Gökçe, bu sınava girdiği ilk seferde platonik aşık olduğu çocuğun yanına oturduğu için çok heyecan yaparken şimdi ise olayın farklı şekilde gerçekleşiyor olmasından dolayı sınava yine odaklanamıyordu. Gökçe demişti, kokun güzel demişti... Nasıl olduğunu aklı almıyordu. Acaba olayların farklı gelişmesi filmlerdeki gibi gelecek zamanı etkiliyor muydu?
"Birinci soru Bucaş antlaşması olacak."
Bir de kopya veriyordu. Daha ne kadar şaşırtacaktı onu? Düşünmekten vazgeçip sınava odaklanmaya kadar verdi. O andan itibaren soruları yanıtlamaya başladı ve sınava sonuna kadar Mete'nin varlığını unuttu.
Mete ise kendi sınavından çok yanına oturan kıza odaklanmıştı. Daha yanına oturduğu ilk anda kokusuyla dikkatini çekmişti. Güzel kokuları, özellikle güzel kokan kızları severdi. Ona doğru yaklaşıp güzel koktuğunu söylemesine rağmen yan gözle bile kendisine bakmamıştı. Ama yüzünde şaşkın bir ifade yer almıştı, Mete'nin gözünden kaçmazdı. Yine de minik kalkık burnunu ve ortadan ikiye ayırıp ön kısımlarından iki ince örgü yapılmış saçlarını fazlasıyla sevimli bulmuştu. Hatta bu sevimlilik hatırına ona ko0ya bile vermiş olmasına rağmen kız onunla hiç konuşmamıştı. Pek konuşkan bir tip değildi herhalde. Çaktırmadan sınıfına baktığında 11-E yazısını okudu. Eğer kız 12. sınıfa gidiyor olsaydı zaten Mete onu her türlü tanırdı.
Sınav bitmiş hoca kağıtları toplamıştı. Ancak kimsenin yerinden kalkmamasını söyleyen hoca yüzünden hala Mete'nin yanında oturuyordu. Üstelik ilkinden farklı olarak onun bakışlarını üzerinden hissediyordu.
Gökçe kendini daha fazla tutamayacak çaktırmadan ona baktı. Harbiden hoş çocukmuş, ona olan aşkımın hakkı varmış diye düşünse de o zamanki duygulardan eser kalmadığı için rahattı. Zaten o yaştaki Gökçe olsa heyecandan felç geçirir konuşamazdı.
***
Nihayet okul günü sona erdiğinde Betül ile beraber abur cubur alıp okulun yanındaki parka gitmeye karar verdiler. Gökçe içinde bulunduğu durumu anlamlandırmakta güçlük çekse de o dönemleri bu aklıyla yaşamanın tadına vermişti ve bu durum iyiden iyiye hoşuna gitmeye başlamıştı.
"Bugün hiç Mete demedin."
Kolasının kapağını açarken "Yani?"
diye sorar gibi konuştu."Kanka bizim gün içinde Mete'den başka konuştuğumuz konu yoktu ya o yüzden."
Öyle miydi ya gerçekten? O kadar da hatırlamıyordu. Biraz abartmıştı sanki ergenliğin vermiş olduğu hormonlara dayanarak. Ama Betül ile lisede dedikodu yapmayı çok sevdiği gayet net hatırlıyordu.
"O zaman hazır ol. Bomba geliyor iyi dinle." Etrafa göz atıp kimsenin olmamasını rahatlığıyla konuştu. "Bugün sınavda Mete'nin yanına oturdum."
"Ohaaa. Ohaaa." diye aşırı tepki veren arkadaşına şaşırmadı. " Bunu şimdi mi söylüyorsun? O kadar saat içinde nasıl tuttun?"
Çikolatasından bir ısırık daha alırken oldukça sakin bir şekilde konuştu.
"Dahası da var. Bana kokun çok güzel dedi."
Betül heyecanla ayağa kalktı. "Oha kanka. Sana aşık!"
Gökçe kahkaha atmamak için kendini zor tuttu. Lise bayağı eğlenceliymiş aslında. Kafalar pırıl pırılmış.
"Sınav kağıdından adıma baktı. Adımı da biliyor artık."
"Kesin sana aşık."
Dayanamayıp kahkaha attı. "Aynen kanka." dedi. "Dur dur hatta bana kopya verdi." diye de ekledi.
