"Görüşmeyeli uzun zaman olmuş," dedi Aizawa-sensei."Işıldayan şu bakışlara kilitlenin."
"Acıtacak kadar şirin ve kedimsi."
"Vahşi Vahşi Pisicikler!"
"Bu hanımlar kampta bizimle çalışacak profesyonel kahraman Pisiciklerdir."
İzuku bilgi aktarımı yaptı... Bunun sonucunda biri tarafından azarlandı.
"Burada uzanan bütün arazi bizimdir. Siz şu dağın eteğinde kalacaksınız."
Sorular ve dahası... Yirmi kişi birden otobüse dönmeye çalıştı. Bense yerimde sabit gelecek emri bekliyordum.
"Şu anda saat 09.30. Acale ederseniz... Öğle civarı belki? Saat 12.30'ta orada olmayan kedicikler yemek yiyemeyecekler!"
Sonuç, bir toprak kayması ile beraber kendimizi ormanda bulduk. Özgünlüklerimizi kullanabileceğimiz söylendi.
Mineta ormana doğru koşarken önünü bir canavar kesti. İzuku ani bir hareketle canavarın elinden Mineta'yı kurtardı. İzuku, Katsuki, İida ve Shoto beraber çalışarak canavarı yok etti. Herkes onları övmeye başladı. Bense şu son günkü olan ciddiyetimi takınmaya devam ettim.
Yeni bir canavar oluştuğunda konuştum: "Bana bırakın, halledeceğim." Herkes benim olduğum tarafa döndü. Gerginleşmeye başlamışlardı. Devamı oluşmaya devam ediyorken kalacağımız yere kadar uzanan ormanı karanlığıma boğdum. Burada insan olmayanlar ölürdü. Onlarda parçalanarak öldü. Karanlığı ormanın üzerinden çekerek orman gölgelerini ele geçirdim, bu sayede ise yeni canavar oluşumunu engelledim.
Sonuç ise öğle saatlerinde hiçbirimiz hasar almadan varmıştık.
"Vay, bayağı erken geldiniz."
"Aslında... Biz nerdeyse hiçbir şey yapmadık. Asıl işi Valeria-san yaptı."
"Hmm... Valeria hanginiz?"
Birkaç adım öne geçtim. "Benim, Rose Valeria."
"Sen Daisy'nin evlatlık olarak aldığı kızsın..."
"Evet," diyerek onu onayladım.
"Ay hep seninle tanışmak istemiştim," dedi sevecen bir şekilde.
"Tanıştığımıza memnun oldum efendim," dedim gülümseyerek. O sırada İzuku tanışmak için Kota'nın yanına gitmişti. Bir şeyler söyledi, sonra ise Kota küçük İzuku'ya yumruk atmıştı.
İida arkasından "Bunu Midoriya'ya nasıl yaparsın?" diye bağırıyordu.
"Ben kahraman olmak isteyen bu çocuklarla muhatap olmak niyetinde değilim!"
Çocuğun bu hâline kahkaha attım. Kahkahalarımın arasından "Yürü be aslan parçası! Kim tutar seni!" diye bağırdım.
Aizawa bize yapacaklarımızı söyledi. Ne dediyse yaptık. Şimdiyse herkes yemek yiyordu. Bense onlar yerken hızlı bir duş almıştım, şimdi elimdeki kahve ve sigarayla bahçe gibi bir kısımda oturuyordum. Yalnızdım her zamanki gibi. Derin bir nefes verip gülümsedim. Bu hiçbir zaman bu kadar büyük bir sorun olmamıştı. Kimsenin ilk tercihi olamayanlar sevilseler bile yalnız kalmaya mahkûmdur.
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Saat sabahın beş buçuğuydu.
"Günaydın, baylar ve bayanlar! Bugün, gücünüzü tam anlamıyla arttırmak için eğitim kampını başlatıyoruz. Bu kampın amacı, herkesin gücünü arttırmak ve bu şekilde herkesin geçici lisansını almasını sağlamaktır. Hepinizi her dakika daha da sahici olan düşmanlıklarla yüzleşmeye hazırlamaktır. Dikkatlice devam edin. Pekâlâ Bakugo," dedi Katsuki'ye top atarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Hançer Bir Öpücük•||• My Hero Academia Fanfic
FanficHiçbir zaman aşk olmamıştı. Her şey yalnızca nefretten ibaretti.