candle-lit sea, tg

✦ dokuz

"Seninle çekilecek fotoğraflar,
Seninle olacak mutluluklar,
Seninle dinlenecek müzikler,
Seninle olacak gülümsemeler,
Seninle yapılacak yolculuklar,
Seninle bakılacak gökyüzü,
Seninle ıslanılacak yağmurlar,
Seninle izlenilecek filmler,
Seninle geçirilecek bir ömür var bende."

✦

Taehyun elinde durmadan çevirdiği kalemi yavaşça masaya bıraktı. Edebiyat kulübü küçük bir kafede toplantı yapıp kalan etkinlikler hakkında konuşmak istemişti ve Taehyun da bir üyesi olarak toplantıya gelmek zorunda kalmıştı. Fakat sıkıldığı için elinde döndürüp garip hareketler yaptığı kalem yüzünden kulüp arkadaşlarından uyarı almıştı. Neymiş, dikkatleri dağılıyormuş. Bu yüzden gözlerini devirerek denileni yapmıştı.

Taehyun okul kulüpleriyle ilgilenmiyordu. Her sene başında rastgele bir kulübe katılırdı çünkü okulundaki kulüpler hiçbir zaman aktif olmazdı. Bu sefer edebiyat kulübüne katılmıştı, tabii sözel öğrencilerin kafayı yiyip manyak etkinlikler yapacağını düşünememişti.

Kulüp başkanının uzun ve detaylı konuşmasından sıkıldı Taehyun. Etkinlikte görev almak ya da herhangi bir plan yapmak istemiyordu. Bu toplantıya gelmeyi bile hiç istememişti ama öğrenci puanının düşmesini göze alamazdı. Kendi kendine söylenerek bakışlarını kafedeki diğer insanlara çevirdi. Onun dışında kimse orada zorla tutuluyor gibi değildi. İçinde hiçbir şekilde merak olmamasına rağmen en yakınındaki masadan başlayarak insanları incelemeye başladı.

Pizza yiyen bir çift, muhtemelen gülüşerek saçma sapan şeylerden konuşuyorlar. Kulaklıklarını takmış bilgisayarı ile uğraşan bir kız, saçları çok kısa ama rengi çok hoş. Tek başına oturmuş tatlı fincanındaki kahveyi yudumlardan bir yandan kitap okuyan, gözlüklü, yaşlı bir kadın.

Ve Taehyun birden bire olduğu yerde kalakaldı. Siyah uzun saçları ve mavi gözleriyle Yorgun Şair'in tek okuru, Taehyun'un gözlerini alamadığı berrak denizi, her gece sahile giden tatlı oğlan oturuyordu uzaktaki bir masada. Karşısında sarışın bir çocuk. Ciddi bir şekilde, çattığı kaşlarıyla onu dinliyordu. Taehyun güneş kadar parlayan gözlerini o'ndan alamadı.

İndirdim yelkenlerimi, çevirdim rotamı senin gözlerine. Kaybolduğum gecende, boğulduğum denizlerinde; sana aitim, seni beklerim.

Beomgyu üzerinde hissettiği bakışlarla beraber irkilerek etrafına bakındı. Birden bire izleniyormuş gibi bir hisse kapılmıştı. Çok geçmeden kendisine bakan kızıl saçlı genç çocuğu fark etmesiyle beraber boş bir hisse kapılmadığını anladı. Transa girmiş gibi hafif aralanmış ağzıyla beraber dikkatle Beomgyu'ya bakıyordu. Beomgyu çekinerek bakışlarını karşısında ona ders anlatan Hyuka'ya çevirdi. Fakat odağı bir kere kaymıştı. Birkaç saniye sonra yeniden kızılın olduğu tarafa doğru bir bakış attı. Hala aynıydı. Öküzün trene baktığı gibi bakıyordu Beomgyu'ya.

Alevlenen okyanusumda bir küçük yıldız,
bir selin büyüsüne kapıldım.
Yalnız ellerimde bir kuru gül,
Bakışlarına muhtaç bakışlarım.

Taehyun ne yapacağını bilemedi. Öylesine şaşırmıştı ki hiçbir uzvunu kıpırdatamıyordu. Tatlı bir sızı kalbinden tüm vücuduna doğru yayılmaya başladı. Yakın bile sayılmazlardı fakat Taehyun ilk defa onu böylesine yakından görüyordu. Birden bire göz göze geldiği mavilerle beraber iliklerine kadar titredi. Heyecanlanmıştı. Titreyen ellerine hakim olamadı.

Bir dükkanın tentesinin altındayım. Şemsiyem ıslak, saçlarım ıslak, kalbim sırılsıklam; seni bekliyorum.

Beomgyu içindeki gülme dürtüsünü zorlukla bastırdı. Hyuka onu dinlemediğini fark ederse Beomgyu'yu eşek sudan gelinceye kadar döverdi. Kızıl tatlıydı. Fakat Beomgyu kendisine neden baktığını kavrayamamıştı. Göz gözelerdi ve çocuk bir gram utanıp çekmiyordu bakışlarını.

İzin ver kollayayım seni,
Kollarıma alıp öpeyim gözlerini.
Çünkü bir söz verdim,
Seninle bir daha karşılaşıncaya kadar yeniden aşık olmayacağım.

"Beomgyu sen beni dinlemiyor musun lan?"

"Sen ne düşünüyorsun Taehyun?"

İkili kendilerine seslenilmesiyle beraber oturdukları masaya döndü. Fakat kendilerine yöneltilen sorular değil de başka bir şey yankılandı kulaklarında: birbirlerinin isimleri.

✦

10.bölüm:final