Eve geç saatte yorgun argın gelmiştim. Uzanıp tavanı izlemeye başladım. Hyeri'yi mahvetmek için planımı devreye sokacaktım. İlk iş anne babasının nerede kaldıklarıydı. O yüzden önce Hyeri'ye ulaşmam gerekti.
Wong: Hana. Uyudun mu..?
Hana: Uyumaya çalışıyorum izin verirsen.
Wong: Tamam iyi geceler.
Hana: Sanada.
-
Mun: Adım attı!
Jeok bong: Adım attı diyip susmasana amk. Aynı şeyi sormaktan bıktık.
Mun: Tamam ya. Hana attı. ..... sokağında.
Jeok bong: Heh şöyle. Hadi gidelim.
-
Hana: Gel Hyeri hadi.
Gelly: Hana! Acil gelmen gerekiyor.
Hana: Gene ne oldu ya?
Gelly: Wong 1vs10 atıyor! Koş!
Hana: Hay amk. 10 ucubeyle başa çıkamadı mi? Aishh!
Hızla oradan uzaklaşmıştım. Zaten bölgede kaybolmuştu. Şimdi arayıp dursunlar beni.
-
Jeok bong: Eee hani nerde bu kız?Bayan Chu: Oyun mu oynuyor bu bize?
Mun: En son bu sokaktaydı. Biriyle buluşup gitmiş sanırım ya da işi çıkmıştır.
Motak: Neyse yapacak bir şey yok. Eve gidelim.
Arabaya binip gittik. Mun'un şüpheci bir yüz ifadesi vardı. Fazla düşünüyordu.
-
Hana: Wong inadına mı yapıyorsun!
Wong: Ya ne inadı? Kolumu param parça ettiler!
Gelly: Aman , bi bu eksikti! Eve dönelim hadi. Hwang'ın şu Çin'e gitme konusunda söyliyecekleri varmış.
Hana: Gene ne zırvalayacaksa artık..
20 dakikaya aşkın süreyle eve dönmüştük.
Hwang: Ooo hoşgeldiniz uyuz hanım, pençe hanım ve sarı kaşlı bey. Gözüm yollarda kaldı. Çok özlettiniz yahu!
Hana: Uyuz anandır.
Gelly: Pençe babandır.
Wong: Sarı kaşlı babaannendir.
Hwang: Babaannem cidden sarı kaşlı bu arada. Her neyse! Konuşmak istediğim bir konu-
Hana: Gene Çin'e gideceğiz diyeceksen hiç zahmet etme Pil.
Hwang:Kaç defa diyeceğim bana şöyle seslenme diye!
Hana:Sende bana uyuz diyorsun!
Gelly: Aaaah! Yangın var diye bağıracağım şimdi. Bi bitmedi kavgalarınız.
Hana: Öf iyi be! Söyle ne diyeceksen.
Hwang kravatını düzeltti.
Hwang: Çok basit bir planım var. İyi dinleyin. O orospuların içinden en zayıf olanı kaçıracağız.
Hana: Eeeee.
Hwang: Sonra diğerlerini haberdar edeceğiz ve sadece Mun'un gelmesini söyleyeceğiz. Karşı çıkarlarsa elimizdeki döl israfını öldürmekle tehdit edeceğiz. Mecbur gelecek ve bir daha dönemeyecek.
Wong: Yuppi! Çok iyi plan.
Hana: Bok gibi bi plan yapmışsın. Ayrıca çocuk musun sen Wong? Ne "yuppi" falan?
Hwang: Aşıksın.
Hana: Iyyy. Bulantım geldi!
Hwang: Hee kıvır anca.
Hana: Ciddiyim!
Hwang:Ay götüm.
Gelly: Abi cidden aşık mısın nesin?
Hana: Öf ne riv riv ettiniz? Tamam yapalım!
Wong: Dondurma isteyen?
Hana: Vanilyalı alayım.
Bu aşık muhabbeti iyice canımı sıkmaya başlamıştı. İyilik için kendini adamış adama mı aşık olacaktım? Wong'a olurum daha iyi !
-
Hyeri: Ay içim şişti! Ne bu Mun?Mun: Ne varmış canım, bi kere bu moda!
Hyeri: Yılların şarkısı bu bi kere! Modası geçti yani.
Mun: Beni sakinleştiriyor ve doğru düşünmeme yardımcı oluyor. İstemiyorsan git.
Hyeri: İyi be!
Hyeri'yi yanımdan atmak için sallamasyon bir şarkı açtım. Sakinleştirdiği falan yoktu. Asıl derdim Hana'ydı. Sürekli onu düşünür olmuştum. Aklımdan bir an olsun çıkmak bilmiyordu. Ah be Hana, naptın bu dağ gibi çocuğa...
Özlemiş gibi hissediyorum. Yeter! Kafamdan çık! Kafama sıkacağım bu gidişle. DEFOL!
___________________
Hello prensesler😍💗
Cok istek uzurine bu ficin devamını yazıyorum bi zahmet okuyun amk🥰
Diğer fici de okusaniza👉🏻👈🏻(tam bi shitpost)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
play with fire/ The Uncanny Counter
Actionkötü ruh do hana'yla başa çıkabilen tek avci mi?