"Changbin hyung."
"Söyle."
"Ben pes ediyorum sanırım."
"Jeongin."
"Efendim hyung."
"Kes sesini ve ayağa kalk, yoksa canını yakarım."
Dudaklarını büzerek ayağa kalktı zorla. Onu fazla yormuştum sabahtan beri, sürekli pes edeceğini söylenip beni sinirlendiriyordu ve ben inadına onu daha da yoruyordum. Kalktığında bacakları titriyordu. Hadi ama! O kadar cılız birisi olamazdı!
Kolundan tutup köşedeki koltuğa ilerledik. Onu oturttuğumda saçlarından akan terler yüzüne, yüzünden çenesine ve boynuna iniyordu ve ben bakmamaya çalışıyordum. Herkesin vardı bir zaafı, benim zaafım da bu çocuktu. Koltuğun önüne -aynı zamanda Jeongin'in dizlerinin dibine- diz çöktüm.
"5 saat oldu."
"Alışık olmadığın için bu kadar yoruldun."
Kaşlarını çattı bana bakarak.
"Halter kaldırmam için bana zorbalık yaptın!"
"Saçmalama ben zorba birisi değilim."
Yüzüme doğru eğildiğinde nefesim kesiliverdi bir an.
"Halter kaldıramadığım için 'çubuk kraker bir ısırsam bitecek' diyen sensin." sırıttım.
"O zorbalık değildi, anlayana artık."
"Sabahın köründe kargalar bokunu yemeden spor salonuna geldik hyung, bence şimdi odaya gidip dinlenebiliriz."
"Saat 13:28 Jeongin."
"Akşam olmuş işte."
"Sen hep böyle misin, inatçı bir velet."
Başını salladı gülerek. Dudaklarımı yalayarak güldüğümde ayağa kalkıp sandalyenin üzerindeki havluyu alarak omzuma attım.
"İnatçı çocukları seviyorum Jeongin, böyle devam et."
"Tüh! Seni yine sinirlendiremedik."
"Sana sinirlenemiyorum."
"Neden?"
"Sana baktığımda tüm dertlerimi unuturken, nasıl sinirlenebilirim?"
O koltukta oturmaya devam ederken salondan çıktım. Kapıyı çarparak. Son söylediğim sözlerden sonra bir şey demesine fırsat vermeden çıktım. Endişeyle çıktım.
-
Denizden çıktığımda Seungmin çoktan üzerini değiştirip geri gelmişti. Sadece beş dakika daha yüzeceğimi söylemiştim ne ara üzerini değiştirip geldi bilmiyordum. Havluyu belime sarmak için eğilip şezlongun üzerinden aldım ve belime doladım. O da karşımdaki şezlonga uzanmış kitabını inceliyordu.
"Suya karşı bir fobin mi var senin?" dediğimde başını kaldırıp bana bakarak iki yana salladı.
"Yooo."
"Sana yüzme öğretmeden önce denizden korkuyordun."
"Yüzme bilmediğim için korkuyordum?"
"Neyse, burdan sonra güzel bir yemek yiyelim mi?"
Elindeki kitabı bırakarak tüm dikkatini bana vermişti, vermesi gerekiyordu zaten. Yanında ben varken başka bir şeyle ilgilenmesi hoşuma gitmiyordu.
"Beraber mi?"
"Hmhm."
"Baş başa?"
"Evet Seungmin, baş başa yemek yiyelim diyorum. Ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Follower
Humor"Şimdi koçum anlaştık mı?" "Anlaşmadık kardeşim yürü git işine." "Yav hayat memat meselesi diyorum Felix." "Ben seninle aynı apartmanda oturmaktan bıkmışım sen diyorsun ki benimle annemin yanına gel. Hayır! Ölsem de gelmem seninle!" "Anneme ne diyec...