Uykumdan uyandığımda çoktan üçüncü derse girmiştik bile. Sahi Tuğra neyden bahsediyordu? Tuana denen kızla sevgili gibiydiler ki o kız benim düşmanım sayılır. Zamanında Aybey'le aramızı bile bozmuştu. Kaltak.
Hazal kütüphaneye ineceğini söyleyerek gitmişti. Biz de Özlem ile dışarı çıkmaya karar verdik. Vermez olsaydık gerçekten, bahçeye çıktığımız anda Aybey'le burun buruna gelmiştik. Heyecandan kalbim küt küt atarken gözleriyle gözlerim buluşmuştu. Heyecanlanıyordum ama neden? Aşık değildim eskisi kadar lakin nefret de ediyor değildim. Bana asırlar gibi gelen şey tamamen iki saniye sürmüştü.
"Özür dilerim Nisa." Yüzünde vatan gülüşü vardı resmen. Bu ne cüret! "Önüne bakarak yürü bundan sonra." Bu lafımın arkasından sırıtışını hiç bozmamıştı. Özlem'in koluna girip hızlıca oradan uzaklaşıp arka bahçeye gittik. Özlem boğazını temizleyip konuştu. "Nisa sakın bunun oyunlarına kanma seni yine kullanmak istiyor çok belli." Özlem'in hakkı vardı, zamanında beni kullanan şimdi neden kullanmasın ki?
"Off Özlem bir taraftan Tuğra bir taraftan Aybey, bıktım usandım yemin ederim mezun olup gitmek istiyorum artık."
Zil çalınca tekrar sınıfa doğru yol aldık. Öğle arasına daha çok vardı ve ben kurt gibi açtım. Özlem'e kantine uğrayıp geleceğimi söyledim. Özlem sınıfa giderken ben de koşup kantine gittim.
"Abla bana bir adet çubuk kraker verir misin?" Parayı uzattırken arkamdan birinin nefesini hissettim. Yavaş yavaş kafamı döndürdüğümde ise bunun Aybey olduğunu gördüm. Dirseğimle karnına vurup şöyle dedim. "Napıyorsun gerizekalı aklım gitti bir an." Bu sırada abla para üstünü verip gitti. "Derse girmeyeceksen okulu ekelim bugün güzelim." Göz kırpıp pişkin pişkin sırıtmaya başladı.
Yanına yaklaşıp yüzünün dibine kadar girdim. Gözleri dudaklarıma kayarken ben ise onun gözlerine bakıyordum. "Eski Nisa yok beni kandırmana izin vermiyorum artık." Uzaklaşıp hemen kantinden çıktım. Büyük ihtimalle derse geç kalmıştım.
Sınıfın kapısına geldiğimde hoca içeride ders anlatıyordu."Has siktir ya!" fısıltım biraz sesli çıkmış olacak ki arkamdan Aybey bozuntusu gelip duymuştu bile. "Ağzına hiç küfür yakışmıyor güzelim." Sesini duyduğum an kafamı çevirip ona tiksinircesine baktım ve lavaboya doğru yol aldım.
Aybey kolumdan tutup ona bakmamı sağladı. Vücutlarımız birbirine bakıyordu. Kafamı kaldırıp baktığımda ise biraz üzgün olduğunu gördüm.
"Nisa tamam yaptıklarım hiç normal değil ama konuşabilir miyiz? Lütfen." Gözleri adeta beni kendine çekiyordu. Başımı iki yana sallayıp gözümü kapattım. Ağlamamak için çaba sarf ediyordum.
"Dinle Aybey, ben seni sildim hayatımdan artık sana yalvarıyorum artık beni bırak. Seni artık istemiyorum." Gözleri pişmanlıkla bana bakıyordu.
"Peki, öyle olsun o zaman görüşürüz." Koridorun diğer tarafına gitti. Gözden uzaklaşınca göz yaşlarımı serbest bıraktım ve lavaboya koştum. Duvara yaslanıp ağlamaya başladım. "Neden bunu yapıyorsun Aybey?"
Duvara yaslanmış bir şekilde otururken Hazal'ın geldiğini gördüm. Ders bitmemişti büyük ihtimalle izin alıp gelmişti. Ağladığımı fark edince bir çırpıda yanıma geldi.
"Bu ne hâl Nisa kim ağlattı seni? Söyle ağzını yüzünü kırayım hemen." Hazal'ın bu halini görünce sırıttım. "İbrahim hoca derse girmediğimi görünce baya azarladı. Ben de ağladım." Hiç inanmışa benzemiyordu ama çok üstelemedi. Hazal da dersi ekip benimle kantine indi. Çay alıp bahçede oturacaktık.
Kantine inip çaylarımızı aldıktan sonra banklardan birine oturduk. Hazal karşımdaydı ve bir şeyler diyecekmiş gibi bir hali vardı.
"Söyle Hazal." sesimi duyunca hemen sordu. "Bana yalan söyleme Aybey de derse girmedi zaten aranızda bir şey geçti eminim." Bıkkınlıkla cevap verdim. "Konuşmak istedi ve reddettim daha sonra ağlamaya başladım sebepsizce."
Ders zili çalmaya başlayınca öğrenciler dışarı çıkmaya başladılar. Hayatımda gördüğüm en kötü manzarayı göreceğimi tahmin bile etmiyordum. Okulun en pick me kızı ve Tuğra yürüyordu. Ağzın açık bir şekilde izlerken Tuğra'nın bana sırıttığını gördüm. Lâkin bu sırıtış hiç hayra alamet değildi.
"Seninki Tuana'yla ne ara bu kadar yakın oldu hiç anlamıyorum." Birde bana sor.
"Kaşarın yanına pezevenk yakışırdı zaten." diyip çayımı yudumladım.
"Okuldan erken çıkacağım bugün." Hazal yüzünü bana çevirip neden der gibi bakış attı. "Kafamı dinleyeceğim biraz."
********
Of asko saksolarm vu bolum biraz kısa oldu ama idare edin😍😍‼️‼️‼️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Sonraki Hayatımda Gel
Teen FictionÜç yıldır türlü türlü olaylarla okuduğum lisenin son yılıydı. Birçok şey değişmek üzereydi. En azından ben değiştirmek zorundaydım. Aşık olduğum kişiyi elde etmek için çok az zamanım vardı. Ve o sene bu sene olmalıydı.