♫ - "𝐵𝑙𝑜𝑜𝑑 𝐼𝑛 𝑇ℎ𝑒 𝐶𝑢𝑡"
𝑲.𝑭𝒍𝒂𝒚
---
"𝑰 𝒏𝒆𝒆𝒅 𝒏𝒐𝒊𝒔𝒆, 𝑰 𝒏𝒆𝒆𝒅 𝒕𝒉𝒆 𝒃𝒖𝒛𝒛 𝒐𝒇 𝒂 𝒔𝒖𝒃.
𝑵𝒆𝒆𝒅 𝒕𝒉𝒆 𝒄𝒓𝒂𝒄𝒌 𝒐𝒇 𝒂 𝒘𝒉𝒊𝒑,
𝑵𝒆𝒆𝒅 𝒔𝒐𝒎𝒆 𝑩𝒍𝒐𝒐𝒅 𝑰𝒏 𝑻𝒉𝒆 𝑪𝒖𝒕."Eve girdiğimden beri odamda, yatağımda oturmuş geceyi bekliyorum. Emre ile o tartışmamızın ardından eve gelip olan her şeyi unutmak için ona ihtiyacım vardı çünkü. Onu görmek için geceyi beklemek istemiyorum artık. Aramızdaki bu sinir bozucu engellerden nefret ediyorum.. Bu engelleri nasıl aşabilirdik?..
-----------
Saat gece yarısı 12.
Bilmem kaç saattir yatağımda oturmuş bekliyordum. Belki 4-5 saat geçmiştir, ama sanki aradan yıllar geçmiş kadar bir süre geçmiş gibi hissettim. Normalde hep bu saatlerde gelir.. Onu çok özledim. Her gün özlüyordum. Ama bu kötü günden sonra onu görmek, ona sarılmak, onu hissetmek benim için bir taze havayı solumak gibi olacaktı. Cennetin tadına bakmak gibi olacaktı. Çok ihtiyacım vardı.. Beklemekten içime iyice sıkıntı geldiği için saçlarımı yolacak gibi tuttuğum anda penceremden bir ses geldi..
Tık tık..
Sonunda..
Pencereyi açmak için hızlıca yataktan kalktım. Camın arkasında beni bekleyen güzellik yine gülümsüyordu. Şeytani görünüşünün arkasında yatan meleksi bir kişiliği ve güzelliği vardı. Hemen pencereyi açıp içeri girmesini izledim.
"O kedi yok, değil mi?" dedi endişeli sesiyle.
"Yok, güzelim. O hak ettiğini buldu.."
"Peki.." dedi ve gülümsedi. İçimi eritiyordu. Beraber yatağa geçip oturduk. Sonunda dayanamayıp ona sarıldım.
"Seni çok özledim sevgilim."
"Biliyorum.."
Kokusunu resmen hayvanlar gibi özlemiştim.
"Bugün kötü bir gün geçirdim, Y/N.."
"Herkes kötü günler geçirebilir, Hürkan. Bu normal. Hepsi gelip geçici şeyler. Her şey çok güzel olacak. Söz veriyorum. Ben yanındayım.. Seni bırakmayacağım."
Söylediği bu cümlelere o kadar çok ihtiyacım vardı ki. İşte bu yüzden seviyordum onu. Çok iyi kalpliydi.. Çok nazikti. Çok güzeldi.. Benim hayatıma ihtiyacım olan birisiydi o. Kendimi onunla çok güvende ve rahat hissediyordum. O olmadan ben ne yapacağımı bilmiyorum.. Sanki yaşamım ona bağlı gibiydi.. Ona takıntılı olabilirim ama bu umrumda değildi.
"Hürkan.." dedi bir anda. Ses tonu değişmiş gibiydi. Sanki daha endişeli ve korkuyormuş gibi bir hal almıştı.
"Ne oldu, güzelim? Bir sorun mu var?"
"Hürkan.. Senin evinin karşısındaki bir insan.. Beni buraya girerken gördü.."
Komşum..
Komşum Y/N'yi buraya girerken mi gördü?.."Ne?! Nasıl yani? Komşum seni buraya girerken mi gördü?"
"Evet.. Galiba yakalandık Hürkan."
"..."
Bunun olacağını beklemiyordum. Herkes bu saatte uyurken kimsenin göreceğini zannetmiyordum.. Bütün neşem, mutluluğum bir anda yok olmuştu. Onun yerime içime büyük bir iğrenç sıkıntı indi. Şimdi onlar bizim sırrımızı biliyorlardı.. Ben bir kere olsun mutlu olamayacak mıydım?
Neden her mutlu olduğum zaman hayat bunu bozmak için elinden gelen her şeyi yapıyordu?
...
Sırrımızı biliyorlardı. Ama, ben onlara sırrın nasıl tutulduğunu öğretecektim. Bunu yapacaktım.
"Ne yapacağız, Hürkan?
"Merak etme, güzelim. Ben halledeceğim. Her şeyi düzene sokacağım.. Güven Bana. Ben onlara sırrı tutmayı öğreteceğim."
----------------
Kendimden daha çok emin olmadığım kadar emin bir şekilde karşımda duran binaya yavaş adımlarımla yürüyordum.
Hayatımda düşündüğüm ama yapmadığım bir şeydi bu. Biraz heyecan vericiydi.. Bunu düşündükçe yüzümde ufak bir sırıtma meydana geldi. Bu his heyecan vericiydi ve güzel hissettiriyordu. Yapmayı hayal etmiştim, belki herkes etmiştir. Ama cidden yapacağımı düşünmüyordum. Ta ki, Y/N hayatıma girene kadar.. Ama bence değerdi. Ayrıca içimdeki bu heyecan iyi hissettiriyordu. Eğlenceli olacağından şüphem yoktu. İşte bunu bugün gerçekleştiriyordum.
Elimdeki sivri, parlayan ve çok keskin nesneyle kararlı bir şekilde eve doğru yürüyordum. Yakınlaştıkça heyecanım daha da artıyordu. Ve bu histen zevk alıyordum. Ellerim titremeye başladı ve nefesim hızlandı. Bunu yaptığıma bende inanamıyordum, ama ben Y/N için her şeyi yapardım. Sonuçları ne olursa olsun, birlikte olmamız için yeterliyse ben ikinci kez daha düşünmeden, sorgulamadan yapardım. Çünkü Y/N benim her şeyim olan birisiydi. Onun için bunu yapardım, yapacaktım, ve yapıyorum..
...
Nefes nefese bir şekilde önümde, yerde, az önce ellerinden hayatlarını aldığım kan içinde duran cansız bedenlere bakıyordum. Bir de titreyen elimde kanlarla çevrilmiş olan keskin nesneye. Yapmıştım.. Bu işi tamamlamıştım. Kendi kendime delirmiş gibi gülmeye başladım.
Kendimden gururlu bir şekilde, sanki hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gittim. Saat kaç bilmiyordum ama çok geçti. Bu yüzden herkes uyuduğu için dışarıda kimse olmadığından rahatlıkla kimseye görünmeden evime gelmiştim.
Artık sırrı kimseye söylemeyeceklerinden emin olabilirim.