(2) KURTLAR SOFRASI

14 4 2
                                    

Selam arkadaşlar yeni bir bölüm ile sizlerleyim. Bu arada Nida_diye_birisiii hesabına teşekürler.

İyi okumalar....

                             👑👑👑

Bölüm müziği: athena - arsız Gönül

                             👑👑👑

Güven çok zor kazanılan ama çok kolay kaybedilen bir duyguydu.

                            👑👑👑

                            👑👑👑

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2.BÖLÜM: KURTLAR SOFRASI

Bir varmış bir yokmuş... Bazı insanların hiçbir şeyi yokmuş,bazılarının ise kaldıramadığı acıları varmış,bazılarının ise herkese güvenen bir kalbi... Mevlam, insan kırk yıl uğraşmış yine de bir güveni satın alamamış der. Güven çok zor kazanılan ama çok kolay da kaybedilen bir duyguydu. Peki güveni kazanmak bu kadar zorsa neden kendimi dünyanın en güvenilir yerindeymiş gibi hissediyordum?

Burnumu esir eden yoğun tıraş losyonu kokusu,yattığım sıcacık yatak ve kulağıma dolan ateş çıtırtısı sesi beni hiç olmadığım kadar güvende ve huzurlu hissettiriyordu. Bir dakika! Tıraş losyonu,sıcak yatak ve ateş çıtırtısı mı demiştim? Eee ben en son zindandaydım. Peki şuan neredeyim? Gözlerimi zorlukla araladım. Perdeden sızan Güneş ışığı bir an gözlerimi kamaştırdı. Yataktan doğruldum ve gözlerimi odada gezdirdim. Oda tamamen siyahtan ibaretti. Bu karanlık odayı aydınlatan tek şey pencereden içeriye giren güneşti.

Yatağın hemen karşısında bir şömine vardı. Şöminenin önünde ise siyah bir koltuk vardı. Yatağın sağında kocaman bir gardırop vardı. Yatağın solunda ise iki tane kapı vardı. Biri büyük ihtimal banyodur.Ama diğer oda hakkında hiç bir fikrim yoktu. Ayağa kalkıp o kapıya doğru ilerledim. İçimdeki merak duygusu bir hayli kabarmıştı. Elimi tam kapının kulpuna atmıştım ki duyduğum ses ile ateşe değmiş gibi hızla elimi çektim.

"İyi görünüyorsun" arkamı döndüğümde yaşlı kadın ile göz göze geldim. Kadın yetmişlerin sonunda gibiydi. Yüzündeki kırışıklıklar görmüş geçirmişliğini belli ediyordu. Beyaz ve uzun saçları omuzlarından dökülüyordu. Onun ayakta durmasına olanak sağlayan tek şey tutunduğu bastondu.

Kadında tanıdık bir hava vardı. Belki de onu önceden tanıyordum ama çıkaramıyordum. Gri renkte olan gözleri beni korkutmadı desem yalan olurdu.

Gri diye bir göz rengi mi var?

"Ak sakalı dede olması gerekmiyor muydu?" Sorum ile gözle görülür bir şekilde afaladı ve alık alık suratıma baktı. "af buyur" işte aradığım kafa! "Benim bildiğim ölmeden önce karşımıza ak sakalı dede çıkıyor neden benim şansıma ak saçlı nene düştü?" Hayal kırıklığı ile omuzlarım düştü. "Hayaller ak sakalı dede gerçekler ak saçlı nene" bu dediğim ile kahkaha atınca ona tip bir bakış attım. "Öldüğüme göre cennete mi gidiyorum cehenneme mi?"

MELEZ PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin