god bless you, priest. | jeonglix

1.6K 90 97
                                    

BU HİKAYE +18 OLAYLAR İÇERİR. RAHATSIZ OLACAKLARIN HİKAYEYİ OKUMAMASI RİCA EDİLİR.

Bottom : Lee Felix
Top : Yang Jeongin

⚠️

"Her insan günahkardır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Her insan günahkardır. Çünkü günah insandan, insan da günahtan ayrılamaz."

Rahip, gözlerinin önüne gelen siyah tutamlarını kulağının arkasına ittirirken sözüne kaldığı yerden devam etti.

"... günah bambaşka bir meseledir, o; derimizin altına girer ve bize ıstırap çektirir, topal bir bacak, kırık bir kol ya da cüzam yarasının aksine, günah içimizde büyüyerek çürüyen bir yaradır."

Koyu kahve gözleri kilisenin içini kısaca turladığında en baştan beri görmek istediği yüzü kalabalığın en arka sırasında gördü ve içinde o 'bilindik his' belirdi.

O, gelmişti.

Kalp atışlarını hızlandırıp, karnından yumruk yemiş gibi hissetmesine neden olan melek yüzlü güzel çocuk buradaydı, bir şeytan kadar tehlikeliydi onun için ve yine kendini günahlarına alet etmeye geldiği belliydi.

Zorlukla bakışlarının odağını köylülere çevirdi rahip. Pazar ayinini bitirmek üzereydi artık.

"Günah, kalın siyah bir duman çıkaran ateşe benzer. O ateş ve o duman bir evde bu şekilde yetmiş sene yanıp tütse, evin içi kararıp karanlığa dönüşmez mi? Günahla kararan kalp de böyledir. Öyle bir kalp ancak tövbeyle temizlenebilir."

Güçlü sesi kilisenin motifli duvarlarını sarsarken önündeki incili kapattı, nazikçe üst cildini okşadı. Gözleri istemsizce o'na giderken, son cümlesi sanki gizli bir mesajdı.

"Tövbe edin dostlarım. Muhakkaktır ki, Tanrı affedicidir. Bir annenin çocuğuna olan sevgisinden çok sever, kollar bizi. Kalbinizi kötülüklere kapatın, yalnızca Tanrı'ya açın."

Rahip Yang Jeongin'in kalplerde umut, akıllarda berraklık oluşturan pazar ayini konuşması sona erdiği gibi kalabalık halk yavaşça yerlerinden kalkıp teker teker genç adama selam verip övgüler yağdırarak kiliseyi terk etmeye başladıkları zaman uzun, düz ve sarı saçlara sahip parlak yüzlü genç çocuk oturduğu en arka sıradan yavaşça ayaklandı.

Elleri titriyordu biraz, ama sorun etmemeye çalışarak terleyen avuç içlerini altındaki pantolonuna silip birkaç kez avucunu sıktı. Kendisi ve rahip dışında kimse kalmamıştı kilisenin içinde. Yakından aşina olduğu rahip ise umarsızca etrafı topluyor, onu görmezlikten geliyordu.

Hızlı adımlarıyla genç adamın kalıplı bedeniyle arasında 2-3 adım kalacak kadar yakınlaştı ona. Özlediği ferah kokusu ciğerlerine dolacak kadar yakınına geldiğinde usulca rahibin kolunu tuttu.

m-shots, lee felixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin