swan in the lake | hyunlix

2.5K 98 111
                                    

BU HİKAYE +18 OLAYLAR İÇERİR. RAHATSIZ OLACAKLARIN HİKAYEYİ OKUMAMASI RİCA EDİLİR.

Bottom : Lee Felix
Top : Hwang Hyunjin

⚠️


Oy oy oy !



Lee saltanatının veliahtı prens Lee Felix, karşısındaki manzaraya karşı içli bir nefes çekti ciğerlerine.

Uzun bir süredir her gün yaptığı şeyi yapıyor, hakkında uzunca araştırmalar yaptırdığı şehrinde ressamlıkla uğraşan delikanlıyı izliyordu.

Ressam Hwang Hyunjin, 20'lerinin sonunda olgun bir adamdı. Kız kardeşiyle yaşıyor, geçimini yaptığı portrelerle sürdürüyordu. Her gün güneşin batmasına yakın şehrin tenhalarında kalan eşsiz güzelliğe sahip göle geliyor, yıkanıyordu. Prens Lee Felix ise seve seve karşısındaki kelimelerin kifayetsiz kaldığı bu manzarayı izliyordu, 1 aydır.

Yine günlerden bir gündü; açık kumral saçlara ve kaslı yapıya sahip olan delikanlı gölün içinde, tüm güzelliğinden habersiz, çevresini saran lotus çiçeklerinde ellerini dolaştırıyordu.

Prens her gün gördüğü bu görüntü karşısında defalarca kez olduğu gibi yine nefesinin kesildiğini hissetti. Kuğuyu andıran bu adam ile içinde beliren hisler, bacaklarını kapatmasına neden olacak kadar büyüktü. Daha ne kadar süre daha bu güzeller güzeli adamı sadece izleyecekti, bilmiyordu.

Rüyalarını ve hayallerini süsleyen adamın hareketlenişini fark ettiğinde saklandığı geniş gövdeli ağaca biraz daha sinerek neler olduğuna bakındı, prens. Uzun boylu beden ayaklanmıştı. Ay gibi parıldayan teni 'ben buradayım' diye bağırırken nefesini tutarak karşısındaki çırılçıplak teni izledi uzun uzun.

İçinden bir şeylerin aktığını hissediyordu, mahvoluyordu.

Ertesi gün akşamında aklına gelen fikirle keyfi yerine geldi veliaht prensin. Hemen adamlarına ertesi gün için ressamdan saraya gelmesini rica etmelerini emretti ve içinde büyüyen heyecanın karnına kramplar sokmasıyla geceyi zor sabah etti.

Erkenden kalkıp çeşitli yağlarla hazırlattığı suda bir güzel yıkandı. Uzun sarı saçlarını ördürüp bembeyaz boynundan aşağı sarkıttı. Beğendiği kıyafetlerinden seçip, içine en çok sinen beyaz üstüne altın işlemeli kıyafetini giydi. Yanakları kızara kızara, akşam başarılı olursa neler olacağını hayal etti.

Saat öğle vaktine yaklaşırken adamlarından gelen haberle ressamın geldiğini öğrendi prens. İçini kaplayan heyecanı asla yüzüne vurmuyordu, oldukça soğuk kanlı gözüküyordu. Geniş odasının terasındaki koltuktan kalkıp içeri geçtiğinde terasın kapısını kapattı, perdeleri çekti. Şöminenin karşısında kalan geyik postunun hemen yanında duran uzun gövdeli koltuğa bakışlarını değdirdi. Çok güzel şeyler olacaktı.

Cüsseli beden veliaht prensin odasına gireli neredeyse yarım saat olmuş, gelme nedenini önceden tahmin ettiği için yanındaki çeşit çeşit yağlı boya tüpleri ve tuvaliyle koltuğun karşısında açısını ayarlamış, sandalyenin tepesine sinerek prensi bekliyordu.

Böyle bir teklif alacağını hiç düşünmemişti ressam, o yüzden heyecanı en doruklarda hissediyordu haliyle. Ek olarak halkın dilinde dolanan prensin güzelliğini hep merak etmişti. İlk defa görecek olmak içinin kaynamasına neden oluyordu.

m-shots, lee felixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin