YazardanYine yeni bir gün doğarken tanışmışlıkla birlikte geçen zaman birikmeye başlıyordu. Delfin ailesiyle, ailesi Delfin'le tanışma fırsatı bulmuştu.
Korhan konağında hizmetçiler erkenden kalkmış kahvaltıyı hazırlamaya başlamışlardı. Kahvaltı sofrası hazır olduğunda ise herkes sofraya oturmuş Mahir ağanın yemeğe başlamasını bekliyordu. Mahir ağa sofraya bakındığında en büyük oğlu Fırat'ın olmadığını görünce gelini Pınar'a "Gelin." diye seslendi. Pınar yüzündeki gülümsemeyle kayınpederine döndü. "Buyur babacım."
"Kocan nerdedir?" Pınar hemen cevapladı yarı babası saydığı adamı. "Akşam çok dertli görünüyordu, uyuyamadı." Dertli değil de düşünceliydi Fırat. Kız kardeşini bulduğu halde aralarının böyle olması onun suçu sayılırdı. Ailede iki kişinin ortak sıkıntıları vardı ve bu konuda birbirlerini anlayacaklarını ikisi de bilmiyordu. Fırat ve Delfin'in sinir problemleri vardı. Fırat'ınkini karısı Pınar biliyor ve ona yardımcı olup sakinleştiriyordu fakat Delfin'inkini bilen kimse yoktu. Gül ve Ayaz'a bunu söyleyebilecek kadar güveni yoktu, hiç yoktu.
O doğru kararı vermişti.
Herkes kahvaltısını etmiş, sofra toplanmıştı. Fırat öğle saatlerine doğru kalktığında Pınar'a haber edip dışarıya çıkacaktı. İlk iş yüzünü yıkadıktan sonra karısına dışarıya çıkacağını söylemiş, Pınar ise kocasının sıkıntısını anlayıp uğurlamıştı onu.
Fırat arabasının anahtarını gözlerini ovuştura ovuştura aldı. Dışarıya çıkarken elindeki anahtarı sallıyor, bir yandan da ağzı yırtılırcasına esniyordu. Açık olan bahçe kapısından geçecekken kapının altındaki demiri unutup ona takıldı ve düşecek gibi tökezledi. Son anda düşmekten kurtulunca yalpalayan adımlarla dışarıdaki arabasını nereye koyduğunu unutup etrafta göz gezdirdi. Nomalde olduğundan daha alçakta görünen arabasını görünnce umursamadan o tarafa doğru yürümeye başladı. Tekerleri çukura denk gelmiştir diye düşündü.
Tekerleri?
Arabasına yaklaştığıda anahtardan dümeye basarak kapı kilidinin açılmasını sağladı ve esnediği için havaya bakan ve kısılan gözleriyle arabaya bindi. Hem uykusu var gib,ydi hem de çok uyumuş gibiydi. Yine uyumak istiyordu ama biraz nefes alması gerektiğini düşünüyordu.
Aklına gelen şeyle uykulu uykulu sırıttı Fırat. Lacivert pantolonunun arka cebinden telefonunu çıkarıp mesaj kısmaına girdi.
Fırat: Karım akşama kocan için dolma yapar mısın? Canım çekti bol yoğurtlu.
Aynı gülümsemeyle telefonu el freninin önünde koyduktan sonra anahtarı kontağa takıp arabayı çalıştırdı. Dikiz aynasından arkaya bakarak vitesi geriye aldıktan sonra hafif gaza basarak arabanın geriye gitmesini istedi. Araba ses çıkarmasına rağmen arkaya gitmeyince kaşlarını çattı Fırat. "HasbinAllah!" Tekrar denedi fakat yine bir sonuç alamadı. Arabadan kapıyı açık bırakarak indikten sonra tam kaputu açacaktı ki simsiyah arabasının önünde kırmızı, büyük harflerle yazılamn şeyi görene kadar.
Sen sıçratırsın su üstüme, ben sıçarım yapacağın işe.
Gözü seğredi. Arbanın neden hareket etmediğini umursamayarak telefonunu tekrar çıkardı ve Pınar'ın mesajını gördüğü için cevapsız bırakmayarak emojilere 'kırmızı kalp' yazıp arattı ve ilk çıkan kalbi gönderdi. Siniri tekrar yüklendiğinde kişilerden Dewran'ın ismini bulup onu aradı ve dün akşamki kamera görüntülerine bakmasını istedi.
Tek ayağının parmaklarını yere hızlı hızlı vurarak Dewran'ı bekleyen Fırat'ı gören Alpar abisinin yanına yürüdü. "Erken uyanmışsın abi." Fırat sinirini kardeşinden çıkarmak için hızla ona döndü. "Arabamı boyamışlar!" Alpar'ın, abisinin arabasında dikkatini boyanan kaputu değil de olmayan tekerleri çekmişti. "Abi." diye seslendi. "Ne var lan!" Alpar gülmemek için alt dudağını ısırırken "Yeni aldığın, marka jantlı tekerlekler nerde?"
YOU ARE READING
Aşiret Dızlamak
Teen FictionHer şey bana gelen mektupla başlamıştı. Ufacık bir not kağıdında yazan şeyler büyük olaylara ve hayatımın değişmesine yol açmıştı. Ben kendimden emin bir kız olarak kafama koymuş ve karışıklıkların hepsini çok yanlış yöntemlerle çözmeye çalışmıştım.