episode twenty one: Final (Literally)

67 9 7
                                    

4 yıl sonra

Sabah midemin bulanması ile istemeden de olsa gözlerimi araladım. Son iki yılda olduğu gibi gözlerimi Ouzou'nun kollarında açmıştım.

Bir süre sadece olduğum yerde hareket etmeden mide bulantımın geçmesini bekledim. Düz bir şekilde tavana bakarken Ouzou çoktan gözlerini açmıştı. Tavana baktığımı görünce garipsemiş olucak ki "Ne oluyor?" diye sormuştu. Gülümsedim ve yatakta ona doğru döndüm. Yüzünü ellerimin arasına aldım ve burnuna bir buse kondurdum. "Bir şey olduğu yok." dedim ve kalkmak için hamle yaptım fakat Ouzou beni belimden kavradı ve gitmeme izin vermedi. Şaşkınca ona döndüm ve "Bırak gideyim." dedim. Beni daha fazla kendine yaklaştırdı ve kafasını boyun girintime soktu. "Henüz erken, biraz daha böyle kalalım." dedi.

Ona ayak uydurarak saçlarını okşamaya başladım. "Erken falan değil."

"Erken."

"Benim dediklerimin hep tersini demek zorunda mısın?"

"Asıl sen zorunda mısın? Ben doğruyu söylüyorum."

En sonunda pes etmiş bir şekilde gözlerimi kapattım.

"Bugün her zamankinden daha güzel geldim gözüme." demesiyle gözlerimi açmadan onu yanıtladım. "Ne alaka ya?"

"Bilmem." dedi boğuk çıkan sesiyle. "Ayrıca daha sakin gibisin."

"Ne yani ben sakin değil miydim?"

Kıkırdadı ve "Öyle demek istemedim." dedi.

Ouzou'nun kollarının arasından çıktım ve çıplak omzuna hafifçe vurdum. "Ben anladım senin ne demek istediğini." dedim ve hızlıca yataktan çıkıp mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Ouzou'nun da arkamdan geldiğinin farkındaydım.

Ben buzdolabını açarken "Öyle demek istemediğimi biliyorsun." dedi. Onu duymazdan gelerek kahvaltı hazırlamak için malzemeleri çıkarmaya devam ettim.

Tezgahın önüne geçtiğimde belime kollarının dolaması bir oldu. "Bebeğim, öyle demek istemediğimi sen de biliyorsu-" Daha cümlesini tamamlayamadan ağzına soktuğum çilekle susmuştu. "Öyle demek istedin." dedim inat ederken. "Özür dilerim, beni affedecek misin?" dedi Ouzou. Omuzlarımı silktim ve "Kahvaltıyı benimle hazırlarsan belki bakarız." dedim. Gülümsedi ve yanağıma buse kondurup o da tezgahın önüne geçti. Tam yumurtaları kıracakken omzuna vurdum. "Ama önce üstüne bir şey giy."

Ouzou göz devirdi. "2 yıldır evliyiz ve beni daha önce hiç böyle görmemiş gibi davranıyorsun." Kaşlarımı çatarak "Olabilir." dedim ve poposuna vurdum. "Git giy şu tişörtünü malak."

"Ben de seni seviyorum." dedi ve öpücük atıp odamıza doğru gitti.

.

Aeri ve Reika ile buluşacağımız kafeye girer girmez burnuma çarpan iğrenç kokuyla midem tekrar bulanmaya başladı. Burnumu tutarak kızların yanına gittim ve öğürmemek için çabalarken "Balkonda falan mı otursak? Burası iğrenç kokuyor." dedim. Reika derince soludu havayı ve kafasını olumsuz şekilde salladı. "Ben bir koku alamıyorum, ya sen?" dedi Aeri'ye dönerek. Aeri de aynı şekilde kafasını salladı. "Ama sen öyle diyorsan oturalım." dedi ve oturdukları yerden kalktılar.

Balkona oturduktan sonra Shou'nun olmadığını fark ettim. "Shou yok mu?" dedim bizimkilere dönerek. Reika kafasını olumsuz şekilde sallarken "Kardeşiyle bugün." dedi. Başımı salladım.

"Evlenmeyi düşünüyor musunuz Reika?" dedi Aeri merakla. Reika omuz silkti. "Hayır." Şaşkınlıkla "Neden?" diye sordum. "Oysa ki yıllardır birliktesiniz." Reika sırıttı. "Hâlâ ikimiz de çıtırız, bir kaç sene sonra diye düşünüyorum."

Aeri göz devirdi. "Ne çıtırı be? 25 yaşındasın farkında mısın sen? 27 yaşında evlenip 30'unda çocuk mu yapıcan?"

