İlk defa bu kadar uzun bölüm attım. İyi okumalar.
Peter kuleden çıktıktan sonra hemen kendi evine gitti. Evde dolabını açar açmaz özel okların paketli halini gördü. Ve başka birkaç hediye daha... Okların olduğu paketi alıp hızla evden çıktı. Akşamdan önce kuleye varması gerekiyordu. Bugün Clint amcasının doğum günüydü. Hediyesini yetiştirmesi gerekiyordu. Büyük ihtimalle Avengers unutmuştu. Çünkü Clint amcası ona bir keresinde:
-Bir kere doğum günüm kutlandıktan sonra bir daha asla hatırlatmam böylece bir sonraki doğum günümde gerçekten beni önemseyip önemsemediklerini öğrenirim.
demişti. Peter onu önemsiyordu. Onları önemsiyordu...Peter çıktığı anda kiracı ile karşılaştı.
-Çocuk kiranı hala ödemedin.
-Ama efendim kira ödeme günü daha bugün.
-Evet ama gün bitmek üzere.
-Efendim saat daha sabah 9.30
-Bir de cevap veriyor. Tüüüü gençlik bitmiş. (Türk teyzeler mood on)
Adam söylene söylene gitti. Peter adamın ona kızmasını kafasına takmasa da kirayı bugün ödemek zorundaydı. Bunları sonra düşünmeye karar vererek kuleye doğru gitti.O Sırada Avengers Kulesi
Natasha hala şaşkın şaşkın bakarken Bucky söze girdi.
-Çocuk Rusça'yı nereden öğrenmiş?
-Kendi kendine öğrenmiş.
-Kendi kendine mi?
Tony fısıldayarak söyledi. Çocuğu git gide sevmeye başlıyordu.Akşam Olunca Kulede
- Peter'ı gören oldu mu?
- Hayır. Henüz kuleye gelmedi.
- Akşama geliceğini söylemişti değil mi?
-Ben geldim!
Peter içeri çocuksu bir neşeyle girdi. Arkasında poşetler vardı. Onları arkasında saklıyordu ama sanki çok da uğraşmıyordu. Avengers ona bakmaya başladı. Bir süre bakıştılar. Kimse bu neşeye alışkın olmadığı için herkes ne tepki vereceğini şaşırmıştı.
- Bana öyle bakmaya devam edecek misiniz?
Bütün Avengers gözlerini kaçırdı.
-Neyse. Yaklaşık yarım saat sonra mutfağa gelin olur mu?
Bunu söyler söylemez de ordan ayrılıp elindeki poşetlerle mutfağa gitti. Avengers bir süre arkasından baksa da sonra sorgulamadan kabul ettiler. Sonuçta bir çocuğu kim kırmak isterdi ki?Bir süre sonra içeri Clint girdi. Hepsinin yüzüne beklentiyle baktı ama anlaşılan kimsenin umursadığı yoktu. Yüzü soldu ve:
-Ben mutfağa gidiyorum haberiniz olsun.
dedi keyifsiz keyifsiz. Steve:
-Dur bekle beraber gidelim. Peter da bizi çağırmıştı.
Clint omuz silmekle yetindi. Böylece bütün Avengers mutfağa gitti. Işıklar kapalıydı. En önde olan Clint ışığa bastı ve:BOMM!!!
Bir konfeti patladı. Bütün Avengers yarım metre havaya sıçrarken Clint'in ağzı mutlulukla açıldı.
-Sürprizzz!!! Doğum gününüz kutlu olsun Bay Barton.
Clint çocuğun yanına gidecek iken tam önünde durdu. Mutluluktan ağlıyordu. Çünkü 2 senedir doğum günü ailesi dışında biri tarafından kutlanmamıştı. Her ne kadar bu duruma üzülse de belli etmiyordu.
-B-bay Barton ben yanlış bişey mi yaptım? Neden ağlıyorsunuz? Özür dilerim. B-ben ne yaptım bilmiyorum ama gerçekten bilerek-
Peter'ın sözünü kesen Clint'in ona sarılmasıydı. Peter sarılmaya karşılık verirken göz ucuyla Avengers'a baktı. Utançtan kafalarını dahi kaldıramıyorlardı. Kaç yıllık arkadaşlarının doğum gününü onlar iki senedir unuturken, onu hiç tanımayan(!) bir çocuk geldiği ilk hafta onun doğum gününü kutluyordu. Clint en sonunda Peter'dan ayrılırken Peter masanın yanından hediyesini çıkarıp Clint'e verdi.
-Aman Tanrım Peter! Sen harika bir çocuksun! Seni ailemle tanıştırmalıyım. Bugün benimle gelmek ister misin?
Clint bunları söylerken hediyesini açmıştı. Güneş gibi parlayan özel okların yanında top gibi makineler vardı. Clint "Bunlar ne?" der gibi bakınca Peter Clint'in kulağına uzandı ve:
-Hızlı olgunlaştırıcı toplar. Kendim yaptım. Bunlardan çıkan ışığı 10 saniye meyve ya da olgunlaşmasını istediğiniz başka bir şeye tutmanız yeterli. Ve evet Bay Barton, buna kurduğunuz turşular da dahil.
Clint'in yüzü parladı. Daha ne kadar parlayabileceğini bilmiyordu ama bu çocuk onu şaşırtmaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Başlangıç
Science FictionPeter kendisini düşünmekten alıkoyamıyordu. Sadece annesine,babasına,Ben amcaya, May halasının yanına gitmek istiyordu. Zaten atlasa ne değişecekti ki? Onu kimse hatırlamıyordu. Neden diye düşündü o an, Neden May ölmüştü? Neden arkadaşları onu hatı...