Aren
Müthiş bir baş ağrısıyla uyandım. Başım çatlayacak gibiydi. Elim de çok ağrıyordu, akşam ağrı kesicimi içmemiştim. Harbiden lan. Kalkayım da ilacımı içeyim. Gözlerimi zar zor açtım ve etrafa bakındım. Bir dakika, burası benim odam değil ki? Neredeyim?
''Uyanmışsın sonunda uykucu, saat kaç oldu bee.'' gelen tanıdık sesle kafamı oraya çevirdim. Masal. Masal? Ne alaka şimdi?
''Niye buradayım lan ben?''
''Yok artık hatırlamıyorum deme.''
''Neyi hatırlamam lazım aq?''
''Önce sahilde omzumda ağladın, sonra eve geldik sonra da uyuduk işte.''
''UyuduK? Eve geldik? Bade nerede? Bade varken ben niye seninle uyuyayım manyak mısın aq. Zorla mı getirdin beni buraya?''
''Yoo hiç de zorlamadım valla. Kendin çok memnundun halinden. Hem ne güzel uyuduk işte. Bade dediğin dün yanında sana tokat atıp giden kız mı? Senden ayrılan?''
Siktir evet, yediğim o tokatı ne kadar sarhoş olsam da unutamam.
''Evet ve şimdi onun yanına gideceğim.'' yataktan kalktım ve hızlı adımlarla odanın kapısına doğru yürüdüm. Ta ki bir el bileğimden tutup beni durdurana kadar.
''Niye bu kadar acele ediyorsun ki? Kız seni dinlemedi bile, hem benim kadar sevmiyor belli ki seni. Boşver, kal benimle.''
''Saçmalamayı kessene bi.'' telefonumu açtım ve karşılaştığım manzara pek iç açıcı değildi.
Ada kişisinden 53 mesaj...
Ada kişisinden +9 arama...
''Masal ne oldu ne bitti hatırlamıyorum doğru düzgün ama soracağım bunun hesabını sana.''
''Lütfen bunun hesabını yatağımda sor. Cezamı sabırsızlıkla bekliyor olacağım.''
''Siktir git.'' bileğimi çektim ve kapıdan çıktım. Evden çıkar çıkmaz Ada'yı aradım.
''Alo.''
''Alo Aren. Neredesin dünden beri aq seni arıyoruz. Bade geldi aldatmak maldatmak dedi. Ne bok yedin lan sen?''
''Ne aldatması amına koyayım. Dinlediği mi var hanımefendinin. Kendince kafasında hüküm veriyor. Bir bok yediğim de yok, çok inanmışsınız bakıyorum siz de buna aq. Bunu bana yakıştırmışsınız. Tebrik ederim Ada.''
''Yakıştırdığımız yok aq. Bade anlattı, gayet de öyle gibiydi. Gel eve konuşalım doğru düzgün.''
''Bade orada mı?''
''Uyuyor, burada.''
''Eve gelmeyeceğim, aşağıdaki kafeye gel. Orada konuşuruz.''
''İyi, geliyorum 5 dakikaya.''
''Tamam.'' kafeye girdiğimde Ada bir yer bulmuş oturuyordu. Yanına gittim. Saç baş dağınık, başım hala çatlıyor. Ne kadar güzel ya.
''Dökül aren.''
''Hatırlasam dökülücem aq. Dünden bir öpücük sonrasında tartışma ve bir tokat hariç her şey bulanık bende.''
''Nası bulanık. Neredeydin sen gece?''
''Masal'da, sanırım.''
''Aren, naptın sen?''
''Bir şey yapmadım lan ben. Çok içmişim, evine götürmüş beni. Bade hanımdan daha insaflı, sarhoş birisini tek başına bırakmamış.'' gerçekten Masal'ı savunduğuma inanamıyordum ama Bade'ye çok sinirliydim şuan.
''Bade geldi ağlayarak yanımıza. Noldu yenge aren nerede dedik, sevgilisiyle birlikteler dedi. Ne sevgilisi falan dedik, gözlerimle gördüm inkar da etmedi falan dedi.''
''İnkar da etmedi mi? Gerçekten mi? Kendimi açıklamaya çalışmıştım. Dinledi mi Bade hanım? Onun yerine suçladı beni, yapabileceğimi düşündü. İhtimal verdi amına koyayım. Ve gerçekten dinlemedi bile. Bana dedi ki 'Ortada olmadığın üç ay kızlarla mı fingirdeşiyordun.'. Komik değil mi? Onlara zarar gelmesin diye uzaktan sevdim, sabah akşam aklımdan çıkmadı. Ölebilirdim lan ölebilirdim. Ama o gelmiş bana diyor ki kızlarla mı fingirdeşiyordun. Aynen amına koyayım, her gece farklı bi kızı sikiyordum. Sen orda kork beni bekle diye sana mesaj da atmadım. Önüme gelen kızı sikiyodum aq aynen.'' sesim titredi, ağlayacaktım. Ama üzgün olduğum için değil, sinirli olduğum için.
''Tamam bi sakin ol, eve gidelim. Konuşun bi açıklayın birbirinize.''
''Eve gidelim ama onunla hiçbir şey konuşmayacağım, ilaçlarımı ve eşyalarımı alıp Aras abinin yanına gidicem.''
''Saçmalama evimiz varken niye gidiyorsun.''
''Evimizde görmek istemediğim insanlar var. Sinirim geçene kadar gelmem. Canını yakarım yoksa, şimdi gidelim. Eşyaları alıp gidicem.''
''Nasıl istersen.'' eve doğru yürüdük ve kapıyı çaldık. Nisa abla açtı. Bakışlarıyla soru sorar gibiydi. Omuz silktim ve odaya yürüdüm, siktir. Bade burada yatıyor olmalıydı. Ama eşyalarım içerideydi. Sikerler ya. İçeri girdim ve eşyalarımı toplamaya başladım. Uyandı tabii sese. Nolur bir şey söylemesin, nolur bir şey söylemesin, nolur bir şey söyle-
''He eve de gelmeyeceksin, sevgilinin yanında kalmaya gidiyorsun değil mi?'' durdum. Ona döndüm, gözlerimden alevler çıkacak gibiydi artık. Bunu bana nasıl yakıştırdılar. Ama öyle düşünmek istiyorsa öyle düşünsün.
''Aynen öyle yapacağım.'' diyip kestirip attım. Çantamı omzuma attım ve odadan çıktım.
''Abla ilaçlarım nerede?''
''Dolabın üstünde, sen nereye hayırdır?''
''Abla sırası değil. Sonra konuşuruz.'' sinirliydim, başka cevap vermedi ablam. İlaçları alıp evden çıktım. Ada da benimle birlikte çıktı evden.
''Bi sakinleşir misin artık?''
''Ya nasıl sakinleşeyim, hala gelmiş bana sevgilinin yanında kalmaya gidiyorsun değil mi diyor ya. Kafayı yiyeceğim ya. Ben gidiyorum, bizimkiler sana emanet. Bir şey olursa ara.''
''Çok uzun sürmesin. Görüşürüz.'' kafamı salladım ve yola koyuldum. Aras abiye çoktan mesaj atmıştım zaten. Bana bir ev ayarlamıştı. Onun için pek de zor değildi, eli kolu uzundu sonuçta. Anahtarı aldım ve eve doğru yola koyuldum.
Sonunda bulabilmiştim evi, içeri girdim ve kendimi direkt olarak yatağa attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sapık
Подростковая литератураbilinmeyen numaradan mesaj gelse, ona cevap verir misiniz?