Final

64 4 3
                                    

"Bana göre bu resim dünyanın en güzel ve hüzünlü manzarası. Bir önceki sayfadakiyle aynı ama size iyice gösterebilmek için bir kez daha çizdim. Burası Küçük Prens'in dünya üzerine inip kaybolduğu yer.

Bu manzaraya dikkatle bakın ve bir gün Afrika çöllerine yolunuz düşerse hatırlayacağınızdan emin olun. Olur da yolunuz tam bu noktadan geçerse sakin acele etmeyin. Yıldızın altında bir süre bekleyin! Olur da bir çocuk size yaklaşıp gülerse, altın sarısı saçları varsa, soru sorduğunuz zaman cevap vermiyorsa, o olduğundan emin olabilirsiniz. Ona rastlarsanız lütfen beni daha fazla merakta bırakmayın. Hemen bana haber salın. "Geri geldi." deyin. Son**" dedi elindeki ince kitabı ahşap komidine geri koyduğunda. Ancak parlak bir çift göz hala deli gibi ona bakıyordu. "Bambi gözlüm uyuman gerekiyor"

"Ama baba," dedi küçük kız, irite edici sesiyle "uyumak istemiyorum. Başka bir hikaye daha dinlemek istiyorum."

"Pekâlâ ama bu hikayeden sonra uyuyacağına söz veriyor musun?" Kız başını sallayıp onayladığında, çalışma odasındaki kısa kitapları karıştırmaya başladı adam. Arama işlemleri devam ederken daha önce kitaplığında görmediği bir defter fark etti, biraz karıştırdığında, bunun 20'li yaşlarda yazmış olduğu günlük olduğunu anladı. Yenmiş olduğu hastalığı, hastane anıları, garip çizimler, gelecek planları, annesinin ölümü, Jungkook'un ölümü, Jungkook...

Depresyona girdiği ve kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey yapmadığı zamanlarda bile bu kitaba yazmaya devam ettiğini hatırlıyordu. O zamanlar ona iyi gelen tek şeyin elinde tuttuğu siyah defter oluşunun ironisine güldü. Günlüğün sayfalarını açtığında, birkaç fotoğraf, hiç açılmamış bir zarf, eski tip bir kaset ve bir zamanlar kaybetme korkusuyla alınmış ekran görüntüsü çıktısına rastladı.

Beyaz zarfı eline alıp inceledi. Jungkook'un poşetinden çıkmıştı, bu çok iyi hatırlıyordu. Fatura zarfı zannedip, Jungkook'un bıraktığı gibi kalmasını istediğinden hiç açmamıştı.

Jungkook...

Bir zamanlar onun için çok önemli olan bu kelime artık ne de farklı hissettiriyordu. Ölümünden hâlâ kendisini sorumlu tutuyordu, ancak Jungkook'un onu affedeceğini biliyordu. Jungkook hep böyle olmuştu: şakacı, tatlı, nazik Jungkook.

O zamanlar intihar etmemesinin tek sebebi Jungkook'tu. Onu hayata öyle bir bağlamıştı ki, o gittikten sonra bile kopamamıştı Jimin. Attığı mesajları okuduktan sonra, Jungkook'a ölümün onu kendi isteğiyle alacağı güne kadar bekleyeceğine dair bir söz vermişti ve hâlâ daha devam ediyordu. Şu an aldığı nefes, yaşadığı hayat her şeyi Jungkooka borçluydu.

"Teşekkür ederim Kook." Dedi fısıldayan bir sesle. Zarfı bırakıp yıpranmış fotoğrafı aldı ve uzun zamandır görmediği yüzü inceledi.

Bunca zamandan sonra bile hem çok tanıdık geliyor hem de iyi hissettiriyordu onu. Ölümünde bile bir fotoğrafıyla Jimin'i gülümsetmeyi başarmıştı.

O öldükten sonra cenaze işleriyle ailesi ilgilenmişti ve aptal aklına doktorlara mezar yerini sormak gelmediği için nereye gömüldüğünü hiç öğrenememesi, içinde hep bir eksiklik olarak kalmıştı. Son kez doğru düzgün bir veda etmeyi ne kadar çok isterdi.

"Baba, nerede kaldın?"

Yanağından akan yaşı silip günlüğünü tekrar olduğu yere koydu. Jimin, kızına okumak için bir kitabı alıp aşağı indi ve kahverengi sandalyesine oturdu.

O gece, yanında yatan karısına ihanet edecek ve Jungkook'u aklından çıkaramayacaktı. Ancak sabah olduğunda her şey normale döndü.

-
**; Küçük Prens (Antoine de Saint-Exupéry)

Ve son

Öncelikle, birlikte olmalarını bekleyen herkesten çok özür dilerim. Kurgu bitti ve ben "çift olmaları gerektiği" prensibini unuttum. Yine de devam ettirip sonu bulduğum için mutluyum. Jimin ile ilgili çok kafa karışıklığı yaşadım. Zor bir karakter olduğunu düşünüyorum; psikolojik açıdan hareketlerini anlamlandırmak zahmetliydi, en azından benim için. 🙂 Belki bir ay sonra tekrar okuduğumda hiç beğenmeyeceğimi (şu an bile yeterince memnun değilim) biliyorum. Ama hem hayatımdan bir şeyler eklediğim, hem de kendimden karakterlere bir şeyler verdiğimden dolayı benim için değeri büyük bir kurgu olacak her zaman.

Umarım zamanınızı değecek bir şey için harcadığınızı düşünüyorsunuzdur. 😀 Hayatın tüm depresifliğine rağmen hoşça kalmayı unutmayın. 💛

Hastane | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin