Yeni bir gün... Yine bir gün... Her geçen gün kendimi yalnızığa alıştırmaya çalışıyorum.Bambaşka , yepyeni ve renksiz bir hayatım var artık.Zamansızca gözümün önüne gelen anılar bile yeni hayatımı etkileyemiyor. Yepyeni ve tertemiz bir sayfa açtım hayatıma. Yapılan hataların, yaşanan acıların geride kaldığı yeni bir sayfa... Işin tek kötü yanı bu yeni hayatımda benden başka kimsenin olmamasıydı. Farketmem çok uzun sürmedi.
Ağır adımlarla mutfağa indim. Buzdolabının boş olmasına şaşırmadım. Daha dün gelmiştim ve oturup sesizce düşünmekten başka hiçbir şey yapmamıştım. Çaresizce kahvaltımı dışarda yapmayı düşündüm.Dışarı çıktığımda içime çektiğim hava az da olsa rahatlamamı sağladı. Bir simitin bana yeteceğini düşünerek karşı kaldırımdaki simitçiden bir simit aldım. Gözüme kestirdiğim bankta kahvaltımı yaptım. Halimden şikayetçi değildim fakat hayatıma bu şekilde devam edemezdim. Açtığım bu yeni sayfaya bir şeyler karalamam gerekiyordu. Fakat onun yerine açtığım not defterine bir şeyler karalama ihtiyacı hissettim. Geride kalan hayatımdan bir parça, büyük bir parça; Şiir... Onu yeni hayatımda da görmek kadar güzel bir şey olamazdı. Belki de duygularımı ayakta tutan tek şeydi şiirler...
Hava serinlemeye başlamıştı bile. Banktan kalkınca simitçiye tekrar gidip iki simit daha aldım. Böylece akşam yemeğim de hazırdı. Bu yemek işini bir an evvel halletmem gerekiyordu. Benim her şeyi halletmem gerekiyordu. Ama sadece eve gidip bavulumu yerleştirme işini halletmeyi düşündüm.
Günlerim böyle geçemezdi, geçmemeliydi... Ben yoğunluğa alışkın bir insanım ve şu an kendimi boşlukta gibi hissediyorum. Eve gidip salondaki kanepeye uzandım. Henüz akşam bile olmamıştı. Anıların içinde kaybolduğum saatlerim yavaş yavaş geçiyordu. Yavaş yavaş...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Âlâ
RomanceGerçek bir Aşk parlak bir yıldız gibidir.. Bir yıldızın daha kayıp gidişine şahit olacaksınız...