Reika sitemle "Sana ne be! Menapoza girmediğim sürece sorun yok." dedi. Aeri çok sert olmayacak şekilde elini masaya vurdu. "İşte sorun da bu! Ne zaman menapoza gireceğini bilmiyorsun." dedi Reika'ya işaret parmağını sallarken. Reika duraksadı ve bir süre düşündü. "O kadar erken girmem değil mi?" dedi endişeli bir şekilde. Omuz silktim ve "Olabilir." dedim. Reika arkasına yaslandı ve "Çok manipülatif insanlarsınız." dedi. Aeri Reika'ya öpücük attı ve "Teşekkür ederim aşkım." dedi.

Aeri karnını tutarken "Karnım ağrıyor, pediniz var mı yanınızda?" dedi. Çantamdan çıkarıp ona uzatırken "Benimki gecikti." dedim. Aeri ve Reika birbirine bakarken ben şaşkınca onlara bakıyordum. Reika "Peki doktora gittin mi? Ya menapoza girdiysen?" dedi endişeli bir şekilde. Gözlerimi devirdim. "Menapoza girmiş gibi hissetmiyorum." dedim. Aeri işaret parmağıyla Reika'nın kafasını ittirdi. "Mal aklına ilk bu mu geldi?"

"Tabii bu geldi, başka ne gelsin?"

Aeri meraklı bir şekilde bana yaklaştı. "Son zamanlarda garipsin, ya hamileysen?" dedi. Şaşkınca gözlerimi olabildiğince açtım ve "Ne?" diyebildim sadece. Aeri neşeli bir şekilde "Kendimi Shou gibi hissediyorum şu an." dedi. Reika anlamamış bir şekilde "Şimdi Küçük Erika ve Küçük Ouzou döllendi mi diyorsun yani?" dedi anlamaya çalışarak. Aeri hızlıca kafasını salladı ve oturduğu yerden kalktı. "Hesabı ödüyoruz ve en yakın eczaneden test alıyoruz, kalkın hadi! Hesabı ben öderim."

Kapının çalması ile çorbanın altını kapatıp koşarak kapıya doğru gittim. Kapıyı açtığım gibi Ouzou'nun kucağına atladım. Hiç beklemeden bacaklarımdan tutarken içeri girip kapıyı kapattı. "Hoşgeldin!" dedim sesim neşeli bir şekilde çıkarken. Verdiğim tepkiye güldü ve "Hoşbuldum." dedi.

Kucağından indim ve "Sen sofraya geç ben de geliyorum şimdi." dedim mutfağa giderken.

Yemeği çoktan yemiştik. Ouzou kalkmak üzereyken "İki dakika bekle!" dedim. Sanırım biraz yüksek sesle demiş olucam ki şaşkınca bana bakmış ve "Tamam, sakin." diyip tekrar sandalyeye oturdu.

Odamıza girdim ve hediye kutusunu sakladığım çekmeceyi açtım. Hediye kutusunu elime alırken kalbim çok hızlı atıyordu. Sonuca ben de bakmamıştım. Daha heyecanlı olur demişti bizimkiler ve sadece kendileri bakıp kutuyu hazırlamışlardı. Sonuç negatif çıkarsa bir şey kaybetmezdik, ne de olsa planlı değildi.

Titreyen ellerimde tuttuğum kutuyu Ouzou'ya doğru uzattım. Şaşkınca elimdeki kutuya bakıyordu. "Bu ne?" dedi şaşkınca. Omuzlarımı silkip "Ben de bilmiyorum, aç bak." dedim.

Kutuyu açınca kaşlarını çattı. Önce kutuya, sonra bana baktı. "Ben de bilmiyorum sonucu..." dedim gergin bir şekilde.

Testin benim olduğunu daha yeni anlamış olucak ki gözleri olabildiğince açılmıştı. Sonuca bakmak için önüne çevirdi ve gördüğü sonuçla gözlerinin parıldadığını gördüm. Gözlerim dolarken sessizlik hâlâ sürüyordu. "Korkutma beni Ouzou, sonucu söyle." dedim sesim titremeye başlarken. Ouzou gülümsedi ve ani bir hareketle beni kucağına aldı. Yüzümün her bir yerine buse kondururken ben ağlamaya başlamıştım bile.

En sonunda durup "Bu gerçek mi?" diye sordu. Başımı salladım. "Sonuç ne? Ben daha bakmadım." dedim yaşlar akmaya devam ederken. Ouzou daha sıkı bir şekilde sarılırken "Ebeveyn oluyoruz." dedi.

Evin içinde sadece Ouzou'nun gülme sesleri ve benim ağlama sesim yankılanıyordu.

"Neden ağlıyorsun?" dedi Ouzou yaşlarımı silerken. Başımı iki yana salladım. "Bilmiyorum..."

GURURLU BİR ANNE GIBIYIM SU AN GIRLS 😭 ILK FICTIONIMI SONUNDA BITIRDIM AGLICAM SIMDI AYRICA BEBE GELECEGINI SAYMIYORUM BILE😭😭💗

diger fictionima da bakin girls

Close To Him, ErizouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin