-4-

18 2 5
                                    

Öğle arası geldiğinde çoktan çantamı sırtıma takmış durakta otobüs bekliyordum. Benden başka kimse yoktu, kulaklığımı takıp şarkı dinlemeye başladım.

Telefonuma odaklanırken birinin geldiğini gördüm. Bir bu eksikti zaten, Aybey! Bu çocuk başıma bela gerçekten...

"Nisa düzgünce konuşabilir miyiz artık?"

Laf atmasını hiç beklemiyordum, şaşırmıştım.

"Benim senin gibi biriyle konuşacak konum yok. Neyi anlatacaksın? Nasıl kahpelik yaptığını mı? Nasıl ağlattığını mı duymak istiyorsun? Ne istiyorsun benden?" Arka arkaya sıralanmış olan sorularım onu sessizliğe gömmüştü.

"Biliyorum gerçekten hatalıyım hem de çok. Ama hatalarımı telafi etmek için hazırım." Ona ciddi misin der gibi tek kaşımı kaldırdım.

"Aybey gerçekten senin arkadaş ortamın bile bana zarar veriyor. Seni gerçekten seviyorum ama arkadaş olarak. Hem zaten istediğin bu değil miydi her zaman? "

Aybey bana son kez baktı ve arkasını dönüp gitti. Ağlamamak için zar zor duruyordum. Günün iyi yanı şimdi eve gidiyor olmamdı.

Otobüs geldiğinde ise hemen bindim, otobüsün camına kafamı yaslayıp gözlerimi kapattım. Gerçekten seviyor muydum? İçimdeki ses "Evet." der gibiydi.

Eve geldiğimde ise çalışma masama oturup TYT denemesi çözmeye karar verdim. Derslerim genel olarak iyiydi, denemelerim de kötü sayılmazdı.

Süre tutup başladığımda kafamdaki düşünceler çözmeme engel oluyordu resmen. Ulan Aybey yararından çok zararın var bana. Türkçe kısmını bırakıp fenden başlamaya karar verdim. Özellikle kimya dersim iyi olduğu için fende hemen o dersi çözerdim.

Çözdüğüm denemeden tam olarak seksen dokuz net yapmıştım. Bunun verdiği rahatlıkla hemen kırk soru paragraf ve geometri çözecektim. Sayısalcı olmak gerçekten zahmetli özellikle bunu bu sene daha iyi anladım.

^^^^

Dersimi bitirip çok geç olmadan uykuya dalmıştım. Sabah uyandığımda ise sarhoş gibiydim resmen, başım dönüyordu ve midem bulanıyordu. Hemen kalkıp lavaboya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Rahatlatmıştı az da olsa.

Okula geldiğimde ise Aybey ve Batın'ı görmüştüm. Batın onun en yakın arkadaşıydı ve iyi çocuktu. Aybey ona baktığımı anlamış olacak ki kafasını çevirip bana baktı. Hemen yüzümü diğer tarafa döndürüp onlardan uzaklaşmaya çalıştım.

Hazal'ı görünce hemen yanına gittim."Ee naber?" Hazal okuduğu kitaptan kafasını kaldırıp "İyi, sen?" diye cevapladı. "Ben de iyi."

"Aybey'le konuştunuz mu?" Etrafıma bakarken bana yönelttiği soruyla dün yaşananlar aklıma geldi. Üzülmüştüm.

"Evet, konuştuk fakat ben yüz vermedim yine. Onu gerçekten seviyorum Hazal napacağım ben!"

"Şam şeytanı ya nefret ediyorum ve ayrıca sakın ola barışma. Öldürürüm seni."

Tam bir şeyler söyleyecektim ki araya Özlem girdi. "Günaydın aşk böceklerim."

"Özlem sence Aybey beni seviyor mu?"

"Sevmek ne kelime deli divane aşık sana." Dalga geçerek söylediğinde yüzüm düşmüştü. Aybey'in pişman olduğunu görünce içimdeki aşk yine ateşlenmişti. Ama Aybey'e belli edemezdim. Biraz sürünmesi gerekiyordu.

"Neyse kızlar ben manitamın yanına gidiyorum."

"Hangisine?" Hazal'ın bu sözünden sonra Özlem'le ikimiz kahkaha attık.

"Tabii ki Aybey'in yanına başka nereye olacak?"

"Allah cezanı versin Nisa gerçekten. Bundan sonrasına biz karışmıyoruz yine üzülen sen olacaksın aklından çıkarma bunu." Özlem'in bu sözlerini pek dinlememiştim. Evet Aybey'le konuşmaya gidiyordum. Tam da şuan.

Ayaklarım istemsizce Aybey'in olduğu yere gidiyordu. Arkası dönük olduğu için beni göremiyordu. Yanına tamamen yaklaştığımda aramızdaki boy farkı ne çok ne azdı belki on santimetre falandır.

"Şey, Aybey bakar mısın acaba?"

Sesimi duyduğu an bitiremediği sözle donup kalmıştı. Hareket etmedi bir süre fakat bu uzun sürmedi. Önüne döndüğünde şaşkın yüzü beni güldürmek için bile bir nedendi ama gülmedim.

"Tabii ki!" Neşeli sesi adeta bana enerji veriyordu.

"Konuşabilir miyiz?" Batın'a bakıp şöyle dedim. "Yalnız."

"İlk derse girmeyelim, istiyorsan tabii."

"Benim için uygun." Batın bir bana bir Aybey'e bakıyordu.

"Aybey ben sınıfa geçiyorum. Size iyi konuşmalar."

Bahçedeki çoğu kişi sınıfa geçmişti bile neredeyse Aybey ile ben vardık ve banklarda oturan birkaç kişi. Aybey kolumdan tutup beni sürüklemeye başlayınca küçük bir inleme sesi çıkardım.

"Napıyorsun be canım yanıyor."

(Yazar araya girdi::::: bunlari yazan kesinlikle ben değilim bide wtty kızı oldum allahim sabir🙏🙏‼️)

"Sus ve benimle gel Nisa." Arka bahçeye doğru gelmiştik ve kolumu bırakmıştı. O önden yürürken ben ise onu takip ediyordum. Okulun kazan dairesine girmiştik.

"Aybey burada napıyoruz?"

"Evet, ne konuşacaksın benimle?"

"Soruma soruyla karşılık vermeyi kes. Ve burada örümcek ağları var. Korkuyorum."

"Abartma Nisa."

"Peki, Aybey ben seni..." Meraklı gözlerle bana bakarken o kadar tatlı görünüyordu ki kitap yazsam bunu nasıl betimlerdim bilemiyorum.

"Ee sen beni?"

"Ben seni seviyorum." Aybey hiç beklenmedik bir şekilde belimden tutup havaya kaldırdı.

"İşte benim sevgilim."

"Sevgili mi?"

"Evet sevgilimsin."

"Çıkma teklifi denen bir şey var Aybey çok odunsun."

"Peki Nisa Hanım." Dizlerinin üstüne çöküp ellerimden tutunca gülmemek için kendimi zor tutmuştum.

"Benimle çıkar mısınız?"

(Yazar yine araya girdi""::::: arkdslar ben her gece bunları hayal ediyprum😍😍😍 keske aybeu bunlari gercekten dese...))
evet burda kesiyprum hikayeyi bb askolarim

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir Sonraki Hayatımda GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin