Başta umursamadım, hizmetçiler falandır diye düşündüm. Fakat sesler artıyordu. Daha çok ayak sesleri duyuyordum. Sanki benim odama doğru geliyordu bu kişi. Sonra adım sesleri durdu. Kendi kendime sesler duydum diye düşündüm. Lavaboya gitmek için çıktım. Kimse yoktu . Sanırım bu sıralar çok uykusuz kalıyordum ve gayipten sesler duyuyordum. Odama dönerken gözüme merdivende ki çamur izi takıldı. Kocaman bir ayak iziydi bu. Yani bir erkeğe ait olabilirdi. Daha fazla düşünmek istemiyordum. Bu yüzden odama gittim. Girdiğimde odanın ışığı kapalıydı. Ben giderken açık bırakmıştım. Odama birinin girdiği belliydi. Kendimi savunmaya almak için bacağımda duran hançeri çıkardım ve hemen ışığı açtım. Fakat tam o sırada bir el benim ağzımı kapatıp, bir yandan da kapıyı kilitledi. Elini ısırıp, geriye doğru kafa atarak ondan kurtulmayı başardım. Kendisi kanayan burnunu tutup, ısırdığım elindeki diş izlerine bakıyordu. Siyah bir pelerin vardı üzerinde. Şapkası yüzünü kapatıyordu bu yüzden yüzünü göremiyordum. Yaklaşıp hançeri koluna saplayacağım sırada beni durdu. "Hey, tamam başta seni normal biri sandım fakat epey güçlüymüşsün . Ama bana gücün yetmez." dedi. Hâlâ kanayan burnunu tutuyordu. "Ne saçmalıyorsun, sen kimsin de sana gücüm yetmeyecekmiş?" dedim sinirli bir şekilde. "Bak, bu gece olmamış gibi sayalım. Ne sen beni gördün ne de ben seni. Tamam mı?" dedi ve kapının kilidini açtı. Tam o an kolunu tutup ters çevirdim. Kapıyı kilitleyen bu sefer bendim. "Hayır. Bu gece oldu. Sen beni gördün ben de seni gördüm. Kolayca çıkamazsın işin içinden. Kim olduğunu söyle bana." dedim tehdit eder gibi. "Pekâlâ. Lütfen kolumu bırak. Anlatacağım." dedi. Kolunu bırakıp onu odanın ortasına doğru ittimki kolayca kaçamasın. Pelerininin şapkasını yavaşça açtı. Lacivert saçları ve mavi gözleri ile bir hırsıza benzemiyordu. Ya da ben öyle düşünüyordum. Koyu kaşları ve sert bakışları ile bir prensi andırıyordu. Önümde saygı göstermek amacı ile eğildi. "Ben Alex Allen." dedi. Hiç inandırıcı değildi adının Alex olmadığına çok emindim. "Hiç yalan söyleyemiyorsun bay isimsiz." dedim dalga geçerek. "Pekâlâ. Yine başaramadım. Doğru bildin, adım Alex değil. Aaron Miller, Isadora krallığından geliyorum. Ama seni ilk defa gördüm. Sen kimsin?" dedi kibarca. "Suira Ethen, Seria Krallığındanım yani buradan." dedim ve "Gece gece seni buraya getiren ne Aaron?" diye ekledim. Hançeri hâlâ elimde tutuyordum. Yatağıma oturmuş bana bakıyordu. "Her ay buraya gelirim. Özellikle bu odaya. Fakat bugün geldiğimde sen vardın. Bu hiç hoş olmadı Suira." dedi ve ayağa kalktı. Bana yaklaşmaması için hançeri ona doğru uzattım. "Ben yeni hizmetçilerdenim. Bu odayı bana verdiler. Kusura bakma bir hırsızın düzenli olarak buraya geldiğini bilmiyordum." dedim aşağılayıcı bir ifade ile. Odanın etrafında dolanıyordu. "Hayır hayır ben hırsız değilim. Asıl hırsız Lora ve o yanındaki işe yaramaz adam. Yani senin hizmet edip, minnet ettiğin kişiler." dedi. Ne saçmalıyordu bu. Aynen böyle de sordum. "Ne saçmalıyorsun sen , ne hırsızı?" dedim. "Suira, senin bu yattığın oda kraliyetin en önemli odası." dedi. Anlam veremiyordum. Sadece küçücük bir odaydı. Dinlemeye devam ettim. "Yıllardır bu odanın gizemini çözmek istiyorum fakat elime hiç bir şey geçmedi. Bu duvarlar, tahtalar, yatak, dolap aklına ne gelirse yıllardır değişmedi. Çünkü çünkü.." dedi. Devamını getiremiyordu. "Çünkü ne? Söylesene." dedim. "Çünküsünü bende bilmiyorum maalesef. Zaten bunu öğrenmek için uğraşıyorum." dedi rahat bir tavırla. "Yani diyorsun ki bu oda gizemli ve hiç kimseye vermezlerken bana verdiler öyle mi?" dedim. "Aynen öyle ." dedi Aaron. "Belki şatoda oda kalmadı?" dedim, saf taklidi yapıyordum. "Biraz mantık lütfen. Kocaman şatoda oda mı kalmayacak? güldürme beni. Ayrıca emin ol sana vermelerinin bir sebebi vardır. Yıllardır en önemli kraliyet aileleri bile bu odaya giremezken sana yani bir hizmetçiye vermişler, tuhaf." diye söylendi. "Suira, seninle daha çok görüşeceğiz. Her geldiğimde burada olmanı tavsiye etmem." diye ekledi. Çıkmak için ilerlerken "Seninle bu ilk ve son görüşmemizdi emin ol. Şimdi seni şikayet etmeye gideceğim." dedim ve onu durdurdum. Ben ilerleyeceğim sırada o beni durdurdu. "Bence bunu ikimizde istemeyiz Suira. Yoksa senin de kim olduğunu açıklarım. Dersenki sıkıntı yok, o zaman ikimizde zindanda çürürüz. Ne dersin?" diye sordu imalı imalı. O sırada tüm vücudum diken diken olmuştu. Ne biliyordu bu, benim hakkımda ne kadar şey
biliyordu?

İNTİKAM ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin