PJM
Jungkook ben senin arkadaşın değil miyim?JJK
Tabi ki öylesin, aksini düşündüren ne? 😦PJM
Doğum günün olduğunu neden söylemedin?JJK
Öyle miymiş?PJM
Hemşireler söyledi.En azından sana pasta alabilirdim.
JJK
Önemli değil, zaten kutlamam, çok çocukça.PJM
Çocuk filmi izleyen biri mi söylüyor bunu? Hayatta inanmam.JJK
Gerçekten, zaten şu an pek bir şey ifade etmiyor.PJM
Çok şey ifade ediyor, büyüyorsun, bu önemli bir şey.JJK
Doğum günlerimi sevmem, ailemlede hiç bir zaman kutlamadık.PJM
Hiç doğum gününü kutlamadın mı?JJK
Hayır, kutlamadım.PJM
Felaket.JJK
Hiç bilmediğin bir şeyin yokluğunu hissedemezsin, benim için normal.PJM
Benim gitmem gerekiyor, senin hakkında bilmem gereken bir şeyi daha hastane çalışanlarından öğrenirsem fena bozuşuruz, ona göre.^^Gece 10:00 civarı
Jimin elindeki çikolatalı pastaya bir kez daha baktı, pastaneden aldığı kartın üzerine çarpık yazısıyla yazdığı "Doğum Günün Kutlu Olsun Jungkook" yazısı dışında her şey yolunda görünüyordu.
Sadece minik bir uğur böceği pastası bulup üzerine minik bir mum ile kart koyabilmişti, doğru düzgün bir hediyesi bile yoktu.
"Pekala Jungkook, umarım beğenirsin."
Loş koridora geçip Jungkook'un odasının kapısına geldi, krem rengi kapıyı çaldı, içerden gelen tıkırtıyı bir kaç saniye dinledikten sonra kapı minicik bir şekilde aralandı ve Jungkook'un badem gözleri göründü.
"İyi ki doğdun Jungkook!"
Pastayı uzattı ve gözleri kısılıncaya kadar güldü. Kısık gözlerinden görebildiği kadarıyla Jungkook kapıyı tamamen açmıştı ve ona kocaman bir gülümsemeyle bakıyordu.
Göz altları halkalı ve şişmişti, zayıflığından dolayı yanakları çökmüştü, yüzünün birkaç yerinde sivilceler vardı, kel kafasına uzun mavi bir bere takıyordu, Misafir beklemediğindendir Jimin'inkine çok benzeyen sarı puantiyeli beyaz bir pijama ve Iron-man'li panduflar giyiyordu. Jimin yakından onun kendisinden gözle görülür şekilde daha uzun olduğunu fark etti.
Jimin'in bir ay önce gördüğü çocuğa hiç benzemiyordu.
"Mumu üflemeyecek misin? Önce dilek dile!"
Jungkook, dili tutulmuş gibi kafasını salladı ve dolu gözlerini kapatıp bir kaç saniye içinden bir şeyler geçirip pastayı üfledi.
"Teşekkür ederim Jimin." Dedi en sonunda.
"Keşke daha fazlasını yapabilseydim ama birileri bana bir şeyleri söylememekte çok ısrarcı."
Jungkook utançla ensesini kaşıdı, o da söylemesi gerektiğini biliyordu.
"İçeri girmez misin?"
"Girerim."
O gece geç saatlere kadar konuştular, ikisi de sanki birbirlerini önceden tanıyormuş gibi sohbet ettiler, ta ki Jimin, Jungkook'un omzunda uyuyakalana kadar.
-
Hiç beğenmesem bile benim için özel bir bölüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastane | Jikook
Fanfiction"İğneden korkan o ünlü çocuk sen misin?" Trigger warning, yaşı küçük veya bu tarz şeyelere katlanamayacak kişilerin okumamasını rica ediyorum. Lütfen dikkate alın. Beğenilme arzusu ile yazılmamıştır! Ben profesyonel değilim.