27

971 106 138
                                    

~Jungkook'tan~

      Jihoo'nun nerdeyse şişeyi üzerime boşalttığı parfümünden dolayı öksürmemek için kendimi zor tutuyordum. Sinirle homurdandım. "Takım elbise giymeme gerek var mıydı? Ayrıca Hoseok parfüm kokusundan varlığımı 10 metre öteden farkedecek!" Jihoo söylediğim şeye kıkırdadı. Sonrasında da ceketimi nerdeyse kucağıma fırlatıp panikle beni kapıya doğru ittirdi. 

     "Koşun Jungkook bey! Geç kalacaksınız!" Göz devirdim."Kimin yüzünden acaba?" Ayakkabılarımı giyindikten sonra yürüyebildiğim kadar yavaş yürüyerek parka doğru yola çıktım. Şaka gibiydi. Sevdiğim ve evli olduğum adamın başkasına çıkma teklifi etmesine yardım ediyordum. Gözlerim doldu ama gözyaşlarımın akmasına izin vermedim. 

      Neden parka gidiyordum? Eve geri dönmeyi  ve Taehyung'un evde olmasını istiyordum. Ailemiz dağılacaktı, bunu biliyordum. Taehyung başkasını seviyordu, boşanacaktık ve o sevgilisiyle evlenecekti. Jihoo kimde kalacaktı? Ya Jihoo'yu da elimden alırsa? Bu düşünceyle dondum. Belki Jihoo beni babası olarak görmüyordu ama benim oğlumdu.

     Eve gitmeliydim. Bu şeye ortak olmamalıydım. Gitmezsem Taehyung'un nasıl hayal kırıklığına uğrayacağını düşündüm. Adımlarım beni parka yönlendirdi. Hoseok'u gördüm. Taehyung'sa kafasına siyah bir kapüşon çekmişti. Yüzünü göremiyordum. Gergin olmalıydı. Hemen banklarının yanındaki ağacın arkasına saklandım. Taehyung'un sesini duydum. "Hoseok sana söylemem gereken bir şey var..." Hoseok, Taehyung'a doğru dönünce çenem kasıldı. İçimden sebepsizce Hoseok'a yumruk atma isteği geçti.

     "Benim sana söyle-" Aniden bişey oldu. Taehyung'un suratından yemek sepeti reklam sesi gelmeye başladı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken Hoseok gülmeye başladı. Taehyung sinirle ayağa kalkınca kapüşonu düşünce Taehyung'un Taehyung değil, Yoongi olduğunu gördüm. Ağzındaki telefonu küfrederek çıkardı. "Yemek sepetinin de, senin de amına koyayım."

     Hala ne olduğunu anlayamıyordum. Elimdeki konfetiyi sıkıca tutarken far tutulmuş tavşana benziyordum. Yoongi neden burdaydı? Taehyung nerde? O sırada birisi arkadan elimi yakaladı ve konfetiyi çevirdi. Konfeti kutusunun içinden beyaz takım elbiseler giyinmiş iki adam fırlayınca hızla arkamı döndüm. Taehyung'un suratı benim suratımdan sadece bir kaç santim uzaktaydı. Kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim. 

    Kaşlarıyla sarılan o adam figürlerini işaret edince kısa bir an oraya baktım. "Düğünümüzde böyle sarılabiliriz bence." Sonra kulağıma yaklaştı ve fısıldadı. "Gerçek düğünümüzde..." Aniden ne yapacağımı bilemedim. Taehyung'u ittim ve konfetiyi yere fırlattım. Şaşkınca Taehyung'a bakmaya başladım. O da aynı şaşıınlıkla bana bakıyordu. Gözlerinde biraz da korku vardı. 

    "Özür dilerim... Yanlış bir şey söylediysem-" Bu sefer onu kıyafetinden tuttum ve kendime çektim. Sıkıca sarıldım. "Ben... Bi an şok oldum. Yani... Bunu beklemiyordum." Taehyung aniden öksürmeye başladı. Hatta öksürük krizine girdi. Onu omuzlarından tuttum ve hafifçe doğrulttum. "Sorun ne?"

      Zorlukla konuştu. "Neden bu kadar parfüm sıktın ki?" Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Oğlumuzun eseri..." Bunu duyunca o da tebessüm etti. "Parfüm banyosu yaptıracağım derken şaka yapmıyormuş."

    Gözlerimin içine odaklanınca kalbim hızlandı. "Eee, cevabın ne?" Elim beline gitti ve yavaşça okşadım. "Evet Taehyung, aylardır hayalini kurduğum şeye hayır diyemem..."

BU FİCTE Bİ BİTMİYO YAA! NEYSE HALLEDİCEZ! BB!!

JİHOO / TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin