kanlı sabah

38 3 13
                                    

"Bir daha söyle " diye haykırmıştım karşımda yarı baygın kanlar içinde olan embesil "Ben insanlara travmalar bırakan pisliğin tekiyim"diye bağırdı.Elimdeki silahı anlına dayadım "üç,iki,bir...

Ter içinde uyanmıştım saçlarım dağınık üzerimde dolabımda görmediğim bir parça vardı.Aynaya bakıp çığlık atmam bir oldu her tarafımda kırmızı kan vardı. Bu kanlar bana ait değildi. Hızlı bir şekilde kendimi banyoya attım kıyafetlerden kurtulup soğuk duş kısmını açtım aklımda garip bir şekilde dönen bu gün gördüğüm  rüyayı düşündüm....

Hayır bu rüya değildi kabustu hemde çok gerçekçi bir kabustu. Soğuk suyu kapatıp aynaya bakmadan hemen üzerime bir havlu sardım. yatak odama kıyafet dolabıma yöneldim. Açıp baktığımda her zamanki gibi bir adamın resmi vardı. Üzerinde koyu yeşil bir kalemle embesil yazıyordu.

Dünkü,ondan önceki günkü gibi hatta bir aydır aynı seneryo farklı adamların resmi vardı. Bunları kimin yaptığını bilmiyordum. Resimdeki adamlar ise bana kötülük eden kişilerdi. Her sabah uyandığımda beni koruyan birilerinin olduğunu düşünüyordum acaba böyle birisi var mıydı?. Ama  sabah uyandığımda neden her tarafım kan içindeydi. Hiçbir yerde kan yokken benim her tarafım kanla kaplıydı. Bu düşünceleri bir kenera bırakıp üzerime bol kıyafetler giyip mutfağa yöneldim. Buzdolabının kapağını açıp  soğuk suyu alıp kafama diktim. Kapağı geri kapattığımda gözüme bir not çarptı koyu yeşil kalemle yazılmış bir not üzerinde ne yazacağını tahmin edebiliyordum her zamanki gibi adamın çektiği işgencelerin ve son sözlerinin yazıyor olacağından adım gibi emindim. Kağıdı aldım üzerinde;

"Ben insanlara travmalar bırakan pisliğin tekiyim" ~Selen Leyal bu günü ve cümleyi aklına kazı bu notu diğer notların arasına koy    2024.5 Mayıs Pazar günü~

Hiç beklemediğim bir anda telefonum çaldı not elimden düştü notu geri alıp avcumun içine sıkıştırdım telefonuma yöneldim arayan Ece'ydi "Alo efendim Ece " sesimi sakin tutmaya çalışıyordum.

"Kızım sen daha uyanmadınmı?"saate baktım saat 10.37 geçiyordu
"uyandımda sen bi heyecanlısın ne oldu?"

Dilini damağına vurarak beni ayıplayarak"unuttunmu bu günü unutmuş olamazsın lütfen unuttum deme" derin bir nefes vererek "Ne var bugün aaaaa!" Kıkırdadı "Tabi ya hiç unuturmuyum bugün dilek günü"

"Sonunda ,bi an unuttun sandım. Neyse hadi okulun karşısındaki  kafeye gel hızlı ol ve kırmızı kalemle beyaz kağıt getirmeyi unutma "diyerek yüzüme kapattı.
Ben daha rüyamın ve elimdeki kağıdın etkisinden çıkamamıştım. Sonra merakla rüyamı Google'ye aratmak istedim tam o anda haberlerde *Ünlü doktor Mehir Aytun'un oğlu Aras Aytun psikoloji bölümünü başarıyla bitirmiş ve resmi  psikolog olarak kliniğini açtımıştır. *

Bu yazı gözüme çarptı.Aklıma bu gün psikoloğuma randevum olduğu geldi.Rüyaları yani kabusları görmeye başladığımdan beri gidiyordum. İlk olarak Ece'nin yanına gidecek sonrada randevuma gidecektim hızlıca notu diğer notların yanına kutuya koyup çantamı alıp çıktım. Sonra Ece den mesaj geldi.
'E'nin en iyi hali:
Selen' im SAKIN kırmızı kalem ve kâğıdı UNUTMA!!!!
Cevap olarak
                                             

                             Tamam tamam unutmam!

Telefonumu cebime koydum. Kitaplığımdan _beyaz kağıt ve kırmızı kalem_ alıp çantama koydum. Anahtarlarımı alıp çıktım. Okula doğru yürümeye başladım. Birdenbire aklıma kanlı kıyafetler geldi onları yakmalıydım eve gelince ilk işim bu olacaktı.

KESAFET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin