" Neden küstüğünüzü anlatacak mısın artık? "
Taehyung yediği dayaktan sonra sessizleşirken onun sessizliğinden rahatsız olmaya başlayan arkadaşları birbirleriyle ,ona göre, yiyişmeyi bırakarak tüm dikkatlerini onun üstünde toplamışlardı. Üçüde yatakta bağdaş kurmuş birbirlerinin yüzlerine bakıyorlar, esmer arkadaşlarının konuşmasını bekliyorlardı.
" Tadımızı kaçırmaya gerek yok bence."
" Anlat sikmiyim bela-"
" Hep gülecek değiliz ya TaeTae. Arada mutsuz olmayada ihtiyacımız var. Bir problemin varsa bizimle paylaşman en doğrusu. Belki bu şekilde sende rahatlarsın."
Taehyung, ilk önce ağzı tombul parmaklar ile kapatılmış baygın bakışlı arkadaşına hemen ardından ise yüzündeki tatlı tebessümle onunla konuşan meleğine bakmış ve buruk bir gülümseme kondurmuştu dudaklarına. Jungkook arada uyuzluklar yapsada senelerdir aralarında sadece bir yaş bulunan esmer gence abilik taslıyor ve belli edemediği duygularını yeri geldiğinde onu koruyarak bazenleri kıçını her türlü beladan kurtararak belli etmeye çalışıyordu. Jimin ise...Taehyung ona sahip olduğu için kendini çok şanslı hissediyordu çünkü Jimin Taehyung'un takındığı maskenin farkında olan tek kişiydi. Taehyung dertlerini siklemiyormuş gibi yapıp her şeyi dalgaya vurarak içine atan bir gençti. Bu durum onu bazenleri ağır bir depresyonun içine soksada Jimin durumu farkederek onu çabucak toparlıyor ve eski neşesine kavuşmasını sağlıyordu. Jimin gerçekten ona değerli olduğunu hatırlatan sınırlı insanlardan biriydi. Bu yüzden esmer genç ikisininde samimiyetine güveniyordu. Arkadaşları gerçektende onun için endişeleniyor olmalıydılar. Bu yüzden onlardan saklayacak bir şeyi yoktu.
" Kavga ettiğimiz günün gecesi eve sarhoş geldi."
" Evet, benimle dışarı çıkmıştı. Beraber eve döndük sonra."
" Biliyorum Jungkook. Dışarı çıkmasında veya sarhoş olmasında bir sorun yok zaten. Asıl olay eve geldikten sonra oldu."
" Hyung, kötü bir şey mi yaptı TaeTae?"
" Evet, Jimin. Hyungun kötü bir şey yaptı."
" Çatlatmada insanı anlat hepsini tek seferde."
" Ben onu bekliyordum. Gece...korktuğum için yatamadım. Geldiğini gördüğümde de sevindim. Biraz sırnaşıp yalakalık yaptım. İlk önce beni kendinden uzaklaştırdı. Sonra uyumak istediğini söyledi. Bir şey demedim yinede. Yatağa girdik. Uyuyacağımız zaman ben dayanamayıp konuşmaya başladım. Akşama kadar yanımda olmadığı için gün içinde yaptığım şeyleri anlatıyordum. Ben ona Jimin'in getirdiği kediyi anlatırken bir anda bağırmaya başladı. Çenemi sıkıp itti beni. Sonrada kıçını dönüp yattı."
" Boynun falan morluklarla doluydu hep...ben sandım ki dün çok sert davrandı sana. Yatakta yani."
" Bir süre sonra uyku sersemi bir şekilde sırnaştı bana. Ben ona karşılık vermediğim içinde hırçınlaştı. Boynumu falan o zaman yaptı ama ağladığımı farkedince çekildi üstümden. Ne yaptığını anlamamış gibi yüzüme baktı mal mal bende onu odada tek başına bırakıp dışarı çıktım. Sonra sızıp kalmış zaten. En kötüsüde ne yaptığını hatırlamıyor. Öküz! Tam bir öküz! "
" Yanılıyorsun. Bu öküz yaptığı şeyleri hatırlıyor ve çok pişman sevgilim."
Taehyung arkasından yükselen sesi duyduğunda hızlıca bakışlarını aralık kapının ardından onu izleyen sevgilisine dikmiş ve içeri girerek ona doğru yaklaşmasını izlemişti. Gözleri dolmuştu hemen...çünkü öküz sevgilisi elinde en sevdiği çiçeklerle bezeli bir buket tutuyordu.
" Siktir git Yoongi."
" Güzelim-"
" Git dedi hyung!"
Yoongi yüzüne fırlatılan yastık ile neye uğradığını şaşırarak ona bağıran sevimli arkadaşına dönmüştü. Jimin sinirli ve ağlamaklı bir şekilde ona bakıyor, yanında oturan sevgilisini sahiplenici bir edayla sıska kollarının arasına alıyordu.
" Sevgilimden uzak dur civciv kılıklı cüce."
" Ben cüce değilim! Ve sana küssüz biz! O yüzden çık odamdan hyung."
" Sevgilimi alıp çıkacağım zaten."
" Hayır! TaeTae bu gün bizimle uyuyacak. Değil mi TaeTae?"
Taehyung arkadaşına bakarak kafasını sallamış ve sevgilisine dönerek güzel yüzünü buruşturup onu dikkatle izleyen adama dil çıkarmıştı. Üzgündü fakat Yoongi'ye kıyamıyordu.
" İyi. Güzellikle olmuyorsa zorla hallederim bende işimi."
Ayak bileğinden yakalanan Taehyung küçük arkadaşının kollarından çekip alınmış ve bileğini bırakarak onu kucaklayan adamın kucağında çırpınarak elini yatağın üstüne basarak ayağa kalkan sevimli arkadaşına çıkarmıştı.
" Hyung!"
Yoongi arkasından bağıran genci umursamadan gelinlik pozisyonda tuttuğu sevgilisini hafifçe yerinde zıplatarak tutuşunu sıkılaştırmış ve öne doğru bir adım atmayı denemişti. Denemişti diyorum çünkü o daha bir adım dahi atamadan sırtına atlayan minik beden ile geri yalpalamış fakat dengesini koruyarak yüzüne sinsi bir gülümseme kondurmuştu.
" Jungkook, eğer şu geri zekalıyı üstümden almazsan ben indirmesini bilirim."
" Mochimi düşürürsen kucağındaki malla birlikte camdan aşağı uçururum sizi hyung."
" Al o zaman şunu!"
" Rica et."
" Rica ediyorum sik beyinli! Al şunu! Ah! Saçımı yoluyor!"
" Bira daha yalvar."
" Jungkook-"
" Yalvar."
" Ben sana sonra bunun hesabını soracağım adi herif...yalvarırım şu embesili üstümden alır mısın arkadaşım?"
" Elbette hyungcum."
Jungkook aheste adımlarla yataktan inerek boğuşan arkadaşlarının yanına doğru adımlamış ve hyungunun sırtına yapışmış olan gencin beline bir elini sıkıca sarıp diğeriyle küçük göbeği gıdıklamaya başlamıştı. Jimin'i ancak böyle yaparak hyungunun sırtından alabilirdi aksi takdirde sevimli görünüşünün aksine sinirlendiği zaman oldukça hırçınlaşan küçüğü sikseler kendi dediği olana kadar çıktığı yerden inmezdi.
" Jungkook- bırak! Ah! Bıraksana!"
Jungkook gülme krizine giren genci hızlıca hyungunun tepesinden alarak belinden tuttuğu gencin çırpınışlarını umursamadan bir kaç adım gerilemiş ve odadan çıkıp giden ikilinin ardından kapanan kapıyı seyretmişti. Bu maceralarıda buraya kadardı ve küçük civcivi nihayet sadece ona kalmıştı.
" Ya hyung bir daha sinirlenirse? Niye TaeTae'yi gönderdin ki?!"
" Bırakalım da kendi aralarında halletsinler. Ve sana söz bir daha hyung TaeTae'ne sinirlenecek olursa onun ağzına ilk ben sıçacağım. Tamam mı güzelim?"
" Of...tamam."
Jungkook aldığı cevapla minik arkadaşını yatağa bırakmış ve kendinide yanına atarak ufak bedeni kolları arasına çekmişti.
Aşıktı...
O Jimin'e çok aşıktı. Herkes senelerdir onu yakıp kül eden bu aşkı farketmiş gibiydi fakat Jimin bir türlü fark edememişti. Jungkook onun saflığına vermişti hislerinin görmezden gelinişini. Onu uzaktan fakat bir o kadarda yakından sevmeye çalışmış, başarmıştıda.
Halinden şikayetçi olmasada koluna değen dudakları öpmek, dışarıda şu an sıkıca tuttuğu elleri sevgilisi olduğu için tutmak ve kocaman bedeni yanında minicik kalan genci sarıp sarmalamak istiyordu.
İstiyordu ve Jeon Jungkook istediği her şeyi alırdı...
YOU ARE READING
JJ
FanfictionKook: Götünden bir ısırık daha almamı istemiyorsan sus. Chimmy: Sustum.