Bölüm 4/ Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin

453 23 2
                                    

Medya: Barış Manço - Gülpembe

Medya: Barış Manço - Gülpembe

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Asi ve Cesur ikizler

<<<<<<<<<<|||||>>>>>>>>>>

Dört yıl önce

Adımlarım sertçe yere çarparken sırtımdaki çantam koşmamın etkisiyle sallanıyordu.

"Asi!" duramazdım, durma Asi. Alaz'ın seni yakalamasına izin de verme.

"Asi! Bekle! Bi' dur Asi!" durma.

Sol tarafımda tekerleri yakarak duran arabayla hızım kesildi. Diğer taraftan inen babam seri adımlarla yanıma gelip önümde durdu. Dolu gözlerimle ona bakarken görüşüm bulanıktı.

"Baba." bir adım daha attı bana. Diğerleri de arkamızda durduğunda Cesur hayalet edasıyla süzülerek yanımıza ulaştı. Babam onun da geldiğini gördüğünde kollarını açıp ikimizin de etrafına sarmıştı. Kolları arasında yok olmak istiyordum.

"Baba, hastane." diyebildim sadece. Cesur donmuş durumdaydı.

"Sakin olun önce. İkiniz de bi' bana bakın." elleri yüzümüzde dolaşıyordu.

"Baba, hastane!" aniden bağıran Cesur'la yerimde sıçradım. Babam da şaşkındı. Sanırım o da benim gibi Cesur'u ilk kez böyle görüyordu. İlk öğrendiğimiz zaman düştü aklıma. Cesur'un içine kapanışı, odaya gidişi, zorla içeri girişim ve sarılıp beraber ağlamamız. Annemle babamın bir süre yanımıza gelmeye çalışması fakat sonrasında kapının önünde bizi beklemeleri.

Şu ana dönüp bakınca o anki halimizi arar olmuştuk. Cesur'un arabaya koşar adım gidişi, Çağla'nın beklemeden yanına geçmesi, babamın bana tepki vermemi ister gibi bakışı ve benim Cesur'un aksine ağır adımlarla arabaya geçişim... Bunların hepsi kısa bir sürede olmuştu. Sol tarafımdaki Çağla Cesur'u telkinleriyle sakin tutmaya çalışıyordu. Bense akmak için zaman kollayan göz yaşlarımı geri gönderiyordum.

Benim tarafımdaki kapı açılıp Alaz yanıma oturduğunda gözlerim tekrar dolmuştu. Yaman ön koltuğa yerleşirken Rüya da yanımıza sıkışmıştı. En son babam bindiğinde sert direksiyon hamleleriyle yola girmiş hastaneye sürmeye başlamıştı. Elim kolumdaki bilekliğe gitti. İki ay önce annemin bileğinde olan bu bileklik artık bendeydi. İlk maaşıyla kendine aldığı ilk eşyaydı bu annemin. Su yolunun üzerinde aralıkla yıldızlar ve onların yanında minik toplar vardı. Zamanın ötesinde olan gerçekten güzel bir tasarımdı.

Araba sert bir dönüş yaptığında yalpalamıştım. Şu ana geri döndüğümde etrafa baktım. Cesur kafasını koltuğa yaslamıştı ve Çağla bir eliyle onun elini kavramış diğeriyle de tuttuğu elini okşuyordu. Yaman ve Rüya sessizdi. Alaz'ın gözü üzerimdeydi. Az önce geri yolladığım yaşlar tekrar gözüme akın ettiğinde ona döndüm. Bunu beklermiş gibi sol kolu vücudumu sarıp kendine çektiğinde son noktaya geldiğimi anlamıştım. Yanaklarım saniyesinde yaşlarla ıslanırken hıçkırıklarımı içimde tutuyordum.

ukiyo - aslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin