1. BÖLÜM

81.8K 2.1K 62
                                    

"Hadi Asya biraz daha çabuk olman gerekiyor yoksa kafileyi kaçıracağız!" diye kendisine seslenen arkadaşına gülümseyerek bakmıştı genç kız. Hala inanamıyordu. Ailesini ikna edip hep hayalini kurduğu yurt dışı turuna katılabilmişti. Gülümsemesi güzel yüzünü daha da aydınlatırken Çiğdem oflayarak yeniden onu uyarma gereği hissetmişi. İki arkadaş hızla otobüsün kalkacağı güzergâha giderken Asya "Havaalanına mı gitseydik?" diye sormuştu arkadaşına. Çiğdem daha ilk dakikada Asya'nın homurdanmasına yüzünü asarak "Neden? Hem kafile ile havaalanına gitmek daha eğlenceli olur. Hadi arkadaşım su koyuverme hemen." Asya onun çocuksu hareketlerine gülümseyerek adımlarını daha da hızlandırmıştı. İkili sonunda otobüse vardıklarında ise otobüs hareket etmek üzereydi. İlk adımını merdivene attığında içinde garip bir his oluşmuştu. Bu gezi onun hayatını değiştirecekti ve bunu tüm kalbi ile hissediyordu.

"Hadi Asya arkadan gelenleri engelliyorsun?" genç kız hızla arkadaşının arkasından otobüse binerken mutluydu. Tarifi olmayan bir hisle koltuğuna yerleşirken ilk kez ailesinden uzak kalacağı için de biraz buruk hissediyordu. Üniversiteyi bile ailesi için onların yanında okumuştu. Bulunduğu şehirden asla dışarıya çıkmamış ailesinden geride kalan annesi ve babasını asla yalnız bırakmamıştı. Bu onun ilk aileden ayrılışıydı ve üstelik şehir değil ülke değiştiriyordu. Okulların ara tatilini değerlendirerek iki haftalık bir tura katılmış ve şimdide heyecandan kabinin duracağını hissediyordu. Heyecan en büyük düşman olsa da kalbi bu heyecanı yenecek kadar güçlüydü. Gülümsedi, sadece arkadaşına barak gülümsedi.

"Ne düşünüyorsun?" Çiğdem arkadaşının gülen ve düşünceli yüzüne bakarak sorusunu sorduğunda Asya duraksamıştı. "Sadece bunu yaptığıma inanamıyorum, ilk kez böyle bir delilik yapıyorum."

"Hadi ama bu delilik değil ayrıca sen o kadar yabancı dili annenin dizinin dibinde oturmak için mi öğrendin? Artık zamanı gelmişti, belki hayatının aşkını bulursun."

"Saçmalama Çiğdem, bu gezi eğlence amaçlı koca bulma amaçlı değil. Hem belki de bulurum..." dediğinde iki arkadaş kahkaha atarak gülmeye başlamıştı. Yolculuk sırasında otobüsün içinde eğlence dur durak bilmiyordu. Kafilece neredeyse her yaştan katılım vardı. Yaşlısı genci ve bebek olanı... Tıpkı Asya ve arkadaşının ön koltuğunda oturan karı kocanın kucağında bulunan ve yaşı en fazla iki olan kıvırcık saçlı oğlan çocuğu gibi. Gözlerini Asya'ya dikerek bakan çocuk genç kızın içlenmesine neden olmuştu. Elini kaldırarak iki koltuk arasından kendisine dikkatle bakan bebeğin saçlarıyla oynamıştı. O lüle saçları uzuyor sonra tekrar eski halini alıyordu. Çiğdem "Ay canım, sen ne şeker şeysin öğle gel..." bebeğe elini uzatan genç kız onun ağlamasına neden olmuştu. Çiğdem yüzünü asarak "Ama bu haksızlık sen o kadar saçı ile oynadın ağlamadı ama benim elimi uzatmamla ağlamaya başladı." Asya arkadaşının somurtmasına gülerek karşılık vermişti.

Yaklaşık yarım saat sonra havaalanına gelen kafile uçağa binmek için dış hatlara doğru yönelmişti. Geçtikleri güvenlikten ve sonrası aramalardan gişeye vardıklarında kafile görevlisi herkesin biletini alacağını söyleyerek onlara oturacak yer göstermişti. Yaklaşık yirmi kişi bu tura çıkmışlardı. Bazen Asya bu kadar kalabalık olmalarının geziyi daha az eğlenceli yapacağı hissine kapılsa da moralini bozmayacaktı. En azında yanında geveze ve eğlenceli olan arkadaşı Çiğdem vardı. İkili sessiz bir şekilde etraftaki hareketliliği izlemeye başladıklarında saat akşamı gösteriyordu. Etrafta koşuşturan insanların bir yerlere gitme çabası zamanın çabuk geçmesini sağlıyordu. Sonunda görevli elinde biletlerle geldiğin de iki arkadaş yan yana iki bileti almış ve kapılara gitmek için güvenlik geçişi sırasına girmişlerdi. Her şey çok hızlı gelişiyordu. Kafile sırayla uçağa doğru ilerlerken Asya'nın içindeki his daha da belirgin bir hal almıştı.

"Bu gezi çok farklı olacak, bunu hissediyorum."

"Aaa evet çok güzel olacak, sen dedin ya hayatının aşkını bulacaksın."

"Kes şu saçmalığı canım, bu gezi tamamen eğlence amaçlı." Asya sözlerini bitirirken hayatının ne denli değişeceğinden haberi yoktu. Uçakta yerlerini aldıklarında ise iki arkadaş Amerika hayali kurmaya devam ediyorlardı. Tarihi yerlerini gezmek için sabırsızlanıyordu. Uçak havalandığında Asya pencere kenarında olmanın avantajını tam anlamıyla kullanıyordu. Gittikçe küçülen insanlar, arabalar ve evler bulutların altında kaldığında artık genç kız bir pamuk denizinin içinde gibi hissediyordu. O pamuk denizinin içinde olma isteği, elleri ile dokunma dileği içini garip yapmıştı. Gittikçe yükselen uçak genç kızın sıkıntılarını da alıp götürüyordu. Bu geziye ihtiyacı vardı. Özellikle son iki yıldır babasının rahatsızlığı ve maddi sıkıntıları geride bırakmak için okul dışında da özel ders vermesine ve yorucu bir sezon geçirmesine neden olmuştu. Biliyordu ki ailesi bu yüzden gitmesine engel olmak istememişti. Ailede kimsesi yoktu. Babasının dediğine göre tek çocuktu ve anne babası öldükten sonra tek hayatta annemden başka kimsesi kalmamıştı. Uzun süze çocukları olmayınca tüp bebek yöntemi ile kendisine sahip olmuşlardı. Üstelik tüp bebek yöntemi o zamanlar bu kadar yaygın bile değil, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bile kesin değildi. Anne ve babası yapılan deneylere katılmak için gönüllü olmuşlardı. Annesinin yaşı geç olduğu için umudu olmasa da sonunda kendisine hamile kaldığında çok mutlu olduklarını biliyordu. Güç bir hamilelik sonrası dünyaya geldiğinde ise anne ve babasına olan minnetini asla ödeyemezdi. Evlatlık görevini onları yalnız bırakmayarak ödemeye çalışıyordu.

"Yine daldın Asya, ne düşünüyorsun?"

"Bizimkiler ne yapıyor acaba, sence annem babamın ilacını vermiş midir?"

"Yapma bunu annen senin kafanı dağıtmanı istiyordu, onları düşünerek sıkıntı çekmeni değil."

"Ne yapmamı bekliyorsun? İlk kez onlardan ayrılıyorum bir garip hissettim." Çiğdem koltuğunda iyice arkadaşına dönerek iki elini ellerinin arasına almış gözlerinin içine bakarak konuşmasını sürdürmüştü.

"Şimdi bana bir söz ver, tur boyunca eğlenceden başka bir şey düşünmeyeceksin."

"Ama..."

"Hadi söz ver bana, bu geziyi kendine zehir etmeyeceksin, eğleneceksin."

"Peki, tamam, tamam..." genç kız gülümseyerek arkadaşına bakmıştı. Uzun süren yolculuk boyunca hem sohbet etmişler hem dinlenmişlerdi. Asya uykuya daldığında ise yaklaşık iki saatlik yolları kalmıştı.

"Hey uyan..." Çiğdem genç kızı dürtmeye başladığında başını uzatarak pencereden dışarıya bakmaya çalışıyordu. "Asya hadi uyan, bunu kaçırmaman gerekiyor." Genç kız gözlerini araladığında aşağıda ki görüntüyle büyülenmiş gibiydi. Tam bir ışık cümbüşünün üzerinde ilerliyorlardı. Rengarenk ışıkların parladığı yüksek binalar ve sokakların hala canlı olduğu belli oluyordu. Gözleri parlayarak aşağıda ki manzarayı seyrederken uçak inişe geçmek üzereydi. Yapılan anons ile yerlerinde doğrulurken heyecanı iki kat artmıştı. Sonunda çok istedikleri yere, bir zamanlar görmeyi hayal olduğunu düşündükleri ülkeye gelmişlerdi. Bundan sonra ise tamamen güzel anılar edinmek ve ülkelerine bu anılarla dönmek olacaktı. Çıkış kapısına geldiklerinde ellerinde pankartlarla etrafta dönüp duran insanlar, sevdiğine kavuşan insanları yüzlerinde oluşan gülümsemeler. Asya derin bir iç çekerken valizini çekerek kafilesini gözden kaçırmamaya çalışıyordu. Kendileri için ayarlanan otele doğru yola çıkmışlardı. Otele vardıklarında ise genç kız lobide konuşan gruba dikkat kesmişti.

"Hadi oğlum bu yaptığınla ne elde etmeyi planlıyorsun?" Gelen soru karşısında adam tiz bir kahkaha atmıştı. Bariton sesi tüm otelde yankılanmış gibiydi, en azından Asya'ya öyle gelmişti. Tedirgin bir şekilde hızla kenara çekilerek kendisine doğru gelen gruptan sıyrılmaya çalışmış ama arkasından gelen kişiyi görmeyerek sert bir şekilde çarpmış ve çarptığı kişiyi yere düşürmüştü.

"Çok özür dilerim, çok affedersiniz..." genç kız telaşla yere düşen kişiyi yerden kaldırmaya çalışırken Türkçe konuştuğunun farkında bile değildi. Adamı yerden kaldırmak isterken yeniden sakarlık yapması ise kulağına yankılanan kahkaha ile elleri havada asılı kalmıştı. Genç kız büyülenmiş gibi adamın kahkahasını seyrederken kendisine uzatılan eli hayal aleminde tutmuştu.

******************

EVET ARKADAŞLAR İKİNCİ HİKAYEMİZİN DE İLK BÖLÜMÜ YAYINLANDI. DÜZENLEME YAPILDIKÇA YAYINLANACAKTIR UMARIM BEĞENİR VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEZSİNİZ.


MASUM AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin