umm... can i play too? | seunglix

1.4K 64 103
                                    

BU HİKAYE +18 OLAYLAR İÇERİR. RAHATSIZ OLACAKLARIN HİKAYEYİ OKUMAMASI RİCA EDİLİR.

Bottom : Lee Felix
Top : Kim Seungmin

⚠️

ARKADAŞLAR OY!



Felix, erkek arkadaşı için hazırladığı ice americano'nun yanına geçen gün yaptığı brownieden de küçük bir tabağa çıkarıp servisini hazırladığında kuruyan dudaklarını dişlerinin arasına alarak gülümsedi. Sevgilisine yemekler yapıp yedirmeyi ve içirmeyi çok seviyordu.

Her defasında olduğu gibi yine içindeki küçük heyecan tohumlarıyla yaptığı brownienin Seungmin tarafından beğenilmesi için hoyrat duygular besliyordu. Uzun yıllardır süregelen birliktelikleri Felix'e mutfak alanında yeni yeni alanlarda deneyimler, Seungmin'e ise fazlalık kilolar kazandırmıştı.

İki eline aldığı buzlu bardak ve tabakla hızlıca evlerindeki ışığın asla kesilmediği odaya doğru ilerledi ve güçlükle kapıyı açtı. Biliyordu ki sevgilisi oyundaydı ve yerinden asla kalkmazdı.

Gözleri kısaca karanlık odayı turladığında bıkkınca iç çekti sarışın beden. Vampir gibiydi Seungmin; perdeler daima kapalı, oda her zaman karanlıktı ve bu karanlıkta inatla oyun oynamaya bayılıyordu. Bu yüzdendir ki geçen yıl gözlerinde yaşadığı ağrı ve kuruluk hissi nedeniyle Felix onu zorla doktora götürmüş, gözlerinin bozulduğunu tescilleyip gözlük kullanmaya başlamıştı.

Kemikli gözlükleri küçük etli burnunun hemen ucunda, gözleri çeşitli ışık saçan ekranda kilitliydi Seungmin'in. Hızlı hızlı tuşlara basıyor, odanın içinde tuş seslerinin yankılanmasını sağlıyordu. Felix kendisine dönüp de bir kere bile bakmayan sevgilisinin bu umursamaz tavrıyla damarlarında gezmeye başlayan sinir tohumlarını en ince ayrıntısıyla hissetmeye başladı birden. Onun için hazırladığı brownie ve soğuk kahvesine baktı sinirle. Ne kadar ilgi verirse o kadar az ilgi alıyordu esmerden.

Hızlıca civcivli terliklerinin sardığı ayaklarını geniş odanın tam ortasında yer alan büyük bilgisayar masasına ilerletip elindekileri gürültüyle masaya bıraktı, Felix. Kirli beyaz rengindeki saten şortlu takımı sinirinden dolayı buruşturmaktan ellerinde perişan olmaya hazırdı, ama yine de Seungmin'in gözleri ekrandan ayrılmıyordu.

Bakışları ekrandaki hararetli oyunda olan beden sevgilisinin hırçın tavırlarını elbette ki fark etmişti. Son eli oynuyordu zaten, hemen bitirip onunla ilgilenmeyi düşünüyordu.

"Bebeğim bu son elim, ilgileneceğim seninle."

Koltuğuna yayılmış, bacakları aralıklı oturan genç adamın boğuk tınıdaki sesi içindeki ilgi isteyen tarafını daha da harekete geçirirken daha fazla sabrının kalmadığını hisseden Felix bedenini umarsızca Seungmin'in üstüne bıraktı. Uzun parmakları klavyede hızlıca hareket eden çocuk ise sevgilisinin bu hareketine karşın bozuntuya vermemeye çalıştı. Onun bu hareketi yüzünden neredeyse yanlış atış yapacaktı ki son anda kurtuldu. Bir eliyle kucağında rahat bir pozisyon arayan ince bedenin çıplak baldırlarına tutundu. Tek bir eli bile pürüzsüz bacakları kavrayabiliyordu. Parmakları yavaşça bir aşağı bir yukarı hareket ederken huysuzca mırıldandı minik sevgilisine.

"Sen benim minik yaramaz bebeğim misin,ha?"

Sarışın beden kafasını ufakça sallayarak aşık olduğu adamın yanağına sürtündü yavaşça. Bacakları Seungmin'in solundan sarkıyordu. Yumuşak dudakları yerini bulup, öpmeye doyamadığı keskin çene hattını öptü minik minik. Burası, Seungmin'i ne zaman çıldırtmak isterse o zaman öptüğü yerdi. Çenesinin öpülmesine dayanamıyor, Felix'i ateşli bir öpüşmenin içine çekmeden duramıyordu, her defasında. Yine öyle olacağını düşünmüştü küçük beden, o yüzden öpüşlerini sık tutmaya çalıştı. Şaşırtıcı olan ise, Seungmin kendini geriye çekmiş, yüzünü buruşturarak ekrana odaklanmaya devam etmişti.

m-shots, lee felixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin