Farklı Biten Düello

Büyülü Kas Manipülasyonu

Yoldaşlık Kampı, York
14.08.1997, 13.44

Harry ve sevgilisi Susan, kampın açıklığında, hiç kimsenin uğramadığı bir bölgede öpüşüyorlardı. Sevgili olmalarının üzerinden daha üç gün geçmemişti. Doğal olarak ikisi de yeni başlayan ilişkilerinin tadını doyasıya çıkarıyorlardı.

Dudakları ayrıldığında, "Ne zaman onlara söyleyeceğiz?" diye sordu Susan. "Sürekli gizli saklı buluşmak şimdiden sıkıcı olmaya başladı."

"Biliyorum," dedi Harry anlayışlı bir şekilde. "Yine de Tonks'un alay etmeye başlamasını istemiyorum. Onu durdurmak neredeyse imkansız biliyorsun. Ayrıca Alastor'un kanımın peşine düşme ihtimali gibi küçük bir sorun var."

Susan güldü ve "Büyük ihtimal haklısın," dedi. "O hayatımda gördüğüm en koruyucu insanlardan biri. Teyzemin söylediğine göre okul zamanında birisi onu taciz etmiş. Kendisi bunu halletse bile Alastor bunu öğrendiğinde çocuğun başına gelenlerle hiçbir şey."

"Üzüldüğümü söyleyemem." dedi Harry gülerek. "Ayrıca onu taciz eden salak da ne düşünüyormuş acaba. Karşısındaki kişi sadece politik açıdan güçlü bir Hane'nin kızı değil. Aynı zamanda sihirli olarak da güçlü. Cidden yanına kalacağını mı düşünmüş?"

"Teyzem o zamanlar baş döndürücü birisiymiş." dedi Susan, teyzesini sevgiyle hatırlayarak. "Okul döneminin fotoğraflarını görmüştüm. O çocuğun düzgün düşünebildiğini sanmıyorum."

Harry de sırıttı ve "İnan bana Susan, duruşmam sırasında onu görme fırsatım oldu." dedi. "Baş döndürücü olmayı hiç bırakmış gibi görünmüyordu. O aptal Büyüceşura cüppeleri bile onun güzelliğine gölge düşürememiş."

Susan sahte bir kıskançlıkla Harry'nin omzuna vurdu. "Çapkınlık yapma, Potter."

Harry gülümsemesini sabit tutarken, Susan'ın dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. "Yine de sen ondan milyon kez daha güzelsin."

Susan'ın gözleri, Harry'nin sözleri sonrasında sevgiyle parıldadı. Bu sefer öpücüğü bırakan o oldu.

"Biliyor musun," dedi, "teyzem vaftiz baban kaçtığında bana ondan biraz bahsetti. İkisinin okul zamanında ilişkisi olduğunu biliyor muydun?"

Harry bu yeni bilgiyle biraz şaşırarak "Ciddi misin?" diye sordu. "Sirius'un biraz çapkın biri olduğunu duymuştum. Amelia Bones'un Sirius gibi birinin oltasına takılacağını hiç düşünmezdim."

"Ah, evet, teyzem bunu da söylemişti." dedi Susan. "Yine de onunla olan ilişkisi oldukça ciddiymiş. Söylediğine göre yakalanmadan bir hafta önce büyük bir kavga etmişler ve ayrılma noktasına gelmişler."

Harry bunu Sirius'tan duymayı dilerdi ama onunla yeterince vakit geçiremediğinden dolayı bilmemesi normaldi. İçine özlemden doğan bir hüzün çökmesini engelleyemedi.

"Bütün bunları ondan dinlemek isterdim." dedi hüznünü gizlemeyerek. "Biliyor musun, bu hiç adil değil. On iki yıl haksız yere Azkaban'da kaldı. Kurtulacağını düşünürken dolunay onun masumiyetini kanıtlamamıza engel oldu. İki sene sonra da yeterince zaman geçiremeden onu kaybettim. Bu gerçekten berbat."

"Biliyorum," dedi Susan anlayışlı bir şekilde. "Teyzem öldüğünde ben de böyle hissettim. O benim bütün hayatımda yanımdaydı. Annem ve babam Ölüm Yiyenler tarafından öldürüldüğünde beni o büyüttü. Beni mutlu etmek adına hayatını hiçe saydı. O öldürüldüğünde yeterince zamanınız olmadığını hissettim."

Susan sözlerini söylediğinde gözlerinden yaşlar aktı. Harry hemen onu kendine çekip sarılırken alnına da şefkatli bir öpücük bıraktı.

"Bu savaşı kazanacağız, Susan." dedi kararlı bir şekilde. "Burunsuz'un ve Ölüm Yiyenler'inin bizden aldıklarını misliyle onlara ödeteceğiz. Bu konuda için rahat olsun."