1.Bölüm: Mezarlık

30 3 2
                                    

Selam!
Ben geldim nasılsınız?
Lafı uzatmayacağım istesem de uzatamam zaten.
İyi okumalar!
---------------------------------------------------------

 İyi okumalar!---------------------------------------------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


14 Temmuz 2024
Aybüke'nin Anlatımıyla.

Kolumdaki saatin titremesi ile gözlerimi araladığımda güneş henüz kendini göstermemişti saatimin alarmı çaldığına göre saat daha dört on beşti. Ayaklarımı yatağın kenarından sarkıtıp terliklerimi giydim. Özellikle yumuşak tabanlı terlik kullanıyordum bu saatte ses çıkararak kimseyi uyandırmak istemezdim, Hele ki Berfin'i hiç uyandırmamam lazımdı ölmek isteyen uyandırabilirdi. Berfin benim buradaki tek arkadaşım, dolayısıyla onu tanıyorum. Berfin'i uykusundan uyandıran birinin sonunu bir ben bir de Allah bilir. Sessiz adımlarla dört kişilik odadaki ortak banyomuza girdim. Hızlı bir şekilde duş aldım ve kurulanıp yanımda getirdiğim kıyafetlerimi hızla üzerime geçirdim. Banyodan çıkıp yatağımın yanındaki dolaba geldim ve çantamın olduğu kapağı açtım.
Siktir.
Dolabın kapağı gıcırdamıştı, içimden Berfin'in uyanmaması için dua etmeye başladım. Arkamda bir yatak gıcırtısı duyduğumda sesin kimin yatağından geldiğini anlamıştım.
"Ne oluyor lan sabah sabah!" sesi olması gerektiğinden fazla çıkmıştı tam bir şey diyecekmiş gibi olduğunda uzanıp elimle ağzını kapadım.
"Sakın bağırma Berfin." onu nazikçe uyardıktan sonra elimi ağzından çektim bir kaç hareketle çenesini gevşettikten sonra konuşmaya başladı.
"Kızım canına mı susadın sen? Dua et en yakın ve tek arkadaşımsın başkası olsa çoktan boğazına yapışmıştım." evet Berfin'in birini boğazlama trajedisi vardı yine aynı bu saatlerde biri kalkıp tuvalete gitmiş ve giderken çok ses çıkarıp Berfin'in uyanmasına sebep olmuştu. Kız geri yatağına girdiğinde Berfin kızın üstüne atlayıp onu boğmaya çalışmıştı. Sanırım en yakın ve tek arkadaşı olduğum için şükretmeliydim. Berfin uyku sersemliğini aşınca gözlerini vücudumda gezdirdi ve eğilip saçlarımı kokladı bir şeyler anlamış olacak ki sorularını yağdırmaya başladı.
"Kız sen niye bu saatte duş aldın, üstündekiler ne, bir yere mi gideceksin?" duraksadı ve yüzüne dehşet ifadesini yerleştirdi. "Kahretsin! Yoksa yetimhaneden mi kaçacaksın?" sesi yine yüksek çıkmıştı. İki kız yataklarında kıpırdanıp uyanacak gibi oldular ama çoktan yirminci rüyalarını görmeye başlamışlardı. Bakışlarımı korkuyla bana bakan Berfin'e çevirdim ve dudaklarımı araladım." Kaçmak falan yok kız niye kaçayım annemin mezarına gidiyorum."

"Annenin mezarına mı? Kaç günde bir gidiyorsun pardon?"

"Genel olarak haftada bir kere bu saatlerde çıkıp yirmi dakika da gidip geri geliyorum." Berfin anlamaz bir ifadeyle suratıma bakarken tekrar soru sormaya başladı.
"Ben niye hiç duymadım, onu geçtim ben senin en yakın arkadaşınım niye benden sakladın ki? Ne gerek vardı?"

Berfin bu şekilde sorularını sıralarken derin bir iç çekip dudaklarımı dilimle ıslattım.

"İlk soruna cevap vereyim önce beni daha önce hiç duymadın çünkü dolabın kapağı daha önce hiç gıcırdamadı." dedim parmağımla dolabı göstererek.
" Diğer soruların cevabına gelirsek pek iç açıcı bir cevap veremeyeceğim. Nedenini bilmediğim halde sen dahil kimseye söylememem gerekiyormuş gibi hissettim."
Berfin uzandı ve ellerimi avuçlarının arasına aldı.

ISSIZ ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin