2.BÖLÜM -geçmişin izleri-

108 31 66
                                    

17 Yıl Önce:

Arzu korkmuş ve üşümüş bir şekilde evine dönüyordu.
Rüzgarın esintisi'ni teninde hissediyor, korkusunu da kalbinde.

Arkadaşları ile oyuna daldığı için, saat'in nasıl geçtiğini fark etmemişti.
Anne ve babasının ona nasıl kızacak'larını tahmin bile etmek istemiyordu.

Oturduğu sokak tekin bir yer değildi.
Özellikle hava kararmaya başladığında,
daha da kötü oluyordu.

Arzu sokağında üç tane alkolik adamla karşılaşmıştı.
Adamlar Arzu'ya gözlerini dikmiş rahatsız edici bir şekilde bakıyordu.

Yüzlerindeki iğrenç gülümseme'den akıllarından ne geçtiği, belli oluyordu.
Arzu daha çok korkmaya başladı.
Hızlı adımlarla evine varmıştı.

Kapıyı çalmak hiç istemedi.
Anne ve babasını ne kadar sevse de onlardan korkuyordu...

Küçücük bir çocuğun, anne ve babasından korkması mı daha kötü ?
O anne ve babanın çocuğu ondan korkunca, kendisini daha güçlü sanması mı..?

Ne kadar korksa da, kapıyı çaldı.
Kapı açıldığında, annesinin sinirli gözleri ile karşılaştı.

Annesi Arzu'yu kolundan sıkıca tutarak, eve soktu ve kapıyı hızlıca kapattı.
"NEREDESİN SEN ?"
Büyük bir öfke ile, Arzu'ya bağırıyordu.
Arzu titreyen sesi ile sadece,
"Özür dilerim..."
Diye bilmişti.

Annesi babasına dönerek,
"Bak çocuğu da kendine benzettin Sinan."
Demişti.
Sinan iyice sinirlenerek, bağırdı.
"ASLI KAPA ÇENENİ."
"Yalan mı ?
Bu çocuğu da kendin gibi beceriksiz yaptın."
"Ne haliniz varsa görün."
Sinan daha fazla durmak istemeyerek, çekip gitmişti.

"SEN ANCA KAÇ ZATEN."
Aslı arkasından sinirle bağırıyordu.
Daha sonra Arzu'ya döndü ve Arzu'nun kolundaki morlukları fark etti.

"Ne bok yedin sen ?
o kollarının hali ne ?"
"Anne arkadaşlarım beni yere itti...
Canımın acıdını söyledim, ama dinlemediler."
"Geri zekalı !
Ya ben seninle uğraşmak zorunda'mıyım ?
hem eve geç geliyor, yetmezmiş gibi kolunda morluklar'la geliyor."

"Anne arkadaşlarım ile oyuna dalmışım.
Birdaha geç kalmayacağım söz veriyorum. Sen yeter ki üzülme."
"Zaten senin varlığın beni üzmeye yetiyor. İşim gücüm yok gibi seninle uğraşıyorum.
Git odana."

Arzu odasına gidip, yatağına uzandı.
Sadece ağlıyordu...
Başka birşey yapmak elinden gelmiyordu.

Ailesi tarafından sevilmeyen çocuklar, kimse tarafından sevilmeyeceğine inanır.

Şimdiki Zaman:

Arzu'nun bukadar mesafeli olmasının sebebi belki de geçmişidir.
Geçmişte yaşayıp, yenemedikleri onu böyle bir insana dönüştürmüştür...

⛓️

Arzu Kaya:

Aklıma bu akşam olacak şirketin yemeği gelmişti.
O gıcık çocuğa da haber vermem gerekiyordu😑.

Odamdan çıkıp, onun odasının kapısını çaldım.
"Gir." Dedi.
"Selam." Diyerek odaya girdim.
O siktiğimin lafını yine duymuştum.
"Selam ortak."
"Ortak falan değiliz. Anla artık.
Bu akşam şirkin yemeği olacak. Onu söylemek için geldim."

"Beleş yemek yani🙃."
Bu çocuk cidden deliydi.
"He beleş yemek."
"Beleş yemek yenmez mi ?"
"Sen birşey mi içiyorsun ?"
"Yok, neden ?"
"Bu normal halin yani."
"Evet☺️."

Bu manyak herif nereden karşıma çıkmıştı acaba ?
"Yemekten önce eve gidebilirsin, hazırlanmak için."
"Gerek yok. Kombinim mükemmel zaten.
Özellikle süngerbob'lu çoraplarım."
"Süngerbob'lu çorap mı ?"
"Evet mükemmel değil mi ?"
"Değil. Süngerbob'lu çorap ne ya ?"
"Valla çok güzel. Tavsiye ederim."
"Yok ben almayayım. Benim gitmem lazım."
"Görüşürüz ortak."
"Ortağına sıçsınlar."

Suç Ortağım (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin