Selaamm
İlk bölümümüz geldii
Satır içi yorum yaparsanız sevinirim
Oy sınırlaması: 150
İyi okumalarrr
Ben kimsesiz değildim. Onlar bensizdi. Bu zamana kadar tek yaşamıştım ve yaşayacağımı sanıyordum. Ama öyle değildi.
Aslında bu benim kararıma bakıyordu.
Ben tek yaşamamaya karar verdim. Hayatımı yaşamaya.
Olur ya, bazen hayatınıza giren ufacık şeyler yaşamınızı komple değiştirir. Aynısını yaşadım, yaşıyordum. Her şey bir kaç ay önce bana gelen mektupla başlamıştı.
3 Ay önce
Bu gün de diğerleri gibi sıradan bir gündü. Antremanımı bitirmiş ve kimsesizler yurdunu ziyaret etmiştim.
13 Yaşımdan beri dövüş sanatları ile uğraşıyordum. Şimdi ise tanınan, ünlü bir boksördüm. Ben bu aktiviteyi yüzümü gizleyerek yapmayı tercih etmiştim. Hayranlarımdan hiçbiri yüzümü görebilmiş değildi. Her gün düzenli olarak antremanlarımı yaptıktan sonra mutlaka kimsesizler yurduna, ziyarete giderdim.
Oraya aileler, istemedikleri çocuklarını bırakıyorlardı. Yaparken eğlencesine, doğururken de deneyimlemesine yapıyorlardı. Ben de o çocuklardan biriydim.
Annem ve babam ben henüz 7 yaşımdayken beni oraya bırakmıştı. Şimdi ise 21 yaşımdaydım. Çocukluk aklıyla pek bir şey anlamasam da annemin, daha doğrusu annem olacak o kadının 'sen hep kimsesizdin, artık biz de yokuz.' demesiyle günlerce durmadan ağlamıştım.
Ben o cümlede sadece 'artık biz de yokuz.' demesini anlamıştım. Meğerse asıl anlamam gereken o değilmiş. Ben hep kimsesizdim.
Onlarla yaşarken annemden çok babamı seviyordum. En azından o her şeye azarlayıp, kollarımı morartmıyordu. Aslında ikisine de anne, baba demeye dilim varmıyordu. Keşke olmasalardı.
Yurtta kalırken bir abla sürekli ziyaretimize gelir, şimdi anladığım kadarıyla diğerlerinden çok benimle ilgilenirdi. Saçlarımı okşarken o yaşıma kadar hiç görmediğim sevgiyi gösterirdi. Şimdi çok merak ediyordum. O kadın kimdi?
Düşüncelerimden ayrılmamı sağlayan şey üzerime sıçrayan su oldu. "Yavaş öküz!" diye bağırdım bağırabildiğim kadar. Yol kenarında birikmiş olan suları üzerime sıçratan arabaya baktım. Son sürhat ilerlemeye devam ediyordu. Araba siyah, son model bir Mercedes'ti.
Arkasından bağırmaya devam ettim arabanın. "Seni bir bulayım var ya!" Plakayı da aklıma yazdım '63 KRN 001' Sarı, özel plakaydı.
Üzerime baktığımda saçımdan çoraplarıma kadar sırılsıklam olduğumu görmemle resmen çıldırıyordum. Söylene söylene evime giden yokuşu çıkmaya başladım. "Allah'ından bul emi. Aha bu üzerimdeki çamura, suya say. İçtiğin sular, yemekler boğazında kalsın, köpek. Dizi dizi dizilsin de çıkamasın. Öksürük krizlerine giresin."
Bedduamı etmeye devam ederken bahçenin demir kapısını itekledim ve girdikten sonra geri kapatarak demirini halkasına geçirdim.
4 katlı bir evde oturuyordum. Burası aile apartmanıydı. Sen ailenin içinde değilsin Delfin. Evet, ben ailenin içinde değildim.
Benim evim 2. kattaydı. Kapımın önüne geldiğimde ayağımla yerdeki paspası itekledim. Birbirine çarpan anahtarların sesiyle, karanlıkta yerini bulmaya çalışarak elimi gezdirdim. Elime anahtarla birlikte başka bir şey değmişti.
YOU ARE READING
Aşiret Dızlamak
Ficção AdolescenteHer şey bana gelen mektupla başlamıştı. Ufacık bir not kağıdında yazan şeyler büyük olaylara ve hayatımın değişmesine yol açmıştı. Ben kendimden emin bir kız olarak kafama koymuş ve karışıklıkların hepsini çok yanlış yöntemlerle çözmeye çalışmıştım.