anksiyete 2

81 9 0
                                    


07.56

Alarmın alacaklı gibi 10 kez çalışıyla kalkıp saati kapatmak için ayaklanmıştım,kapatmak için uzanırken yeri boylamam da bir olmuştu.Alt komşularım kesinlikle sövecekti beni.

Saati kapatmak için ayaklandığımda gördüğün 07.56 saatle hemen ayağa kalktım ve koca siktirler çekerek üstümü giyinmeye koştum.

Geç kalacaktım işte yine o kimyacı beni rezil edecekti.Üstümü giyinmek için koşarken aklıma yüzünü yıkamadığım geldi ve yeniden banyoya koştum,banyodakı işlerimi hall ettikten sonra bu sefer üstümü giyindim ve hiç bir şey yemeden okula koştum.

Saate baktığımda 08.23 olmuştu geç kalmıştım ve bu sefer gerçekten sıçmıştım.

...

Koşar adımlarla merdivenleri çıkarken birisiyle çarpışıp yeniden yere yapışmam aynı oldu,kalkmaya yeltenirken uzanan eli geri çevirmeden kalktım ve elin sahibine baktım.

Hiç tanıdık birisi değildi ve hemen yanında eğilerek "özür dilerim,özür dilerim geç kalmıştım kitapları toplamanıza yardım edeyim mi? "

Bana şaşkınlıkla bakarken oda konuşmaya başlamıştı. "Ne özürü? Öğrenciyim bende.Hoca kitapları kütüphaneye götürmemi istemişti ordan bakınca çok mü büyük gözüküyorum? "

Dediğiyle sırıtarak cevap verdim. "Yok canım,sadece yani elinde kitapla sana çarpınca öyle ani oldu bende devreler bozuldu".

Dediğimde ikimizde gülerken derse geç kaldığımı anlayıp vedalaşarak sınıfa koştum,kapıyı çalmadan önce saate baktım.08.32 yani benim sıçış.

Kapıyı yavaş şekilde tıklattım ve içeriden gel komutunu beklemeye başladım.Kimyacının o gıcık sesiyle gel diyişini duyunca derin nefes alarak içeriye geçtim.

İçeriye geçtiğim gibi herkes bana bakıp fısıldaşmaya başlamıştı içimden tekrar anksiyetemin tutmaması için dualar okumaya başladım.

Kimyacı bana ters ters bakıp oturduğu yerden kalkıp yanıma adımladı ve aynı ters ifadeyle konuşmaya başlamıştı. "kaçıncı oluyor bu? Ne kadar yüzsüzsün sen,neden her seferinde geç kalıyorsun okul eğlence alanımı istediğin zaman gelip gideceğin yer mi? "

Dediklerine pişman bir şekilde özür dileyerek başımı aşağı eğmiştim hocaysa bağırışlarına devam ediyordu,tam yerime geçecekken hocanın yakamdan tutuşu bir olmuştu.

"Teneffüse az kaldı Han Jisung? Ayrıca ben sana geçebilirsin demedim defol dışarı teneffüste gel.Dersimde seni görmek istemiyorum" gözlerimin dolduğunu hissederken başımı sallayarak dışarı çıkmıştım..

Tabiki burda durmayacaktım tuvalete gidip ağlayacaktım,evet ben Han Jisung.Her kötü olayda ağlayıp kendini mahv eden anksiyete bozukluğu olan duygularına sahip çıkamayan birisiyim.

Yavaş adımlarla tuvalete gittim ve kabinlerden birine girip sessiz şekilde ağlamaya başladım.

Burda ne kadardır duruyorum bilmiyorum ama birisinin içeriye geçtiğini duyunca elimle ağzımı kapattım ama nafile hıçkırıklarım duyuluyordu.

"Orda birisi mi var? " tanıdık gelen sesi duyunca kim olduğunu anlamaya çalışıyordum ve çocuğun ikinci seslenişiyle dışarı çıktım.

Karşımdakı kişi sabah onunla çarpışıp kitaplarını düşürdüğüm çocuktu ağladığımı görünce hemen yanıma geldi ve gözyaşlarımı silerken endişeyle bana baktı.

"Hey neden ağlıyorsun,yoksa geç kaldığın için hoca mı kızdı ımm.. " ne ima ettiğini anlayınca hıçkırıklarımın arasından cevap verdim. "Han Jisung. "

"Ah,evet bende Kim Hwan,peki söyle bana iyi misin neden ağlıyorsun Jisung? " benimle birisinin ilgilendiğini görmek beni gerçekten mutlu ettiği için dayanamayıp ona sarıldım.

Öncelikle şaşırsada hemen oda karşılık vermişti ve sarılmayı bitirip elleriyle gözyaşlarımı yeniden silmişti. "Ağlama,ağlayınca çirkin oluyorsun hadi yüzünü yıkayalım ve sınıfına git. "

Mutlu olmuştum nedensizce başımı salladım ve dediklerini yapmak için suyu açmıştım,yüzümide yıkayınca zil çalana kadar sohpet etmeye başlamıştık.

Tabi ki başından beri Jisung iyi mi diye bakmaya gelen Minho'dan kimsenin haberi yoktu.

stories are unforgettable ~minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin