Bu hayatta zor şeyler vardır. Herkese göre farklı şeylerdir ama zor olan şeyler vardır. Kimisine göre ders çalışmak,kimisine göre çocuk bakmak,kimisine göre gezmek. Hatta bazı kişiler vardır ki onlara nefes almak bile zordur. İşte ben şuan tam olarak o kişilerdenim.
"Evet kızlar bugünlük bu kadar yeter evlerinize dağılabilirsiniz. Asya sen bekler misin?" Bekleyemem hocam, gidin. Zaten bütün ders ebemi ağlattınız daha fazla su içmeden durursam ağlarım. Ayaklarımı uzatıp bütün gün uyuyacağım.
Uzun lafın kısası benden uzak durun. Bana bulaşmayın,hepinizi keserim.
"Tabii hocam." Diyerek bale hocamızın odasına doğru gitmeye başladım.
Ben Asya. Asya TUVAL.
Çoğu kişi soyadımla dalga geçer ama ben napıyım? çok büyük,aşırı büyük dedem soyadı kanunu geldiğinde bu soyadı istemiş. Benimle değil onunla dalga geçin.
Bale kursuna gidiyorum. Balerin olmak istemişimdir hep. Neden normal bir dans türü değil de balerin diye sorarsanız cevap veremem çünkü cevabı bende bilmiyorum.
Şuan çok sevdiğim (!) Bale hocamın odasında ayakta bale hocamızı yani Zeynep hocayı bekliyordum. Neden mi? Bilmiyorum. Bir şeyi de bil be Asya! Bir şeyi de bil!
Büyük ihtimalle yakında olucak olan turnuva ile ilgili konuşucak ama bilemem yani her şey olabilir. Beni kurstan bile atabilir. Aslında atamaz çünkü harikayım ve ben mükkemmel olduğum için balem de mükemmel. Söylemesi ayıptır ama mükemmel bir balerin olduğum için beni kurstan atamaz.
Egoist değilim yanlış anlaşılmasın.
Odanın kapısı yavaşça açıldığında Zeynep hocanın geldiğini düşünüp kapıya döndüm ve evet, Zeynep hoca gelmişti.
Zeynep hoca eliyle masanın önündeki deri tekli koltukları gösterdikten sonra bende bi' güzel sol taraftaki koltuğa yerleştim. Derseniz ki niye hocanın göstermesini bekledin? işte buna cevabım var. Yasak. Niye diye sorarsanız onu bilmiyorum işte.
Zeynep hoca kendi koltuğuna oturduktan sonra bana döndü ve konuşmaya başladı "Evet Asya bir kaç gündür seni izliyorum derslerde fark etmişsindir." Onaylayan türden bir baş hareketi yaptıktan sonra Zeynep hoca konuşmaya devam etmişti. "Merak ediyorsundur normal olarak neden seni izlediğimi. Şöyle açıklayayım biliyorsun önümüzde bir turnuva var ve bu turnuvaya katılmak için bir sınav olmanız gerekiyor." Hocam demeyin öyle eğer beni uygun gördüyseniz kalpten giderim şuan.
"Senin katılmanı istiyorum ve ne kadar kızacağını bilsemde senin kaydını yaptırdım. Sınav 2 gün sonra. Çalışmanı öneririm. Çıkabilirsin." Deyip ayağa kalktı ve odadan çıktı. Bu kadar mı yani?
Hocam biraz övseydiniz ya! Bune böyle kuru kuru?
Tıch tıch tıch size hiç yakıştıramadım. İffetle kınıyorum sizi hocam!
Ayrıca çıkabilirsin,deyip kendinizin çıkmanızın mantığı nedir?
Hocanın arkasında mal gibi kaldım. "Kendine gel Asya yine mükemmelsin,yine harikasın,yine muhteşemsin! Bu yüzden hoca seni turnuvaya katılman için sen yorulma diye senin kaydını kendisi yapmış ne var bunda?" Diyerek kendimi avutmaya çalıştım. Çünkü ben bana sorulmadan benim hakkımda bir şey yapılmasını sevmezdim. Çok pis kavga çıkartırdım bu yüzden hoca benim bu mal halimden yararlanıp benim bir şey dememi beklemeden gitti büyük ihtimalle.
Ama ben sakinleşemiyorum eve giderken ya da eve gidince ilk işim hocayı arayıp mümkünse güzelinden bir kavga etmek.
Birde ne kadar kızıcağını bilsemde diyor. Biliyorsan yapma?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Döngüsü
RomanceAsya TUVAL ve Barkın BAYOĞLU İlk gördüğü andan itibaren Asya'ya deli gibi aşık olan, Kerberos lakabıyla anılan yüzbaşı Barkın Bayoğlu Asya'nın albay kızı olduğunu öğreniyor ama yine de geri adım atmıyor. Acaba bu tatlı çiftimizin sonu mutlu mu b...