Betül tekrar oturduktan sonra "Sana inanmıyorum bunları bana neden bu kadar geç anlatıyorsun ya? Aşk olsun!" dedi.
Gökçe "Takılma buna. Sen de Ömer'i sevdiğini bana söylemedin." diyiverdi bir anda.
"Ne?"
"Hiç inkar etme Betül çünkü biliyorum."
"Kanka nasıl anladın ya?"
"Çünkü sen benim en iyi dostumsun ben senin bir bakışından her şeyi anlarım."
Oysa bakışından falan anladığı yoktu, çok sonradan Betül gelip kendisi söylüyordu. Sadece Gökçe onu biraz öne çekmişti.
***
Gökçe eve geldiğinde kendini hemen odasına attı. Ne yapıp ne edip artık bu durumun içinden sıyrılması gerekiyordu. Okula götürmesinin yasak olduğu telefonunu çekmeceden çıkardı.
Bu telefon ile buraya gelmişti fakat daha taksitlerini bitirmeden paramparça olan telefondan hiçbir iz yoktu. Ne olduysa bu telefondan dolayı olmuştu. Biraz telefonun içeriğini kurcalasa da farklı bir durum fark etmedi. En son telefonun kapatıp açmayı denedi ancak hiçbir değişik olmadı. Hala 2014 yılındaki odasındaydı.
Gözlerini kapatıp bu zaman dilimine nasıl geldiğini bir kez daha hatırlamaya çalıştı. O anı tekrar yaşıyormuş gibi aklını zorladı. Bulmuştu! Sonunda bulmuştu.
Her şey sim kartını lise döneminde kullandığı eski telefonuna taktığında gerçekleşmişti. O andan sonra kendini 2014'te bulmuştu. Sim kartını çıkarırsa belki 2024'e dönebilirdi.
İçinde buruk bir sevinç oluştu. Aslında ne güzelmiş eskiden her şey. Ailesi, okulu, arkadaşları... O zaman kıymetini bilmediği her şeyden ayrılacağı için üzülmüştü. Ancak yaşadığı şey tam bir çılgınlıktı ve Gökçe artık 27 yaşında genç bir kadın olarak bu çılgınlığı kaldıramayacaktı.
Son bir akşam diye geçirdi içinden. Zaten döneceği ev onun için cehennem olacaktı. En azından ailesiyle son kez huzurlu bir akşam yemeği yemek istedi. Gece herkes uyuduktan sonra da geri dönmeye çalışacaktı.
Ailecek yemekler yendi, çaylar içildi. Gökçe babaannesi uyumadan önce onun elini öptü, ton ton yanaklarını sevdi. Annesine ve babasına sarıldı. Abisiyle şakalaştı. Ranzanın alt katında uyuduğundan emin olduğu kız kardeşinin üzerini örttü. Öpmek istedi ama öperse uyanırdı.
Evin tüm ışıkları söndüğünde kendi yatağına çıktı. Tam telefonu kapatacağı sıra ekrana bir bildirim düştü.
Mete Ersöz (@metersoz) seni takip etmek istiyor.
Yüzünde bir tebessüm oluştu. Hayatının belli bir döneminde bu bildirimi almak için dünyalardan vazgeçerdi. Şimdi ise... Aslında öyle olmadığını fark etti.
Yine de 17 yaşındaki Gökçe aklına gelince ona kıyamadı. O, bu an için çok beklemiş ancak buna ulaşamamıştı. 17 yaşındaki Gökçe hatırına bildirime tıklayıp onun takip isteğini kabul etti ve aynı şekilde takip isteği gönderdi. İstek aynı anda onaylandı.
Başka bir evrende Mete ile takipleşiyorsun Gökçe, diye düşünürken tebessüm ediyordu.
Şimdi 2024'e dönüş vaktiydi.
*Sizce Gökçe 2024'e dönebilecek mi?
*Döndüğünde onu neler bekliyor olabilir?
*Siz olsanız kalmak mı isterdiniz, yoksa döner miydiniz?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkürler.❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Zaman
General FictionGökçe hafif bir baş dönmesiyle sarsılırken gözlerini birkaç saniye boyunca kapattı. Gözlerini tekrar açtığında ise gördüklerine inanamayarak etrafını inceledi. Şu an tam olarak anne ve babasının evindeki odasındaydı. Bu nasıl olabilirdi? Elindeki te...