Ve şafak batarken, iri kıyım adamlar kapar gözlerini adaya
Gitmeyi bekleyen cilveli sevgiliden kara haberler tüner toprağıma
Menekşelerin kokusunda yeni doğmuş bebeğin haykırışı
Toprağı eşeleyen bir babanın ağıdına artık yollar da ağıt yakar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sevgili Mecnun, ağıdında bir sınırı yok mudur sence? Bu kadar acı bir sevda uğruna fazla değil midir?
Bir Menekşe Kokusunda, Bir Baba Ağıdında:
Ve şafak batarken, iri kıyım adamlar kapar gözlerini adaya Gitmeyi bekleyen cilveli sevgiliden kara haberler tüner toprağıma Menekşelerin kokusunda yeni doğmuş bebeğin haykırışı Toprağı eşeleyen bir babanın ağıdına artık yollar da ağıt yakar.
Kınalı parmaklarda bir çift kurdele sarkmış, Bir gece ansızın yüreklere kor kurşun düşmüş, Bir kardeşin gözyaşında bir ablaya ağıt yakılmış, Konu komşu ne der, bir sevda ocağına babanın ağıdı düşmüş.
Hasret çeker toprağı silkelesen, Yangın düşer sevdaya mavi bir mendil sarar mezar taşını, Ey komşular! Yakın kınaları, kınalı kuzular toprak oldu, Ey annalar! Bülbülün kanadı kırıldı, daha parmağında kurdelesi duran gelinin cenazesi kaldırıldı.
Değildir hakkım helal falan, Düştün elime efendi! Olurda bulamazsan beni bu fani dünyada Gayrı mahşerde buluruz birbirimizi, görürsem o fani gözlerini o zaman hakkım helaldir.