BU HİKAYE +18 OLAYLAR İÇERİR. RAHATSIZ OLACAKLARIN HİKAYEYİ OKUMAMASI RİCA EDİLİR.
Bottom : Lee Felix
Top : Lee Minho
⚠️
•
"Minho, şarap şişesini almayı unutma da gidelim artık."
Minho, ayna karşısında kravatını düzelttikten sonra son bir kez kendini süzdüğünde giydiği takımın şık duruşu ile gülümsedi. Hızlı adımlarla amerikan mutfağın tezgahında paketli bir şekilde duran şişeyi eline aldıktan sonra dış kapıdan çoktan çıkmış olan anne ve babasının peşinden çıktı.
"Herkes eşyalarını aldı değil mi?"
Minho babasının sorusunu ufak bir baş sallamasıyla onayladı sürücü koltuğuna geçerken.
"Mina o kadar hengamenin içinde neden kalmamızı istedi anlamıyorum doğrusu. Kızı nişanlanacak, bir sürü işi var hem. Kalmasak mı Suhoo?"
"Ayıp olur güzelim. Gidelim bir, duruma göre konuşuruz."
Minho anne ve babası arasındaki kısa sohbeti dinlerken gününün nasıl geçeceğini düşünmeden edemedi.
Evlenecek olan kuzeni Yuna'yla sık sık görüşüyordu ve iyi de anlaşıyorlardı fakat diğer kuzenini, Felix'i, en son yaşanılan o olaydan sonra hiç görmemişti.
Minho, arkadaşının bekarlığa veda partisi için gittikleri gece kulübünde dansçılardan birinin kuzeni Felix olduğunu fark etmiş, bu da yetmezmiş gibi kimseye belli etmemeye çalıştığı için Felix'in sırayla tüm arkadaşlarına kucak dansı yapmasını sessizce izlemişti. Kendisi de dahil!
O geceden sonra birkaç kere rüyalarını süslemişti Felix, dansının ve yüzünün her bir ayrıntısını aklından silememişti fakat bir daha onu ne görmüştü ne de görmek için çabalamıştı ama artık kaçışı yoktu.
Araba özel mülkün bahçesine girdiğinde herkes kemerlerini çıkarıp doğruldu. Siyah saçlı genç adam anne ve babasının bu gecenin nasıl geçeceği hakkındaki teorilerini dinlerken bir yandan da arabayı geniş bahçedeki diğer arabaların yanına park ediyordu.
El frenini çekip kapıyı açtığı gibi özel mülkün yakınlarında kalan Han Nehri'nin iç ferahlatan kokusunu solumak için hızla arabadan indi.
Bu gece başlamadan bitsin istiyordu.
2 saat sonra
Her şey olması gerektiği gibi ilerliyor, iki aile de yemeklerini keyifle yerken kaynaşmaya çalışıyordu. Bu mutlu günlerinde oğlan tarafı gelinin ne kadar güzel ve saygıda kusur etmeyen birisi olduğu ile ilgili övgüler yağdırırken, kız tarafı da aynı şekilde damat için övgülerini sunmaktan kaçınmıyordu.
O esnada Minho, tiftikleyip durduğu bifteğe daha fazla dokunmayacağına karar vermiş, elindeki kadehten büyük yudumlar alarak her 10 dakikada 1 görevliden yenisini istiyordu.
Tam yanında oturan Felix'ten mi kaynaklı olduğunu bilmediği bir gerginlik hakimdi üstünde. Pasparlak, uzun sarı saçlarından gelen vanilya kokusu Minho'yu 'o' geceye götürüyordu ve unutabilmek için alabildiğine içiyordu.
Felix ise bu iki saat boyunca Minho'ya kaçamak bakışlarını atmaktan çekinmemiş, bilerek de hemen yanına oturmuştu.
Minho'nun aksine 'o' geceyi unutmamak için elinden geldiğince çabalıyor, bazı geceler ıslak düşlerini Minho ile kaplıyordu. Kuzeni hakkında böyle şeyler düşünmesinin yanlış olduğunun pek tabii farkındaydı fakat Minho'nun ona olan bakışlarını, ona sürtündüğünde hissettiği büyük sertliği ve o boğuk inlemesini aklından silmek istemiyordu.
