Akira ile kahve(?) içmeye çıktığımız günün üstünden bir hafta geçmişti ve bu bir hafta içinde fakülte içinde de görüşüyorduk. Bizimkilerin dediği gibi önce onu tanımaya çalıştığım için temkinli davranıyordum ve o da bana saygı duyuyordu, yani sanırım.
Dersin bitişiyle birlikte eşyalarımı topladım ve amfiden çıktım. Bizimkilerden gelen "Kafeteryadayız." mesajını görüp hızlıca merdivenlere doğru yöneldim ve birisine çarptım.
Yere düşen telefonumu aldım ve kime çarptığıma baktım. Furuya Ryuuji ve yanında her zamanki gibi iki kardeşi. Bir tane yetmiyormuş gibi bir de üstüne üç tane Furuya'yı görünce bir göt oluyor insan. Gökdelen gibi de boyları var. Yukarı bakmaktan fıtık olacağım.
"Kusura bakma." diyerek onun cevap vermesini beklemeden hızlıca uzaklaştım. Ouzou ile olan son tartışmamızdan sonra hiç konuşmamıştık ve bir süre iletişim kurmak istemiyordum. Gereksiz yere fazla kırılmıştım.
Merdivenlerden inerken kısa bir an Ouzou'ya baktım ve gözgöze geldik. Hemen gözlerimi kaçırıp merdivenlerden inmeye devam ettim.
Kafeteryaya girdim ve bizimkileri bulmak için masalara bakınmaya başladım. Neyse ki çok uzun süremeden bizimkileri buldum ve hemen gidip yanlarına oturdum. "Eee, napıyorsunuz?"
Reika, Shou'nun çektiği saçını bırakıp bana döndü. "Hiiçç, seni bekliyorduk biz de." dedi çenesini ellerinin üstüne koyarak. "Yaa... Deme öyle, götüm kalkar şimdi." dedim cilveli bir şekilde. Bunu dememle Reika'nın yüzündeki cilveli gülüş gitmiş, yerine ölmemi tercih edermiş gibi gözüken bir mimik gelmişti.
"Iyy. Azcık şakasına flörtleşelim dedik hemen abarttın. Sıçtın bir de sıva." dedi ve göz devirip arkasına yaslandı. Dudaklarımı büzdüm ve ona baktım. "Ama ayıp ediyorsum Reika. Ben ödetirim sana bunu." dedim işaret parmağımı sallarken. O da dil çıkardı.
"Eee, sizin Akira ile nasıl gidiyor?" diye sordu Aeri. "En son kahve içmek için bara gitmiştiniz." dedi. Neyi imâ ettiğini anladığım için son cümlesini duymazdan geldim ve "Normal gidiyor. Arkadaşız henüz." dedim. Shou hemen atlayıp "Henüz mü? Yani ilerisini de düşünüyor musun?" diye sordu. Ben de arkama yaslanırken "Neden olmasın?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Son bir haftadır bana dedikleri şeyleri asla dinlemediğim için artık bir şey demiyorlardı. Sadece "Peki." deyip başka bir konu açıp konuşmaya başladılar. Ben ise konuya dahil olmadım ve sadece onları dinledim.
•
Bütün derslerin bitmesi üzerine fakülteden çıktık. Bugün kızlarla takılacaktık bu yüzden hiç eve gitmeden direkt hep birlikte Reika'nın evine gittik.
Reika zorla üstümdeki rahat kıyafetlerimi çıkarmış, onun yerine yeterince rahatsız edici olan bir elbise giydirmişti. Şimdi ise Aeri'ye makyaj yapıyordu.
"Sen Ouzou ile hâlâ konuşmuyor musun?" diye sordu Reika. "Hayır." diyerek kısa bir yanıt verdim ve elimdeki telefona bakmaya devam ettim. "O kadar mı kötü oldu aranız? Ya Akira'dan hoşlandığını birisine söylerse?"
Omuzlarımı silktim. "Pek de umrumda değil artık. Ne de olsa Akira ile konuşuyoruz ve onun öğrenip öğrenmemesi pek bir şey değiştirmez."
"Bizim ship buraya kadar mıydı?" diye ortamı yumuşatmak için bir soru yöneltti Aeri. "Hmm." diyerek sanki çok hüzünlü bir şey konuşuyormuşuz gibi dudaklarını büzdü Reika. "Oysa ki birbirlerini tamamlıyorlardı."
Son bir haftadır sürekli duyduğum konu olduğu için onları duymazdan geldim ve elimdeki telefona bakmaya devam ettim. Sonunda Reika da Aeri'ye yaptığı makyajı bitirmiş ve kalkmıştı. Hadi çıkalım, dedi ve hep birlikte evden çıktık.
