İyi okumalar!😽🩷"Dile min bi kulî xemme."
"Gönlüm yaralı ve kederli."Hiç kimse günahsız değildir. Nitekim Karabaş konağı günahkarlar ve masumlar olarak ikiye ayrılmıştı. Şer avluya bir ateş parçası düşürmüş, sevdiği herkesi yakmıştı.
Annesi Kürdistan hanım kucağında ki karısını gördüğünde dünya başına yıkılmıştı. Biricik oğlunun bu kadar ileri gideceğini tahmin etmemişti.
Welat ve Lawiy'de oldukça şaşkınlardı. Şer'den ikisi de böyle bir şey beklemiyordu. Fakat asıl merak ettikleri Helen'i bu hale kimin getirdiği idi.
Şura donup kalmıştı. Daha dakikalar önce berdelin bozulacağını öğrenirken mutluluğu yaşamıştı. Gördükleri genç kızı dumura uğratmıştı.
Kürdistan hanım bakışlarını oğlu Welat ağaya çevirdi. "Kure min az önce berdelin bozulacağını demedin mi sen bize? Senin bu kardeşin ne yapar?"
Genç adam önce karısına bakmış sonra annesi ile göz göze gelmişti. "Yade bende sizinle öğrendim Helen'i getirdiğini. İşin aslını astarını yarın öğreniriz."
Lawiy Şura'yı göz hapsine almıştı. Şura ise Helen ve Şer'in odasının kapısını izliyordu. O odadan Şer'in çıkıp bir açıklama yapmasını bekliyordu. Hoş Şer onun hiçbir şeyi değildi!
Nazenin hanım Helen'i gördüğünde dehşete düşmüştü. Berdel bozulmayacak mıydı? "Welat oğlum... Şimdi berdel bozulmayacak mı?"
"Ona Şer ve Hicran karar verir yade. Kızın gelmeye meyilli değildi. Oğlunu da görüyorsun."
Nazenin hanım ve Kürdistan hanımın bakışları kesişti. İki kadın 30 yıl boyunca birlikte yaşamışlardı toplamda tam 10 tane çocukları vardı hiçbir zaman birbirlerinden ayrılmamışlardı. Kendi öz evlatlarından bile ayırmamışlar, çocuklarına eşit sevgi ve değeri göstermişlerdi. Zira Welat herkesten bir tık üstündü. İlk çocuktu ve aşiretin başında idi. Nazenin hanım ve Kürdistan hanım birlikte büyütmüşlerdi.
4 sene sonra Kürdistan hanım bir mucize ile Şer'i doğurarak ölen kocası Arat ağaya tam 5 tane evlat vermişti. Şer, Ferhat, Loyan, Baran ve Zelal Kürdistan hanımın çocuğu idi.
Nazenin hanımın da 5 tane çocuğu vardı. Welat, Rıdvan, Hicran, Gülşah, ve İrşad Nazenin hanımın çocuklarıydı.
İki tane evlat söz konusuydu. İkisininde ciğeri yanıyordu. 30 yıl sonra ilk defa karşı karşıya geldi iki kadın.
"Berdel bozulacak, Kürdistan! Ben kızımı o eve göndermem!" diyerek konağın kapısını gösterdi. "Benim kızım bir daha bu kapıdan dışarı çıkamaz!"
Kürdistan hanım keskin gözlerini kumasına çevirdi. O da berdelin bozulması taraftarıydı. "Berdelin bozulmasını en az senin kadar bende bozulmasını isterim Nazenin! Karşı saflarda olmayalım ki gücümüz kudretlensin!"
"Berdel zaten bozulacaktı! Oğlun o kızı tekrar bu eve getirmeseydi, benim kızım zaten kurtulmuştu Kürdistan!"
Şaşkınlıkla gözleri büyüdü yaşlı kadının yıllarca senin oğlun, benim kızım muhabbeti yapılmamış, bu durum 30 sene sonra patlak vermişti.
"Laflarına dikkat et Nazenin! Hicran benim kızım, Şer'de senin oğlun! Biz ne zamandan beri çocuklarımızı ayırır olduk? Bu konu er yada geç çözülecek. O kızda ait olduğu yere dönecek!"
Şu an ne yeri ne de zamanıydı fakat Hicran araya girdi. Ailesi kendi adına kararları vermeyi acilen bırakmalıydı. "Daye... Ben evli bir kadınım artık. Benim bir kocam var ve siz beni buraya tutup getirirken gelecek misin diye sormadınız."