Yorum sınırı:10
"Doğum günlerini sevmiyorum." Dedi Jungkook. Jimin elindeki pamuk şekeri yemeye devam ederken kaşlarını çattı. "Ne? Neden sevmiyorsunuz?" Jungkook adımlarını biraz yavaşlattı. Caddede yürüyorlardı. Pek kalabalık sayılmazdı. "Ben daha on üç yaşındayken tam doğum günümde annemi kaybettim." Jimin kaşlarını kaldırdı. Elindeki pamuk şekeri hızla birkaç adım önlerinde duran çöpe atıp geldi.
Büyük olana sarıldığında Jungkook onun sarılmasına gülümseyerek karşılık verdi. "Hasta mıydı?" Jimin boğuk çıkan sesiyle sorduğunda sarılmayı bıraktılar. Jungkook iç çekti. "Dayım öldürdü." Jimin şaşkınlıkla savcıya baktı. "Ne?" Jungkook onun şaşkın haline kıkırdadı.
"Şu durumda bile beni güldürdün ya. Gerçi gülmemin sebebi artık bunu sindirmem ve benim için trajedik bir hikayeye dönmesinden dolayı olabilir." Jimin dudağını büktü. Onun için ne kadar zor olduğunu düşünemiyordu bile.
"Çok özel olmayacaksa neden olduğunu sorabilir miyim?" Jungkook onun sarı saçlarına düşen yaprağı aldı. "Şuraya oturalım mı?" Biraz gerilerinde duran bankı gösterdi Jungkook. Jimin onun dediğine çabucak uyum sağladı.
İkili banka oturduklarında Jungkook konuşmaya başladı. "Dedem öldüğünde baya bir mal varlığı kalmıştı. Dayım ve annem malları bölüşme zamanı baya kavgalı oldular. İnkar edemeyeceğim annemde haksızdı birçok konuda. Dedeme genelde annem bakmış. Kız olduğu için dayıma göre daha çok biliyormuş yemek yapmak gibi şeyleri. Neyse işte bu yüzden kendisinin daha çok alması gerektiğini söylüyordu her zaman. Dayımda git gide sinirlendi. O yarı yarıya bölüşmeyi düşünüyordu. Sonra-sonra bir gün dayım annemin bunlarla ilgili dava açacağını öğrendi. Bizim eve geldi ve kavga etmeye başladılar. Sonuç böyle oldu işte. Sonra delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Serbest kalır kalmaz Amerika'ya yerleşti." Jimin soğuktan üşüyen burnunu çekti.
Savcıya yeniden sarıldı. "Çok üzgünüm." Jungkook ellerini onun beline doladı. İkili samimi bir sarılmanın içindeyken bunu bozan Jungkook'un telefonu oldu. Yüksek sesli çalan telefon yüzünden Jungkook ellerini onun belinden çekmiş arayana bakmıştı. Telefonda gördüğü isimle iç çekti ve cebine koydu.
"Sonuç olarak doğum günüm için değil seninle vakit geçirmek istediğim için buradayım." Jimin gözlerinden kalpler çıkıyor gibi büyük bir sevgiyle baktı savcıya.
"Benimle vakit geçirmeyi seviyor musunuz?" Jungkook onun burnunu sıkıştırdı. "Seninle vakit geçirmeyi çok seviyorum."
—-
Geldikleri orta seviye mekanda gözlerini gezdirdi Jimin. "Burası gerçekten güzelmiş." Jungkook avukatın beğenmesine karşı memnun oldu. "Burayı nedense çok seviyorum. Hem yemek yapmaya pek vaktim olmuyor. Burada ise sevdiğim ve sevebileceğim her şey var." Jimin güldü.
"Süpermiş. Ne önerirsin o zaman?" Jungkook menüyü karıştırdı. "Balık ürünleriyle aran nasıl?" Jimin yüzünü buruşturdu. "Pek benlik değil." Jungkook gözlerini kırpıştırarak avukat olana baktı. "Bir saniye ikinci şok geliyor şu an." Jimin gülürken ağzını kapattığında Jungkook kaşlarını çattı. "Hey! Gülüşünü saklama." Jimin olduğu yerde donduğunda eli hala ağzındaydı.
Jungkook dolgun dudakları örten eli bileğinden tuttu ve çekti. "Böyle daha güzel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lawyer • Jikook
FanfictionAvukat Jimin bir yabancıya savcıları sevmediğini anlattığında anlattığı kişinin duruşmasında görevli olan savcı olduğunu nereden bilebilirdi? Savcı jk Avukat jm