Söylediğim gibi cuma günü yayınlıyorum bölümü biraz geç oldu ama ne demişler geç olsun güç olmasın.
İyi okumalar!
Uğur Alp'in anlatımıyla
"Duydunuz araştırın telefon numarasını, sosyal medyasını vesaire.. Hepsini." dedikten sonra merdivenden inmeye devam ettim çok değil yalnızca iki dakikanın içinde arabadaydım. Merdivende çarpıştığım kız... Çok güzeldi. İsminin Aybüke olduğunu öğrendiğim kızın anında tüm bilgilerinin araştırılmasını istemiştim. "Neden?" diye sormayın çünkü o an içimde bir ses yap dedi ben de yaptım bu kadar. Şoförüm arabayı çalıştırdığında arkamdaki arabada gelen korumalardan birinin beni aradığını anladım telefonun sesiyle. Anında açıp kulağıma götürdüm.
"Ne oldu? Çıktı mı bir şey?" hızlıca sorduğum soruya soğukkanlılığı ile cevap verdi.
"Telefon numarası yetimhane babanızdayken diğer tüm öğrencilerinki ile saklanmış araştırırken bulamadık yetimhanede ki dosyalara bakmamıza da izin yok.""Ee sosyal medyası? O var mı Selim?"
"Evet buldum sizinle paylaşayım mı?"
"Hemen" dedim ve telefonu yüzüne kapatıp bilgilerin gelmesini bekledim bir kaç saniye içinde gelmişti. Instagram, Snapchat ve X hesabı vardı. Son ikisini kullanmadığımdan İnstagram'a girdim ve hesabını takip ettim. Hesabı herkese açık moddaydı mesaj atarken sıkıntı çekmemiştim.
Uguralp.vrl :
Selam.Bunu bile neden yaptığımı bilmiyordum. Normalde hayatımda hiç bir şeyi düşünmeden yapmazdım fakat şu an yaptığım her şeyi düşünmeden yapıyordum. Araba sallanınca mesaj sekmesinde elimde olan telefonum elimin içinde sarsıldı benim de parmağım arama tuşuna çarptı. Aybüke şu an her ne yapıyorsa işi gücü bırakmış bana sövüyordu eminim. Sonuçta merdivende çarpıştığı iki dakika bile konuşmadığı bir adamdım ben onun için. Telefon elimdeyken anında kapattım ve cebime attım.
"Yolu değiştirin çiftliğe gidelim."
Ani kararım atımı görmek istemem yüzündendi. bir at çiftliğimiz vardı. Orada farklı ailelerin atına da bakılıyordu ve benim atıma da.
Kuzgun'u maksimum haftada bir minimum iki günde bir ziyaret ediyordum çoğu zaman onunla saatlerce geziyorduk. Kuzgun ilk doğduğu andan beri benim atımdı babam Kuzgun doğduğunda bana onu doğum günü hediyem olarak vermişti. Kuzgun'u çok sevmem ayrı bir gerçekti o benim ikinci ailemdi. Kuzgun'un en ufak hastalandığı zaman onun yanı başında samanların arasında yattığım günleri unutamam. Simsiyah tüyleri insanı baştan çıkaracak derece de parlaktı ve oldukça uysaldı. Kimsenin bilmediği sırlarımı bile bilirdi Kuzgun. Ben ona hep anlatırdım hayatımı, sırlarımı, her şeyimi. Anlamaz demeyin inanın bana o beni anlıyor bazı söylediklerime tepki verdiğine yemin edebilirim. Yarım saatin sonunda çiftliğe gelmiştik. Ben atların olduğu ahıra girerken korumalara dışarıda kalmalarını söyledim. Hayatta en sevdiğim şey Kuzgun ile baş başa kalmaktı. Kuzgun'un bölmesine geldiğimde bacaklarını kendine çekip samanların arasında oturduğunu gördüm. Beni gördüğü gibi ayağa kalktı tabii.
"Benim canın oğlum özlemiş mi beni?" diyerek başına bir öpücük kondurdum. Dizginlerini kontrol ettim ve gevşek olduğunu görünce dokunmadım. Kuzgun'un dizginlerinin sıkılmasına asla izin vermezdim onu eğitirken bile hiç sıkmaya gerek duymamıştım hâlâ da duymuyorum, duymayacağım. Kuzgun beni özlediğini belirten bir hareketle kafasını göğsüme sürtmeye başladı.
"Tamam tamam dur gezmeye gidiyoruz yılışma hemen." gezmeye gittiğimizi söylediğimde yüzünde memnun bir ifade gördüm ama sondan ikinci kelimem hoşuna gitmemiş gibi trip atar bir şekilde arkasını döndü. Size yemin ederim bu atın duyguları var anlıyor beni. Ama dışarıdan biri gelse bakışlarını anlamaz çıkardığı sesleri neden çıkardığını anlamaz korkup kaçar.
"Hadi kalk trip atma bana hem babaya trip mi atılır? Nerede görülmüş oğlunun babasına trip attığı?" başkalarına karşı ne kadar soğukkanlı isem sevdiklerime karşı da bir o kadar sıcakkanlıydım. Bu kurduğum cümlelere bakmayın dışarıdaki hayata karşı böyle değilim. Nihayet Kuzgun bana doğru döndüğünde güzel, parlak ve simsiyah yelelerini sevdim ve tekrar başına bir öpücük bıraktım. Malzeme kısmından kaşağıyı aldım ve Kuzgun'un tüylerini taramaya başladım. Benimle ilgili bir gerçek daha ben seversem tam severim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISSIZ ADA
Подростковая литератураIssız bir adada mahsur kalan on bir gencin yaşam mücadelesi!