25 -) Acının En Acı Verici Hâli

53 2 0
                                    

İnsan en büyük kötülüğü en sevdiğine yaparmış her zaman .

Neden ?

Karşımda bir adam var ve yıllarca en sevdiği insana , oğlu yerine koyduğu insana acı çektirmiş ,

neden ?

Çünkü onu seviyor ...

Sevgi ; sevdiğin bir insana yada herhangi bir şeye acı vermek mi ? .
Bence sevgi bu değil , bu tamamen bencillik . Bir kalbi kırarak ,orada kendine karşı bir nefret oluşturarak sevgi olmaz .

İçeride bir adam ve bir kadın var . İkiside acı çekiyor
Biri sevgisinin boşa olduğunu sanıp acısını en yakınından çıkramak itiyor .

Bir diğeri sevgisi yüzünden kendi canından kanından olan evladından vazgeçiyor .

Neden ?

Çünkü seviyor ...

Bu iki insan belki de dünyanın en çok seven insanlarıydı , ama benim gözümde iki korkak ,iki zavallı ve iki aciz insandan farkları yoktu . Bu kelimeleri yüzlerine söylemesem de , onlar herşeyin farkındalardı

Şimdi ise çektirdiklerinin bedellerini ödeme zamanları gelmişti ..
Belki bu yaşananlar annemin suçu değildi . O bunlar olsun istememişti ama bana yaşattıkları onun kararıydı ve babamın seçimleride yine onun kararıydı .
O iki insan asla masum değillerdi .

Onların yalandan olan sevgileri yaşattıkları ve yaşatmak istediklerini asla değiştirmeyecekti ...

Canım yanıyor , ama umrumda değil .
Kırık.. camdan bir fânusun içinde gibiyim , ne dışarı çıkabilir ne de içeride kalabilirim .
Sevdiklerim acı çekecek
Koca yalanlardan , saklanan sırlardan
Acı dolu hatıralardan başka bir şey kalmadı elimde .

Kendi acı anılarıma bir başkalarını da katmak istemiyorum
İçimde büyük bir nefret var . Öylesine güçlü ki kendime üzülmeyi bırakıp intikam istiyor sadece .
Ve ben artık beni ve kardeşlerimin canını yakanlarının canını almak istiyorum ..

Kalbimdeki nefret vücudumu kor alevlerle sarıyor ve ben buna engel olmıyorum , olmakta istemiyorum .
Karşımda bana nefretle bakan adama karşı öyle bir öfke duyuyorum ki
Bu benim yok olmama bile neden olabilecek büyüklükte bir öfke

Şu an sadece kırıp dökmek kalp kırmak istiyorum vayaşça oturduğum sandalyeden kalktım ve deponun dışına adımladım . Uraz arkamdaydı tekrar evin olduğu yöne döndüm ama bir an
duraksadım o eve girmek , onların yüzünü tekrar görmek istemiyordum hele ki Mert'in yüzüne nasıl bakacaktım
hem Ayça'ya hemde Mert' e vermem gereken ağır cevaplar vardı ve ben daha bu cevaplarla yüzleşmeden onlarla konuşamazdım arkamı döndüm ve Uraz'la göz göze geldim

" Gidelim buradan , lütfen " dememle elini omzuma attı ve arabasının olduğu yere doğru beraber yürüdük. Kapımı açarak önce benim binmemi sagladı sonra da kendi yerine geçerek arabayı çalıştırdı .
Hiç ses etmedim nereye diye de sormadım bekledim sadece çok kısa bir sürede kimsenin olmadığı bir uçurumun kenarına gelmiştik
Araban indi ve benim tarafıma gelerek kapımı açtı
Elini bana uzattı ve " gel " dedi

Uraz'la beraber uçurumun kenarına oturduk sesizce manzarayı seyrediyorduk ne o birşey soruyordu ne de ben bir kelime ediyordum

" Birşey sormayacakmısın ? " Diye bir soru yöneltim
" Hayır " dedi tek düze bir sesle sonra ekledi. " ama sen anlatmak istersen ben seni her zaman dinlerim " dedi gözlerimin içine bakarak
Onun o yeşil gözlerinden kahvelerimi çekerek tekrar uçsuz bucaksız manzaraya baktım
Sesizce ben konuştum o dinledi

SARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin