Direniyordum...Nereye kadar devam edecekti bu oyun?Can gerçekten dediğini yapmıştı ve tam 5 gündür bu sandalyede bağlı ruhsuzca oturuyordum biraz kalçam ağrıyordu,vacaklarım uyuştu.Eh,5 gün kıpırdamadan bir sandalyede oturmayı herkes yapamazdı tabii...Kendine gel Elisa!Babana bunu yapamazsın o yüzden direniyorsun ve bu ciddi.
Ama artık bıktım ya!Bir arkadaş verselermiş bari en azından azıcık sohbet edebilirdim ama o bile yok bu lanet yerde!Of,çok sıkılıyorum.Acaba biri be zaman beni kurtarmayı düşünüyordu?SanırımCan doğru söyledi,ailemi uyutmuştu...Tamam,Batu!O var benim yokluğumu anlayınca o belki gelirdi.Tem umudumdu...Yoksa işler baya kızışacaktı.Birazda acıkmıştım.Can aralarda ölmeyeyim diye az su ve yemek getiriyordu.İlk gün korkup kaçmam için hiçbir şey vermemişti ama umrumda değildi.Bunu fark edince yemek ve su getirmeye başladı.Kahvaltıyı birkaç saat önce yemiştim.Muhtemelen öğlen yemeğimde birazdan gelirdi.Saat akşama geliyordu fakat öğle yemeğim hâla yoktu.Can da ortalarda değildi.Kesin yine bir işler peşinde yada beni birşey yapmaya zorlayacaktı.İçeriye adım atan ayakkabının sesleri doldu.Bu sesi tanıyordum.Yani 5 gün maruz bırakılsa herkes tanır...
"Yine ne istiyorsun?"dedim bıkkın sesimle
"Artık direnmene izin vermeyeceğim Elisa"Pardon,buraya geldiğimde o bana iki seçenek sunmuştu!
"Bu yaptığın haksızlık!Hem,baba geldiğimde iki hak sunan sen değil miydin?"
"Sakin ol Elisacık,önce bir kararımı söyleyeyim sonra çemkirebilirsin"Kendi sözlerine güldü.Bense ona buz gibi bakışlarımı yolladım.
"İtiraf edeyim Elisacık bu kadar direnmeni beklemiyordum.Maalesef benim bu kadar bekleyecek zamanım yok...Bu yüzden sana yeni iki teklif sunacağım."Gözlerimin içine uzunca baktı,hangi duyguyla baktığını anlayamıyorum.
Bu işin içinden kötü birşey çıkacağı belliydi.Gözlerimi kapadım ve onun iki dudağının arasından dökülecek kelimelere kendimi hazırladım.
"Ya tavuk dükkanının bilgilerini sen bana getirirsin ya da babanı öldürürum..."son cümlenin üstüne zevkle basarak söylemişti.Keyifle yüzüme bakıyordu.Yenilmiş Elisayı karşısında görmeyi seviyordu ama bu hissi ona yalatmayı sevmiyorum.
İçimde adeta bir fırtına kopuyordu hatta hortumlar beni her tarafa sürüklüyordu.Yüzümdeki buz gibi bakışı asla değiştirmiyordum.İki ihtimalde adil değildi fakat söyleyecek bir şey diyemiyordum.Ağızım sanki yapıştırıcı ile yapıştırılmıştı.Dilim sökülmüştü sanki...
"Cevabını bekliyorum Elisacık,dediğim gibi benim çok zamanım yok..."
Gözyaşlarım gözlerimi doldurdu ama onları serbest bırakmadım.Olmaz,şimdi ağlamanın sırası değil gidin aptal gözyaşları!
Gözlerimi acıttım ve onların akmaması için direndim.Can,ellerini masaya sertçe vurdu ve hırladı adeta.
"Benim zamanım yok Elisa!Anlıyor musun?"Genelde sinirli veya telaşlı olduğunda "Elisa "derdi diğer zamanlarda hep "Elisacık"der.
Derin bir nefes aldım ve tekrar odaklandım.Babamla yaşadığım tüm anılar geçti gözümün önünden.Hayır,babamsız yapamam...Ama ona ihanet de edemem bunu yaparsam onun yüzünebile bakamam!
Kafamın içinde aniden beyaz bir ampül belirdi.Babanla olan anılarını hatırla Elisa!diyordu.Öbür tarafımdansa başka bir ampül belirdi.Babana ihanet edersen bununla yaşayamazsın!Ama babamın ölmesine de göz yumamam.Ne yapacağım söyle Elisa...Sessizlik vardı içimde sanki yastı bu.Benim ruhuma olacak şeylerin yası...Karşımdaki acımasız çocuk dişlerini kıracak kadar sıktı bir an önce karar vermemi istiyordu ve beklemek onu deli ediyordu.
"Son üç saniyen"Hayır,daha hiçbirleye karar vermedim!
"2"Elisa,yalvarırım yardım et...Çıldıracağım yine ses yoktu!
"1"Olamaz,bittim!
Son kararını ver kızım...
