2

246 1 0
                                    

Gülümsemesi daha da genişledi ve beklenmedik bir şekilde bana doğru yürüyüp eğildi, sıcak nefesini yanaklarımda gezdirdi.
"Garip mi? Belki de. Ama asla benim gibi bir profesör bulamazsınız."
Daha sonra doğruldu ve geri adım attı. Gözleri bir kez daha benimkilere kilitlendi.

"Amacınız ne? Çok yakınsınız, lütfen mesafenizi koruyun."
Ne bu saçmalık? Neden bana bu kadar yakın olduğunu düşünüyordum.

Profesör Jeon, geri adım atmadan tek kaşını kaldırdı. Konuşurken sesi hafifçe alçaldı, neredeyse fısıltıya benzer bir şekilde konuştu.
"Amacım? Sana öğretmek... ve belki daha fazlasını."

Ona karşı göz devirdim.
"Anlayabiliyorum tamam. Şimdi gitmem gerekiyor, daha sonra derse gelebilir miyim bilmiyorum."

Profesör Jeon beni yakından izledi, gözleri hafifçe kısıldı. Sınırlarını zorladığımı biliyordu ama aynı zamanda oynadığımız oyundan keyif alıyordu. Küçük bir gülümsemeyle bir kez daha duvara yaslandı. "Ah, bu kadar dramatik olma." Diyerek benimle alay etti.

"Ne dramatikliği? Alakası yok."
Acaba söylediğim şey ile dramatikliği nasıl birbirine bağlamıştı.

Benim meydan okumamı izlerken gülümsemesi küçük bir kıkırdamaya dönüştü. Herkesin büyüsü altında olmasına alışıktı ama bende onu meraklandıran ve biraz ilgisini çeken bir şey vardı. Duvardan uzaklaştı, aramızdaki boşluk büyüdü.

"Gitmem lazım, umarım daha sonra görüşmeyiz hocam." Dedim ve arkamı dönüp ilerlemeye başladım.

Kapı arkasından yavaşça kapanırken, Profesör Jeon içinde bir beklenti duygusunun oluştuğunu hissetmekten kendini alamadı. Ben uzaklaşırken gözleri beni takip etti. Dudaklarında küçük bir gülümseme vardı. Çatışmacı tavrıma rağmen, bende onu büyüleyen bir şeyler vardı.
Yoldayken gereksiz yere kabalık edip etmediğimi merak ederek yürüyordum.

Profesör Jeon sözlerin karşısında gülümsemeden edemedi. Korkutucu varlığımın gayet farkındaydı ama onu daha da ileri gitmek istemeye iten bir şey vardı. Kapı pervazına yaslandı, ben uzaklaşırken izledi.

Professor.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin