39'

10 1 1
                                    

Ara verdiğim için yazdığım ve yazacaklarımdan ekstra bir verim alamayabilirim ama elimden ne geliyorsa yapacağım.

Kafamda bir uğultu. Atsan atılmaz, assam asılmaz. Nasıl diner bilir misin? Ben bilmem. Belki de ondandır ruhumun amansız can çekişi. Ondandır avazım çıktığınca susmam... Nedense zaten konuşamadıklarımız anlaşılsın istemez miyiz, konuştuklarımızı herkes duyar ya hani, bizi duymadan görerek anlayanın özel olduğunu bildiğimizdendir bunu isteyişimiz.

Birileri bizim için özel olsun isteriz.

Birileri için özel olabilmek için.

Uzun bir zaman oldu kelimelerimi satırlarımda nefeslendirmeyeli. (İdam etmeyeli...) Nasıl tek solukta kusarım şimdi içimdekileri. Nasıl anlatırım derdimi ve nasıl dindiririm yalnızlığımı.

Ben yapa yalnız bir kavak ağacıyım, içimi sessiz dökerim , belki uğultumu bile duymazsın ama kovuğumda yaşam saklarım. Sadece bana ihtiyacı olanların erişebileceği bir yaşam.

Sadece gerçekten isteyenlerin görebileceği...

Bu gerçekten samimi ve kendinizden bir parça bulduğunuz bir kitap olacaksa eğer sadece kusursuzluk içermemeli. Demek istediğim, her zaman takır takır yazamıyor olugumu da size yansıtabilmeliyim. İnsanım sonuçta, siz hep düzenle devam eden bir hayat mı sürersiniz sanıyorsunuz? Bazen nefessiz kaldığınızı hissedeceksiniz soluğunuz kursağınızda kalacak. Hevesinizin ise keyfi nasıl isterse. Şuan içimi dökmek istiyorum size.

Nefes alamıyorum dediğimde ne sandın?

Kursağımda kalan soluk değil, sendin.

Hevesimdin.

'Varım yoğum sen oldun' dedim diye mi beni kimsesiz bırakmak kolayına geldi.

Yok olmamı istedin. Anladım.

Da sen beni anlamadın.

İnsan oğlu , beşer , şaşar, sever, sevmez. Anlarım. Ama bile isteye kast ettiğin canım. Canım? Bana kast etmenin böyle kolay gelişi kendini sevmeyişinden miydi acaba? Ben bunu bile düşünür dururdum.

Çünkü canımdın. Canım derdim sana.

Kendi kendine kast ettin.

Derin bir nefes çekiyorum, ciğerlerde bayram sevinci. Artık yoksun. Olsun. Çektiğim artık aşk acısı değil. Belki içerilerde bir yerlerde sevgin kuruntusu vardır ama sakın sanma, ben bekliyorum. Bitti.

Bazı beyler yarım kalmalı. Ders olmalı ve insan bazı derslerden kalmalı.

Evet ilham yok demiştim ama bir şeyler içimden ' Sevgisiz ve aile sofrasından mahrum bir çocuğun ilk sıcak lokmasının verdiği anlık huzur' misali aktı gitti. Sanırım ilhamım içimi döküşümde saklı.

Şuan bir kafede oturmuş bu satırları size aktarırken içimde bir sıkıntı var. Bazen insan nedensiz de mutsuz olurmuş büyüdükçe bunu anlar oldum. Ya iç sıkıntısını ne geçirir?

Biliyorsan eğer bana biraz bundan bahseder misin? O kadar ihtiyacım var ki bu sıkıntıdan uzaklaşmaya...

Her an bir şey olacakmış korkusu ve hissiyle yaşamak ölüm gibi bir şey oluyormuş insana da bundan kurtuluş yokmuş meğerse. Kurtulamadığımda anladım. Birini ölecek kadar sevmek nasıl bir his bilmem, hiç kendimden geçercesine , delicesine birine aşık olmadım ama bilirim. Nefessiz kalmak , uykusuz ve dengesiz olmak, bir daha mutluluğun zerresine rastlayamamak ne demek. Ölüm bu mu oluyor? Bu mu bilmem ama bilirim. Ben henüz ölmedim. Sahiden? Ben ölmedim mi ki? Buna yaşamak deniyor mu?

Mesela ben uykuyu çok severdim, saatler yerini günlere bıraksa dahi uyanmak istemezmişim gibi gelirdi, yemek yemeye bayılırdım, hep konuşacak çok şeyim varmışçasına en ufak şeyden bile konu açardım ama sonra bir şey oldu.

Ölüm değil biliyorum ama oldu işte.

Ağzımda hiç soğumayan kaynar suyu saatlerce tutmuşçasına bir acı, yüreğimde ur kaldı...

Hep bir şeyler olur biliyorum ama kalbimin acıması ve içimdeki bu boşluğun hiç bir zaman dolmayacakmış hissi vermesi normal mi?

Değil. Kendimi kandırmayacağım geceler son bulmalı çünkü hayat böyle geçmez. Benden geçer zaman ama hayattan geçmez.

Zaman benden geçti, ben senden.

İcim benden geçti belki ne yazar, ben bende kalmamışım, içim kalsa ne yazar...

Kader bana ne yazar, bilmem ama artık bilirim, durmalıyım.

.

.

.

02.05.2024

SÜKUNET ÇIĞLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin