play with fire/ The Uncanny Counter

8: anlamsız hissedilen duygular

Hwang: Kalk! İç şunu.

Hana: Ah, başım çatlıyor.

Hwang: Aptalın tekisin.

Hana: Nerdeyim ben? Başım çok kötü ağrıyor.

Hwang: Yerde baygın yatıyordun. Bayılmadan öncesini hatırlıyor musun?

Hana: Hiç bi şey hatırlamıyorum. Ver ilacı.

Hwang:Al iç tabi. Bi daha içmek yok sana.

Hana: Çocuk değilim ben. İstediğimi içerim.

Wong: Günaydın bebis.

Hana: Halâ sarhoş musun?

Wong: Yio. Hoşuma gidiyor sadece.

Göz devirdim.

Hana: Gelly nerde?

Hwang: Dışarıdaydi en son.

-
Motak: Bayan Chu! Yemek hazır mı?

Bayan Chu: Evet. Herkesi uyandır.

Motak: Tamamm.

Herkesi uyandırmak için odalarına gittim. Mun hariç herkes uyanikti , sadece yatakta bekliyorlardı. Onları asaga çağırdım.

Motak: Mun! Kahvaltı hazır. Kalksana!

Mun: NE? DUR! BEN KİMSEYİ ÖPMEDİM YEMİN EDERİM! O ŞEY ETTİ!

Motak: Ne diyorsun sen? Aklın başında mı senin? Mun! İyi misin koçum?

Mun: Ne? Tabiki iyiyim. R-rüya işte.

Motak: Hıı anladım.

Derin bir nefes verdim. Kahvaltıya oturdum.

Bayan Chu: Mun doğru düzgün yesene. Mıy mıy yiyip yemeği ziyan etme. Kırılırım sonra. Yoksa beğenmedin mi?

Öksurmeye basladim.

Mun: Hiç olur mu öyle şey? Her zamanki gibi çok güzel olmuş.

Jeok bong: Kardeş dalgınsın bugün. Özel bir şeyler mi var?

Hyeri: Evet. Dün akşamdan beri böylesin. Bir sorun yok değil mi?

Mun: Yok bir şey dedim ya!

Hyeri: Tamam bi şey demedim. Sakin ol.

Mun: Adım attı.

Motak: Kaçıncı seviye?

Mun: 2.

Jeok bong: Gidelim.

-
Gelly için dışarı çıktım. Yolda telefon ettim. Kafede oturuyormuş. Yanına gittim.

Hana: Napıyorsun burada?

Gelly:Kahve içmeye geldim.

Hana: Gelly, eminim başka bir şey için burdasin.