"Ne yazık süren bitti cevabını vermiyorsan baban şimdi ölecek"
Yutkundum.Dudaklarımdan dökülecek kelime benim kaderim olacaktı.
"Tamam,tavuk dükkanının bilgilerini getireceğim"Sırıttı.
"Nihayet,doğru kararı vereceğini biliyordum.Baksana bu kadar direnmene gerek var mıydı?Olayı kökten çözdüm."
"Çok komik"dedim buz gibiliğinden ele vermeyen suratımla ona bakarak.
"Hadi ama biraz eğlen Elisacık"Bileklerimde,bacaklarımda bağlı olan iplere baktı.
"Artık direnmediğin için bunlara gerek kalmadı.Oğlum,çözün şu ipleri"
"Tamamdır efendim"Can'ın arkadından ansızın gelen adam iplerimi çözmeye başladı.
"Ben gidiyorum,arkamdan birşeyler çıkartma yaramaz kız"Odadan ayrıldı.Oh be!Gideceğine bu kadar rahatlayacağımı düşünmemiştim.Beni bıraksaydılar 1 yılda kalırdım da...
Ardından erkek yardımcı gitti kadın olanı geldi.
"Merhaba hanımefendi"kadın biraz kısa boyluydu.Bu yüzden baba kafasını kaldırıp bakıyordu.
"Ne oldu?Ah,yoksa Can beyiniz bana birşey söylemeyi mi unuttu?"
"Hayır,Can bey işinizi halledene kadar burada kalmanızı istiyor.Bizde siz buradayken isteklerinizi yerine getireceğiz."dedi çekingen bir tavırla.
"Pe-ki,adın nedir?"
"Clara Anclex"
"Memnun oldum bende Elisa Işık"
"Ah,isminiz çok güzel Elisa hanım"
"Teşekkürler,peki nerelisin Clara?"
"Avusturalyalıyım,eskiden ailem,ablam ve beni hep çöpçü olarak çalıştırırdı.Bir gün ablamla kaçma planı kurup başarılı olduk ve Türkiye'ye geldik.Şimdiye kadar bir sürü bakıcılık işinde,güvenlikte ve yardımcılıkta çalıştım.Ablamla aynı dairede yıllardır birlikte oturuyoruz.Ailem bizi aramadı bile...Belkide aramıştır ama artık umrumda değiller açıkçası ablamında umrunda değiller.Bunları neden size söylediğimi bilmiyorum Elisa hanım nedense kendimi size yakın hissettim.Rahatsız olduysanız çok özür dilerim..."
"Yok,rahatsız olmadım söyledin için teşekkürler."
Clara bana içten bir tebessüm sundu.
Olaylara pek odaklanamıyordum,ah şu tavuk dükkanı anlaşması!Kafama çok fena takılmıştı...
"Ah neyse,ben sizin odanızı hazırlamaya gideyim"dedi ve hızlı adımlarla merdivenlere ilerledi.Neden şu an en son kalmak istediğim yerde yatmak zorundayım?
Ürkütücü merdivenlerden yukarı çıktık.Merdivenler biraz tozluydu sanki çok sık temizlenmiyordu.5 gündür merdivenin detaylarını incelediğim için tüm toz detaylarını ezberlemiştim.Ah,sandalyeden bahsetmişken bacaklarım hâla ağrıyordu.
Üst katta çok iyi şeylerin bulunduğu söylenilemezdi.Dört oda vardı biri Clara'nın,diğeri ise diğer adamın,koridorun ilk başında ki geniş oda da Can'ındı.Bir de suçluları mı misafirleri mi tuttukları bilinmeyen bir odaya geldik.
"Sizin odanız burası Elisa hanım fakat gördüğünüz gibi biraz pis.İzninizle buraları temizleyeyim siz öyle gelin."
"Olur,temiz olmadını tercih ederim.A,bu arada Clara sana birkaç soru sorabilir miyim?"
"Sorabilirsiniz elbette"dedi şirin ses tonuyla.
"Burası Can'ın evi mi?"
"Yok,burayı pek kullanmaz.Daha çok şey için kullanır...Şey...Suçlular gibi birşey!"yanlış şeyler söylemiş gibi kelimeleri geveliyordu.
"Gerçek evini hiç görmedim zaten bizi almaz.Adamlarının çoğunu bile almıyor sadece belirli ve güvendiği adamlarını götürüyor.Denis ile ben buradayız.Genelde bu eve misafir veya suçlu olmadıkça kimse gelmez o yüzden biraz sıkıcıdır."Bura hakkındaki tahminlerim doğru çıkmıştı.Clara ile adını öğrendiğim Denis adındaki çocuk şanssızdı...Madem sıkılıyorlar kaldığım sürede onları biraz eğlendirebilirim!
Tabii,ben eğlenmeye süre bulabilir miyim bilmiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAVUK DÜKKANI
RomanceElisa 12.sınıfa olmuştur ama artık liseye gitmek istemediği için zor da olsa ailesinin tavuk dükkanında çalışmaya başlar.Batu ile olan garip tanışmasından sonra hiçbir şey yolunda gitmemiştir.