9

19 4 1
                                    

Saatlerder ulaşamamının verdiği gerginlikle ayağımı sallıyordum. Abartısız 24 saattir ulaşımıyordum.

Telefonu tekrar elime alırken bir yandan da müşterilere bakıyordum. Şu zamana kadar sayamayacağım kadar mesaj, ve 4 tane arama yapmıştım.

Ama ne yanıt vermiş, ne de açmıştı.
Whatsapp'a girip son aramalara bastım.
"Alp Pars." yazısının üzerins tıklayıp kulağıma götürdüm.

Lütfen açar mısın artık?

O günün üzerinden çok fazla geçmemişti. 3 gün olmuştu sadece, 3 günün 1 günü hariç hepsinde görüşmüştük.

Çalmaya başlayınca heyecanlanıp ayağa kalktım. En sonunda, şükürler olsun ki biri tarafından açıldı telefon.

"Alo? Kimsiniz?" yabancı bir erkek sesi beklemiyordum. Ona bir şey olma ihtimaliyle kavrulan göğsüm, daha da alevlendi.

"E şey, Alp'in arkadaşıyım. Ona ulaşamıyorum, lütfen yanınızdaysa veya değilse beni bilgilendirir misiniz?"

Çok geçmeden ses geldi.
"Tabii ki, yanımda. Biraz hasta şuanlık, abisiyim ben. Alp'in bir arkadaşı olduğunu ne gördüm ne de duydum, siz ne zaman tanıştınız?"

"Ee, çok olmadı abi tanışalı. 1 buçuk ay falandır."

"Kızım, sen izin falan almazdın, hayırdır bir şey mi oldu?"
parmaklarımla oynamayı bırakmazken konuştum.

"Abi, geçen gün gelen kişi varya o hastalanmış da. Şey ondan, biliyorum almamam gerekir ama dayanamadım. Özür dilerim." hızlı hızlı konuşup başımı aşağıya eğdim.

"Yok ne özürü evladım, git arkadaşının yanına. Hadi bekletme, benden de geçmiş olsunlarımı dile." gülümsedim.

"Çok teşekkür ederim abi."

Evet, evine gidiyordum. Evine, yaşadığı yere.

Gün geçtikçe daha çok yakınlaşıyorduk ve bu hayal gibi geliyordu.

Sanırım, ilk defa üzülmeyi göze alarak bir şey yapıyordum.

Bak Bana.-#texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin