2

266 8 0
                                    

Hiçbir şeyi idrak edememiştim.Yalnızdım. Annem ve babam öldü. Ben ise şuan yetimhaneye götürülüyorum.

Mezarda bir çok hikaye okutulurdu. Bunlar bize yatmadan önce anlatılan masallardı. Bu hikayeler mum ışığında fısıldanan efsanelerdi. En çok bilinenide Gözyaşı ustasının hikayesiydi.

Hiç kimsenin ağlayamadığı bir dünyayı anlatıyordu. Buradaki insanların hepsi ruhsuz ve duygudan yoksundur.Bu dünyada herkesten uzak derin bir yalnızlıkla, kendi kabuğuna çekinmiş bir usta yaşarmış. Karanlığa gizlenmiş.

Bu adam cam gibi berrak gözleriyle kristal gözyaşları döken biri. İnsanlar bir zerre duygu hissedebilmek için ona gidip ağlamasını isterlerdi.

Gözyaşı Ustası da gözyaşlarını onların gözlerine koyardı. Böylece insanlarda ağlardı. Çaresiz kalınca acı ve keder onları ağlatabilirmiş.

Hayal kırıklığı yaşıyorken, tutku ile gözyaşı dönebilirmiş. Böyle bir yerin hayal olduğunu edemezdim.

Ailemi bu kadar özleyeceğimi de hiç tahmin edemezdim.Ama hepsinden çok bunun benim hikayem olacağını aklımdan bile geçiremezdim.

Yetimhanenin önüne geldiğimde oradaki benim gibi kimsesiz olan çocukların ve yetimhane dadısının beni orada beklediklerini gördüm.

"Sen Nica olmalısın" Bunu diyen dadıydı. Evet anlamında kafamı aşağı yukarı salladım.

"Bu bir kelebek adıdır, bir çocuğa bir kaç gün yaşayan bir böceğin adını vermek çok tuhaf. Üç temel kuralımız var, Düzene uymak, saygı duymak ve itaat etmek. Bunlara uyarsan sorun yaşamazsın. Valizini alın hadi. Eşyaları paylaşırız. Kolyeni bana ver.  Kişisel eşyalara izin verilmez." Bunları anlatıyordu bana.

Ben ona " Ama bu annemin kolyesi" Bunu benden istemesi üzmüştü ona vermek istemiyordum

Bana tekrardan kuralları söyledi. " Düzene uymak saygı duymak ve itaat etmek. İlk günden kuralları mı çiğniceksin. Rigel" dedi.

Onun yanında duran Rigel olmalı. Rigel denilen çocuk bana yaklaşarak kolyemi boynumdan çekti.

Benim için efsaneden ibadet değildi. Çünkü ben mezarda gözyaşı ustasıyla bizzat tanışacağım. Ağlıyordum.

Korkutucu sesiyle yeniden konuşan dadıya baktım" Ağlamak kaybettiklerini geri getirmez" Bunu dedikten sonra yanındaki sarı saçlı olan kıza baktı ve bu sözleri ona söyledi," Adeline, ona odasını göster.Hadi"
" Çocuklar, İçeri geçin"

Çocuklar ise iceri geçmek için arkalarını döndü ve yetimhaneye girdiler.

Sarı saçlı kız beni yatakların olduğu bur odaya getirdi. " Bu Julia'nın yatağıydı. Dün evlat edinildi













***
Nasıl buldunuz bu bölümü?

3. bölümde Nica'nın yetimhanedeki hikayelerini yazıc am .

Bu bölüme 12 vote gelirse 3. bölümü atarım.

Hoşça kalın aşklar 💖🫶🏻

GÖZYAŞI USTASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin