♫ - "Poison Tree"
Grouper
---
"Oh, beautiful poison tree.
Let your power grow in me, let your sorrow pour in me."(Yazarın Anlatımıyla..)
Emre, arkadaşının bu hale geldiğini görmesi, onun kalbine sanki binlerce hançer saplanmış gibi hissetmesi için yeterdi. Gördüklerine, duyduklarına inanamıyordu. Ne olmuştu da Hürkan bu hale gelmişti? Neler olmuştu da Hürkan bir katile dönmüştü? Hürkan ne ona, ne ekipteki kimseye, hiçbir şey anlatmadı. Hiçbir şeye anlam veremiyordu. Zaten son günlerde farklı davrandığını olduğunu biliyordu. Ama cinayete doğru yol alacağını hiç tahmin etmemişti. Bir şeyler sakladığı belliydi, ama öğrenemedi. Ta ki, şimdiye kadar..
"Emre bey, son günlerde Hürkan'da bir değişiklik fark etmiş miydiniz?"
Emre neler olduğunu kaldıramayacak bir halde olsa bile konuşmaya çalıştı.
"Evet. Bu günler çok değişikti. Bilmiyorum.. Onun için endişeliydim. Ben ve diğer arkadaşları ona yardım etmeye çalıştık, dinlemedi. Fakat bir cinayet işinin içinde olacak kadar ileri gideceği aklımın ucundan bile geçmedi.."
———
"Evet, Emre bey. Zorda olsa Hürkan'ın ağızından birkaç cümle alabildik. Arkadaşınız Hürkan, gerçek olmayan halüsinasyonlar görüyor. Kendisi her gece bir ruhla konuştuğunu, onunla bir ilişkide olduğunu bahsetti."
Emre artık duyduklarına inanamıyordu. Hiçbir şeye anlam veremiyordu..
"Ne..? Halüsinasyon mu?.. Şizofren mi?"
"Emin değiliz, ama şizofren hastası olabilir. O ruhu çok sevdiğini, onun için her şeyi yapacağını söyledi."
İşte şimdi taşlar yerine oturuyordu.
"Bu yüzden mi çok garip davranıyordu..?"
O günden sonra Hugola ekibi dağıldı. Hürkan hapise girdi. Ve ekibin diğer kalanları ise, çoğu kişi olan şeylerden dolayı Youtube'u bıraktılar. Video atmayı bıraktılar. Emre için de aynısını söylenebilir. Onca yaşanan olaydan sonra, hem ekibin, hem de kendisi bu olan değişik şeylerden sonra hepsi kötü olduğu için, kaldıramayacakları için dağılma kararı aldılar. Hiçbir şey eskiye dönemezdi, ama keşke dönebilseydi. Keşke bir güç, her şey güzelken, herkes mutluyken, güler yüzlüyken olduğu zamanlara döndürebilseydi. Fakat, hayat toz pembe değildi. Kötü sonları kimse sevmez. Karakterlerin mutlu olduğu, hayatın sadece gökkuşağılardan oluşan, sıcak güneşin her yeri mutlulukla ısıtarak, huzurlu, rüya gibi mutlu bir son isterler. Hayatın verdiği acıların bu evrene erişemeyeceği bir son.
Ama, hikayelerin gerçek sonlarıyla yüzleşmek zordur. Tıpkı acı gerçeklerle yüzleşmenin zor olduğu gibi.
Gökyüzünün yeryüzüne damlattığı küçük su parçaları, Emre'nin saçına, kıyafetine, yüzüne damlıyordu. Gözyaşlarının yanaklarından süzülüp yere damladığı gibi. Elinde çiçekler, soğuk bir yüz ifadesi ile Hürkan'ın mezarının karşısında duruyordu. Yavaş hareketlerle elindeki çiçekleri Hürkan'ın mezarına bırakınca sonunda kendini tutamayıp hıçkırıklarla ağlamaya başladı.
"Hürkan, neden yaptın bunu..?"
———————————————
SON.——————
Evet, sonunda bu kısa hikayeyi bitirebildik. :')
Fakrındayım, fazla kısaydı kusura bakmayın ballarım. :')
Yinede umarım beğenmişsinizdir.
Açıkçası dürüst olmak gerekirse, bunu yazarken benim bile psikolojim bozuldu amk djfksjfks
Belki yakında yeni bir hugola x y/n hikayesiyle gelirim, bu sefer bununki gibi kötü bir sonu olmayan shfjshfj
Görüşürüz ballarım kendinize iyi bakın! <3
Kitap tutmuş.. Hepinize çok teşekkür ederim bütün destekleriniz için. <3